Özbekler Tekkesi’ nin bir kültürel hafıza mekanı olarak yeni işlevinin safhalarını ve bu yönde yapılan çalışmaları, -bir bilgi yanlışına neden olmamak için- hem kendisinin hem de İSAR Araştırma Merkezi’nin web sitelerindeki bilgileri esas alarak iletelim. Tekke binasının ilk restorasyonu Mimar Cengiz Bektaş tarafından yapılıyor (1983). Harem kısmının restorasyonu ise bundan yaklaşık on yıl sonra Mimar Melih Birsel tarafından gerçekleştiriliyor. Bu restorasyonlardan sonra Tekke on yıllığına, şeyh
Marmara Üniversitesi, Ortadoğu ve İslam Araştırmaları Enstitüsü, TÜBİTAK ve İSAR Araştırma Merkezi tarafından ortaklaşa yürütülen ve süresi 2023-2025 yılları ile sabitlenen bu proje, “Özbekler tekkesinin 1753 yılındaki kuruluşundan son postnişini Necmettin Efendi’nin vefat ettiği 1971 yılına kadarki yazılı ve görsel malzemelerin tespit edileceği zaman dilimini” kapsıyor ve onunla “tespit edilecek envanter üzerinden bir Osmanlı sosyal ve dini müessesesinin çok boyutlu tarihinin ortaya çıkartılması” hedefleniyor.
Şöyle ki, “Sadece yazılı ve görsel kaynaklara odaklanmayan proje; sözlü tarih çalışmalarıyla araştırma sorularını” genişletirken, “dijital tarih yöntemleriyle de elde edilen verilerin sonuçlarının analizine ve sunumuna yeni bir boyut” getiriyor.
Böylece “Özbekler Tekkesi’nin yazılı, sözel ve görsel arşivi”nin oluşturulması hedeflenirken, bununla hasıl olacak “bir veritabanının yer aldığı internet portalının” inşa edilmesi planlanıyor.
Bu sayede “tekke merkezinde oluşan kültürel mirasın gelecek kuşaklara” aktarılmasıyla “İslam, Osmanlı ve Türkiye siyasi, kültürel ve dini tarihindeki rolüne” odaklanılan proje, “tarihi süreç içinde tekkenin dinî, entelektüel, mekânsal, sosyo-ekonomik, siyasi ve gündelik yaşam üzerindeki etkisiyle ilgili kapsamlı” araştırmaların ilk örneği olarak somutlaşıyor.
“Tekkeyle ilişkili defterler, arşiv belgeleri, epigrafik malzemeler kısacası yazılı ve sözlü kaynakların tespit edilmesi, dijital ortama aktarılması, günümüz diline çevrilmeleri; bu kaynakların ihtiva ettiği bilgi ve verilerden bir veritabanının oluşturulması ve uzman akademisyenlerin yazacağı ilgili makalelerin matbu ve dijital olarak yayınlanmasına ise projenin hasılası olarak bakılıyor.
“Proje sonunda çalışmaların sonuçlarını ortaya koyan bir adet editoryal kitap, bir çalıştay ve bir internet sayfası oluşturulması” da yine projenin hedefleri arasında.
Böylece hem bir hak yerini bulmuş hem de kayıp hafızamızın önemli parçaları yerli yerine konulmuş olunacaktır.
Bu örnek projeyi mümkün kılan kuruluşlara ve ona emek veren kıymetli elemanlara teşekkür ediyorum.