ABD Başkanı Donald Trump’ın, Venezuela’da etkin uyuşturucu kartelleriyle mücadele gerekçesiyle Karayip Denizi’ne kuvvet yığmasıyla başlayan gerilim büyüyor. Wall Street Journal’in “ABD Venezuela’da askeri hedeflere saldırı başlatacak” haberi gündeme bomba gibi düştü. Trump ve Dışişeri Bakanı Marco Rubio iddiaları yalanlarken, ABD’nin yaptığı askeri yığınak endişeleri arttırıyor.
Wall Street Journal (WSJ) gazetesinin, ABD ordusunun Venezuela’da uyuşturucu kaçakçılığı amacıyla kullanıldığı iddia edilen askeri tesisleri hedef alacak bir hava saldırısı planladığını iddia etmesinin ardından gerilim büyüyor. ABD Başkanı Donald Trump ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio, iddiaları yalanlayarak “Saldırı niyetimiz yok” dese de ABD ordusunun son dönemde Karayipler’e yaptığı ve B-1 ile B-52 bombardıman uçaklarının da eklendiği askeri yığınak endişeleri artırıyor. WSJ’nin haberinde, vurulması değerlendirilen bölgeler arasında deniz kuvvetleri tesisleri, askeri limanlar ve uçak pistlerinin bulunduğu öne sürüldü. Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro ise muhtemel bir saldırıya karşı hazırlık yapıyor.
WSJ tarafından yayınlanan haber, gündemin ilk sırasına yerleşirken gazeteciler, ABD Başkanı Donald Trump’a, Florida seyahati öncesi iddiaları sordu. Trump, bir basın mensubunun ‘Venezuela’ya saldırı düzenlemeyi düşündüğünüz yönünde haberler var. Bu doğru mu’ sorusuna, “Hayır, bu doğru değil” cevabını vermekle yetindi. ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ise sosyal medya ağı X’te yayınladığı açıklamada, WSJ’ye tepki gösterdi. Gazetenin kaynaklarının verdiği bilgileri reddeden Rubio, “Konuya ilişkin bilgi sahibi olduğunu iddia eden kaynaklarınız sizi kandırarak yalan bir haber yazdırdı” ifadesini kullandı.
Saldırı iddiaları Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro’nun da gündemindeydi. Washington Post’un haberine göre Maduro yönetimi, Rusya’dan, “füzeler dahil acil askeri destek talep etti. Gazete haberinde ayrıca, Caracas yönetiminin, Çin ve İran’dan da yardım talep ederek insansız hava araçları istediği iddiasını paylaştı. Maduro ise başkent Caracas’taki Miraflores Sarayı’nda düzenlenen “Barışı Savunmak İçin Büyük Karayipler Parlamenter Buluşması” programında yaptığı konuşmada, “Dünyanın en büyük petrol rezervine sahip olduğumuz için bizi hedef alıyorlar” dedi. Venezuela halkının savaş istemediğini ve meseleleri egemenlik içinde çözmek istediklerini dile getiren Maduro, Latin Amerika ülkelerine de seslenerek, “Latin Amerikalı ve Karayipli kardeşlerimiz bilmelidir ki Venezuela’nın bağımsızlık, egemenlik ve barış hakkı için verdiği mücadele tüm Amerika kıtamızın mücadelesidir” cümlelerini sarf etti.
ABD’nin tehditlerinin artmasıyla birlikte Venezuela iç siyasetinde de hareketlilik artıyor. İsrail’in Gazze’de işlediği soykırıma verdiği desteğe rağmen geçtiğimiz ay Nobel Barış Ödülü ile ödüllendirilen Venezuela muhalefeti lideri Maria Corina Machado, adeta işgali çağırarak, “Maduro’dan kurtulmanın tek yolu güç kullanılmasıdır” dedi. Machado’nun bu açıklamasının ardından Maduro yasal adımlara başvurma kararı aldı. Venezuela lideri, muhalefet liderini işgali teşvik etmekle suçlayarak, ABD’nin ülkeyi işgal etmesi yönünde propaganda yapan ve bunu teşvik eden kişilerin vatandaşlıktan çıkarılması için anayasal bir çalışma yapılacağını duyurdu. Ancak Anayasa’nın 35. maddesi, vatandaşlıktan çıkarma kararının yalnızca Yüksek Mahkeme tarafından verilebileceğini ve doğuştan Venezuelalıların vatandaşlıktan çıkarılamayacağını öngörüyor.