enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
41,9850
EURO
48,8530
ALTIN
5.600,95
BIST
10.636,34
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
22°C
İstanbul
22°C
Hafif Yağmurlu
Cuma Az Bulutlu
24°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
19°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
24°C

Kekemelikte erken dönemde terapi şart

Dil ve Konuşma Terapisti Burçin Mutlu, kekemeliğin her 100 kişiden birinde görülen konuşma arızası olduğunu belirterek uyardı. Bu durumun genellikle 2-5 yaşlarda başladığını belirten Mutlu, erken dönemde uygulanan terapilerin büyük ölçüde iyileştiriciliğini vurgulayarak, “En büyük hata ‘geçer’ diyerek beklemek; her geçen ay kalıcılık riskini arttırır; bu nedenle müdahale şart” dedi.

Kekemelikte erken dönemde terapi şart
REKLAM ALANI
23.10.2025 09:24
0
A+
A-

Konuşma akıcılığını bozan ses, hece ya da kelimelerin tekrarı, uzatması şeklinde ortaya çıkan kekemelik konuşmaya başlarken yaşanan duraksamalarla da kendini gösteriyor. Toplum genelinde her 100 kişiden birinde görülen bu durum, özellikle 2-5 yaş aralığında başlıyor. 22 Ekim Dünya Kekemelik Farkındalık Günü çerçevesinde konuşan Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi’nden Uzman Dil ve Konuşma Terapisti Burçin Mutlu, bilinenin aksine kekemeliğin ortaya çıkışında psikolojik etkenlerin değil, genetik yatkınlığın etkili olduğunu söyledi. Nörolojik farklılıkların bu duruma yol açtığını anlatan Mutlu, “Yani kekemelik bir korkunun, heyecanın ya da utanmanın sonucu değil. Taklit ederek oluşmaz. Genetik faktörlerin etkili olduğu bu durum, genellikle 2 ila 5 yaş arasında başlar. Toplumda görülme oranı ise yüzde 1 civarındadır, yani her yüz kişiden biri konuşurken kelimelerle mücadele eder” dedi. Kekemeliğe erken müdahalenin önemine vurgu yapan Mutlu, “Bu sayede kekemeliğin kalıcı hale gelmesini önleniyor. Erken dönemde başlanan kekemeliklerde herhangi bir müdahaleye gerek kalmadan kendiliğinden iyileşme ihtimali yüksek. Ancak en büyük hata, “geçer” diyerek beklemektir çünkü her geçen ay, kalıcılık riskini artırır. Bu nedenle kalıcı olma riski göz ardı edilmemeli. Mutlaka bir uzman tarafından değerlendirilip yol haritası çizilmeli” diye konuştu.

ÖNYARGILAR SESSİZLEŞTİRİYOR

Dil ve konuşma terapistlerinin kekemeliği yalnızca konuşma akıcılığı üzerinden değil; duygusal, sosyal ve davranışsal etkileriyle birlikte değerlendirdiğini vurgulayan Mutlu, kekeme bireylerin hayatının toplumun bakışları, önyargı ve akran zorbalığı gibi sebeplerle zorlaştığına dikkat çekti. Mutlu sözlerini şöyle sürdürdü: “Okullarda alay edilmek, sınıfta söz hakkı verildiğinde gülüşmeler duymak, bir yetişkin olarak iş görüşmesinde cümlelerin yarıda kesilmesi gibi durumlar kekemelikten değil, önyargıdan doğar. Kekemelikle yaşayan bireyler, ‘takıldıkları’ kelimeler yüzünden değil, sabırsız dinleyiciler yüzünden sessizleşir. Oysa kekemeliğin en tehlikeli sonucu konuşamamak değil, konuşmamayı tercih etmektir.”

YAZI ARASI REKLAM ALANI
REKLAM ALANI
ETİKETLER: , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.