İmralı’nın 27 Şubat’ta yaptığı “ Silah bırak, kendini fesh et ” çağrısının ardından, terör örgütünün faaliyetleri yakından takip ediliyor. MHP lideri Devlet Bahçeli Ekim ayında süreci başlatan çağrısını yaptığında, Irak’ın kuzeyinde sıkışan Kandil’in çözülebileceği, SDG/YPG’nin ise varlığını sürdürmek için arayışta olacağı kestiriliyordu. Gelinen noktada Kandil silah bırakmamak için ayak sürüyor . Şam’la yapılan “dokuz ay tahditli” anlaşmaya rağmen SDG/YPG de özerk yönetim peşinde koşuyor. Peki,
Sürece vakıf bir kaynağım, “İmralı’dan koşulsuz bir çağrıyı Kandil beklemiyordu” demişti. Örgütün beklentisi, İmralı çağrısının bazı koşullar içermesi yönündeydi. Ancak Öcalan, PKK’dan koşulsuz kongre toplamasını, silah bırakmasını ve kendini fesh etmesini istedi.
Bunun Kandil’de bir şok dalgası yarattığına şüphe yok. Örgüt, tabanı gözünde bir meşruiyet krizi yaşamamak ve İmralı’yla ters düşmemek için tek taraflı ateşkes ilan etti. Ancak daha sonra Kandil’in İmralı’yı reddetmeyen ancak fesih kararını sürüncemede bırakan yeni bir pozisyon aldığı görülüyor.
Bu pozisyonu ilk dile getiren elebaşı Cemil Bayık’tır. “Bu koşullarda kongrenin toplanması mümkün değil” demiştir. Peki, örgüt İmralı’ya rağmen hangi koşulları öne sürüyor? Bir. Silahlı Kuvvetlerin ve MİT’in, Irak ve Suriye’deki operasyonlarını durdurmasını, İki. Hukuki/yasal bazı adımlar atılmasını, Üç. Kongrede Öcalan’ın bizzat rol almasını istiyorlar.