Gazeteci Oray Eğin, yolsuzluk suçlamasıyla tutuklu bulunan İmamoğlu’nun danışmanı Murat Ongun’un yıllar içindeki değişimini kaleme aldı. Ongun’un, “Güçten gözünün döndüğünü, kibri ve küstahlığı hakkında herkesin hemfikir olduğunu” yazan Eğin, 350 bin liraya kiralanan villaya dair de “Gücün hiçbir zaman elinden alınamayacağını zannediyordu” yorumunda bulundu.
– Murat Ongun, 2019 yerel seçimlerinden sonra mazbatasını alan Ekrem İmamoğlu ile çekildiği fotoğrafı sosyal medya hesabından paylaşmıştı.
“Murat Ongun, İmamoğlu hakkında yazacak gazetecilerden tam biat bekliyor, hatta çetele tutuyordu. Kısa sürede kendi ordusunu yaratmış, Başkan’ın tercih ettiği bir gazeteci sınıfı oluşturmuştu. İmamoğlu her ne kadar hoşgörülü gözükse de ekibi en ufak bir eleştiriye bile itiraz ediyordu. Daha şimdiden cımbızla çalışmaya başlamışlardı.
Ne yalan söyleyeyim, ben bu soruşturma başlayana kadar belediyenin belli gazetecileri amiyane tabirle “beslediğinden” emindim, ama şu bir buçuk ayda ikna edici tek bir kanıt, tek bir belge bile çıkmadı.
İmamoğlu ise bu emeklemeleri, ilk adımları hiçe sayarak daha ilk günden biat medyası istedi. Bu Murat Ongun’un tercihi miydi, İmamoğlu’nun isteği mi bilmiyorum. Genellikle liderlerin en yakınındaki Ongun tipi adamları patronlarından bağımsız karar almazlar, gerekirse kötü polis rolünü oynarlar.
Murat Ongun benim özellikle geçen Cumhurbaşkanlığı seçiminde CHP içindeki kavgaları, partinin liderlik katından itibaren İmamoğlu’nu ekarte etmek istediğini ayrıntılarıyla yazmamı kabullenemedi. Bir CHP yöneticisinin seçimdeki potansiyel adayla ilgili bana “Herkes olur ama Ekrem olamaz,” demesini ve benim de bunu aynen yazmamı affetmedi. Bu yazıdan sonra Ongun’a yakın bazı mecralarda hedef gösterildim, buradan biliyorum.
O dönem tamamen profesyonel sebeplerle ama başka bir vesileyle ona ulaştığımda aldığım yanıtları güvendiğim birkaç kişiye gösterdim. Herkes üsluptaki kibir ve küstahlıkta benimle hemfikirdi. Bir ara ‘Şimdi böyleyse kim bilir biraz daha güç elde ettiğinde nasıl olur’ diye aklımdan geçirdim.
Belki başka nedeni vardır, ama fazlasıyla kişiseldi. Ben yine de profesyonel olduğunu varsayıp İmamoğlu’nun işine gelmeyecek yazılarıma vuruyorum. Dönem dönem sorduğum bazı soruları, yürüyen merdivenlerin neden çalışmadığı ya da bu konuyla ilgili kimlerin muhatabımız olduğu gibi soruları yanıtsız bıraktı.
Bunu hatırlatmamın nedeni “Birkaç kişiyi küstürmüş,” dediğimde “Birkaç kişiyi mi?” itirazını açıklamak. Bana bile böyle davrandıysa kim bilir başkalarına neler yapmıştır.
Belki de işi başından aşkındı. İtalya ve Karadeniz gezileri, kayak tatili, kar fırtınasındaki balıkçı gibi ardı ardına gelen PR rezaletinin ardından kellesi alınmamış ama basın sözcülüğü makamı kaldırılmıştı. Aslında hala gazetecilerle doğrudan muhatap oluyordu ama anladığım kadarıyla işi artık bir tür “propaganda müdürlüğü”ydü.
Bir yandan da vaktinin bir bölümünü yılbaşı partilerinde, yaz tatillerinde havuz başında akıl hocası bellediği insanlarla birlikte yeni Türkiye’yi tasarlıyordu.
– Acarkent’te kiraladığı lüks villayla gündem olan Murat Ongun, ev sahibiyle yeni kontrat imzaladı. 2024’te yıllık 3,7 milyon liralık kirayı peşin ödeyen Ongun’un kontratı bu ay sona erdi. Eşi Gözdem Ongun, 14 Nisan’da yeni sözleşme imzaladıkları ev sahibine 2 gün içinde toplam 5 milyon 621 bin lira gönderdi.
Bir insan kirası maaşının kat be kat üstünde bir evde, kendisi ödemese dahi neden oturmayı kabul eder? Ekselsiyor Apartmanı’nda falan otursa en azından göze batmazdı. Site istiyorsa eminim Alkent’te Hıncal’ınki olmasa da bir bahçe dubleksi bulunurdu.
Ancak 350 bin TL’ye, üstelik kirasını da Başkan’a ödeterek, daha çok futbolcuların ve şarkıcıların tercih ettiği Acarkent’te villa tutmak ya şuursuzlukla açıklanabilir, ya da güçten gözünün dönmesiyle. Bu örnekte her ikisi de geçerli: Gücün hiçbir zaman elinden alınamayacağını zannedecek kadar şuursuz olmalı. Hiçbir şey yapmamış olsa dahi bu evin etrafında oluşan şüphe yeteri kadar yıpratıcı.
Ongun’un nereden geldiği belli. Kendi ailesinin, bir dönem tur gezilerinde rehber olarak çalışan eşinin malvarlığı ortada. Şaşa ve lüks yaşam böylesi birinde illaki göze batar, ayak bağı olurdu. Dahası, çok daha iddialı bir makama oynarken bütün gözlerin üzerinde olacağını bilip, başkalarından yedi kat daha dikkatli davranması gerekirdi. Bu durum İmamoğlu için de geçerli.”