Medicana Zincirlikuyu Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Mustafa Can, beslenme alışkanlıklarının kalp ve damar sağlığı üzerinde önemli etkileri olduğunu belirtti.
Hastaneden yapılan açıklamaya göre, dünyadaki ölümlerin yaklaşık yüzde 75’ini bulaşıcı olmayan hastalıklar oluşturuyor. Bu hastalık grubu içinde yer alan kalp ve damar hastalıkları ise özellikle kalp krizleri ve inmeler nedeniyle en yaygın ölüm nedenleri arasında bulunuyor. Açıklamada görüşlerine yer verilen Prof. Dr. Mehmet Mustafa Can, yaşam tarzının kalp hastalıklarında belirleyici bir rol oynadığını kaydetti.
Can, kalp ve damar hastalıklarının, kalbin işleyişini bozan ve sağlıklı çalışmasını engelleyen rahatsızlıkların genel adı olduğuna işaret ederek, “Kalp ve dolaşım sisteminde oluşan problemler sonucunda çeşitli kalp rahatsızlıkları gelişebilir. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, düzenli egzersiz yapmak ve rutin kalp kontrollerini ihmal etmemek, kalp sağlığını korumada etkili yöntemlerdir.” ifadelerini kullandı.
Özellikle obezite, tip 2 diyabet, yüksek tansiyon ve sağlıksız beslenme gibi faktörlerin son 50 yılda kalp hastalıklarına yakalanma ve bu hastalıklardan ölüm oranlarının artmasına katkı sağladığını ifade eden Can, konuyla ilgli Amerikan Kardiyoloji Koleji Asya 2025 Konferansı’nda sunulan bir çalışmaya işaret etti.
Can, dünya genelinde 10 milyon insanı kapsayan araştırma sonuçlarına göre, günde 100 gramdan fazla ultra işlenmiş gıda tüketiminin kalp hastalıklarının oluşumunda rol oynadığını aktardı.
Fazla işlenmiş gıda tüketenlerin kalp hastalığından ölme riskinin yüzde 40 ila 66 arasında arttığının tespit edildiğine işaret eden Can, “Hatta bu gıdaların sadece lipid prolini bozmadığı ayrıca bağırsak mikrobiyotasını bozduğu, sistemik inflamasyonu artırdığı ve oksifatif stresi artırdığı ve insülin duyarlılığını bozduğu da görüldü.” değerlendirmesinde bulundu.
“Erken teşhis etmek için düzenli kalp kontrolleri yaptırılmalıdır”
Kalbin korunması için işlenmiş gıda tüketiminden kaçınılması gerektiği uyarısında bulunan Can, ailede kalp hastalığı öyküsü olanların, sigara, alkol kullananların, sağlıksız beslenerek hareketsiz bir hayat sürenlerin kalp krizine yakalanma riskinin arttığını vurguladı. Can, tüm bunların yanı sıra hipertansiyon, diyabet gibi kronik hastalıkların da kalp üzerinde olumsuz etkiler bıraktığının altını çizerek, şunları kaydetti:
“Kalp krizinde stres de önemli bir risk faktörü olarak son yıllarda öne çıkmaktadır. Stresten uzak durulmalıdır. Beslenmenin düzenlenmesi, gerekirse bunun için uzmana başvurulması, düzenli egzersiz yapılması, sigara ve alkolün bırakılması gerekmektedir. Kalp hastalıklarını önlemek veya erken teşhis etmek için düzenli kalp kontrolleri yaptırılmalıdır. Özellikle aile öyküsü olan bireylerin 20 yaş itibariyle düzenli kardiyolojik muayenelerine gitmeleri önemlidir.”
Kalp dostu beslenmede yağsız kırmızı et, kümes hayvanlarının derisiz etleri, balık, düşük yağlı süt ürünleri ve yumurta, yağ oranı düşük olarak sınıflandırılan yüksek protein içeriğine sahip sağlıklı gıdaların öne çıktığı bilgisini paylaşan Can, bunların yanında tam buğday ürünleri ve taze sebze-meyve tüketiminin de önem arz ettiğini anlattı.
Can, tuz tüketiminin azaltılması, porsiyonların küçültülmesi ve kızartma ile işlenmiş gıdalardan kaçınılmasının faydalı olacağını kaydederek, düzenli egzersizin de kalp sağlığını desteklediğini belirtti.
