Bölge bir hayli hareketli. Müthiş bir diplomasi trafiği var. Genelde Ortadoğu, özelde Filistin konuşuluyor. Washington-Ankara yaklaşımlarının örtüştüğü ve ayrıştığı noktalar var. Denklemin Suriye ucunda Türkiye, terör örgütü PKK/SDG’nin tasfiyesi için yoğun bir mesai harcıyor. Trump’ı da aşan Amerikan devlet politikası İsrail’in güvenliğidir. Netanyahu Trump’la görüşmek için ABD’ye giderken “Ortadoğu haritasını yeniden çizmek istediğini” söyledi. ABD ve İsrail’in bölgesel haritaları örtüşüyor mu,
ABD Başkanı Trump, Suriye’deki askeri varlığının geleceğine ilişkin henüz net bir şey söylemedi. Ama işaretler geliyor. İsrail devlet televizyonu Kan, “Trump’ın Suriye’den binlerce Amerikan askerini çekmeyi planladığı İsrail’e iletildi” haberi geçti, ortalık karıştı. Haberde, bu mesajın İsrail’de derin bir kaygı yarattığı da vurgulandı. Trump’ın daha sonra yaptığı açıklama ise şöyle: “Suriye’ye müdahale etmeyeceğiz. Orası sorunlarla dolu bir yer.”
Trump göreve geldikten sonra DEAŞ tehdidini büyütecek bazı provokasyonlar da yapıldı. Örgüt, ABD’de terör saldırısı düzenledi. Ancak Trump konunun üzerinde pek durmadı. Geçtiğimiz hafta, ABD Başkanı’nın Suriye, PKK ve hatta DEAŞ konusuna nasıl baktığına ilişkin ilginç bir işaret de geldi.
Önemli mi? Bence çok. Trump yönetiminin, bu kampa yardımları keserken, DEAŞ şantajını dikkate almadığı, SDG/PKK’nın taleplerini de umursamadığı anlaşılıyor. Yakın zamanda bu karardan cayar mı, bilmiyoruz. Aynı tavrı askeri konularda da alır mı, onu da göreceğiz.