Sevgi, saygı, güven ve aidiyet gibi temel duyguları besleyen ilişkiler, zaman zaman anlaşmazlık, kırgınlık ve duygusal mesafelerle sınanıyor. Bu tür zorluklar her ilişkide kaçınılmaz olsa da başa çıkmak mümkün. Kadıköy Florence Nightingale Tıp Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Tilbe Sönmezler, sağlıklı ilişki için beş adımı anlattı.
İnsanlar en derin bağları ilişkilerle kurar, ancak bu bağlar çoğu zaman yanlış iletişimle sarsılıyor. Çoğu kez sevgiyle başlayan ilişkiler, fark edilmeden yapılan eleştiri, savunmacı tavırlar, küçümseyici sözlerin yanı sıra duvar örülen sessizliklerle kopma noktasına geliyor. Kadıköy Florence Nightingale Tıp Merkezi’nden Uzman Klinik Psikolog Tilbe Sönmezler, “Dr. John Gottman’ın mahşerin dört atlısı modeli, ilişkilerin neden çatırdadığını anlamamıza yardımcı olan çarpıcı bir çerçeve sunuyor. 40 yılı aşkın bilimsel gözlemlere dayanan bu model, uzun vadede ilişkileri sarsan 4 temel iletişim biçimini tanımlıyor. Bunlar eleştiri, savunma, duvar örme ve aşağılamalar” dedi.
Bu 4 dört sabotajcının ilişkileri içten içe çürüttüğünü anlatan Sönmezler, “Tıpkı bir savaşın habercileri gibi, bu dört iletişim biçimi de bir ilişkide duygusal uzaklaşmanın, güvensizliğin ve kopuşun habercisi olabilir. Bu işaretleri fark etmek ise ilişkiyi kurtarmak için atılacak ilk adım” diye konuştu. Yıkımın karşısında onarım yolu olduğunu ifade eden Sönmezler, sağlıklı ilişki için 5 küçük adıma dikkat çekti.
Tilbe Sönmezler
Davranışı değil, kişiliği hedef aldığınızda partneriniz savunmaya geçer. Kendi duygunuzu ifade ederek konuşmaya başlamak, çatışmayı azaltır.
Savunmaya geçmek yerine, “Evet, bunu fark etmemişim. Senin için önemli olduğunu anlıyorum” gibi ifadeler ilişkinin güven zeminini korur.
Partnerinizi küçümsemek yerine, olumlu yönlerini görün, zaman zaman bunu ifade edin. Takdir, duygusal bağları güçlendirir.
Tartışma esnasında çok yoğun duygular hissediyorsanız mola verin. Ama mutlaka konuşmayı sonrasında sürdürün. İletişimden kaçmak değil, yapıcı şekilde devam etmek önemli.
Sorunları bireysel savaşlar gibi değil, ortak bir mesele olarak değerlendirin. “Sorunu birlikte nasıl aşarız?” sorusu ilişkiyi besler. Yanlış bir davranışı dile getirmek eleştiri olarak tanımlanırken, bu durum partnerin kişiliğine, karakterine yönelik suçlayıcı olduğunda zarar verebiliyor. Dozu kaçan eleştirinin ilişkileri kopma noktasına getirdiğini hatırlatan Sönmezler, “Örneğin ‘Her zaman düşüncesizsin’ ya da ‘Sen zaten beni hiç önemsemezsin’ gibi ifadeler, davranışa değil kişiliğe yöneliktir. Bu ifadeler, karşı tarafın ilişkide kendini yetersiz hissetmesine neden olabiliyor” şeklinde konuştu.
Eleştiri sonrası savunmanın da ilişkiye zarar verebildiğini ifade eden Sözmezler, “Kişiler kendi suçsuzluğunu kanıtlamaya, hatta karşı tarafı suçlamaya çalışıyor. Bu tutumlar, iletişim kanallarını tıkıyor” vurgusu yaptı. İlişkilerdeki en yıkıcı etkinin aşağılama ile oluştuğunu vurgulayan Sönmezler, “Partnerin değersizleştirilmesi duygusal güveni sarsarak, özsaygıyı zedeliyor. Duvar örme ise duygusal kopuşu hızlandırarak yalnızlaşmayı derinleştiriyor” vurgusu yaptı.