Yusuf Kaplan’ın kurduğu ve yönettiği Medeniyet Tasavvuru Okulu ’nda (MTO) 2024-2025 Güz Dönemi derslerinden biri olarak Gazâlî’nin Dünyası Dünyanın Gazâlisi başlığı altında yaptığımız sohbette, sözümüz ara ara sanat ve edebiyat konusuna da uğradı. Nitekim geçtiğimiz hafta MTO’nun kıymetli öğrencilerine Gazâlî’nin (rahimehullah) Şiî/Batınî gruplara karşı verdiği mücadeleyi anlatırken kendimi -mealen- şunları söylerken buluverdim: “Eğer bizim zamanımızda da müceddit vasfıyla bir Gazâlî zuhur edecek
Nitekim geçtiğimiz hafta MTO’nun kıymetli öğrencilerine Gazâlî’nin (rahimehullah) Şiî/Batınî gruplara karşı verdiği mücadeleyi anlatırken kendimi -mealen- şunları söylerken buluverdim:
MTO’nun kıymetli öğrencilerinden biri, bu yorumuma “Ne yani, şimdi ben büyülü gerçekçi bir öykü yazsam kurgulanmış mı oluyorum?” diyerek tepki verdi.
“Modernitenin, dünyevi projesini gerçekleştirmek üzere kullandığı en önemli yollardan biri, bütünü parçalama enstrümanı, başka bir başka deyişle birbirini tamamlayan sistematik yapıyı ayrıştırma enstrümanıdır. Hayatın çeşitli alanlarını birleştiren bir olgu olarak din, şekil ve kapsam bakımından birbirinden çok farklı alanları birleştirmektedir. Buna karşın modernite, hayatın bu alanlarında din yasasını devre dışı bırakarak gerek işleyiş açısından gerekse de sonuçları itibarıyla söz konusu alanları birbirinden bağımsız hâle getirmek için elinden geleni yapmıştır. Böylece modernite bilimi dinden ayırmış, bununla da yetinmeyerek tıpkı siyaseti ve ahlakı dinden ayırdığı gibi sanatı ve hukuku da dinden ayırmayı başarmıştır.” (Seküler Ahlakın Sefaleti – İlahi Emanet Paradigmasının Seküler Ahlak Eleştirisi, trc.: Soner Gündüzöz, Pınar, 2023)
Öyle ki, Nâbizâde Ahmed Nazım Karabibik’ini (yayımı: 1890) güya “hakikiyyun mesleğine” hasredecek, Nihat Sami Banarlı onun bu maksadını “…Tarafsız müşahede ve bilgiye dayanan bir roman anlayışı” olarak selamlarken, Kenan Akyüz de “Kara Bibik’in önsözü, Türk edebiyatında, realizm ve natüralizmin ilk ve küçük beyannamesi halindedir. Yazar, burada -yanlış olarak ‘insanın ve cemiyetin yalnız kötü yönlerini anlattığı’ sanılan- realizm ve natüralizmin esaslarını açıkladıktan sonra, bunlara bir örnek olarak da Kara Bibik’i yazdığını söyler. Gerçekten bu hikâye, tam anlamıyla realist sayılabilecek ilk Türk hikâyesidir. (…) Yazar, realiteye sadakat düşüncesi ile köylülerin şivelerini de aynen vermiştir. Bu durumu ile Kara Bibik, son devir Türk edebiyatındaki köy roman ve hikâye tarzının da ilk örnekleri arasındadır.” yorumuyla Cumhuriyet devrinde revaç bulacak olan kaba gerçekçiliğe cevaz verecektir. (Bkz.: Ömer Lekesiz, Yeni Türk Edebiyatında Öykü, Şule, 2017)
Nasipse buradan devam edelim inşallah.