enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
40,1735
EURO
47,0678
ALTIN
4.327,67
BIST
10.358,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
30°C
İstanbul
30°C
Parçalı Bulutlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
29°C
Pazar Açık
31°C
Pazartesi Açık
32°C
Salı Parçalı Bulutlu
31°C

Amerika’dan sevgilerle: Türkiye ne yapacak?-II

‘Türkiye ne yapacak’ sorusunu yanıtlama denemesine ilk 26 Şubat’ta girizgâh yapmıştık ve araya ‘İmralı’ girdiği için ikincisine şimdi devam ediyoruz… Oval Ofis’te yaşanan benzeri görülmemiş kriz/meydan okuma ile Londra’da düzenlenen Ukrayna konulu liderler zirvesi, İngiltere Başbakanı’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı araması ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da toplantıya katılması, haritaya bir yeni çizgi öneriyor… Fidan: “Avrupa güvenlik mimarisi yeniden oluşacaksa Türkiye’siz olmaz. Türkiye’yi dışlayan,

Amerika’dan sevgilerle: Türkiye ne yapacak?-II
REKLAM ALANI
06.03.2025 03:12
4
A+
A-

‘Türkiye ne yapacak’ sorusunu yanıtlama denemesine ilk 26 Şubat’ta girizgâh yapmıştık ve araya ‘İmralı’ girdiği için ikincisine şimdi devam ediyoruz…

Oval Ofis’te yaşanan benzeri görülmemiş kriz/meydan okuma ile Londra’da düzenlenen Ukrayna konulu liderler zirvesi, İngiltere Başbakanı’nın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı araması ve Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın da toplantıya katılması, haritaya bir yeni çizgi öneriyor…

Fidan: “Avrupa güvenlik mimarisi yeniden oluşacaksa Türkiye’siz olmaz. Türkiye’yi dışlayan,
Türkiye gibi bir askeri gücü dışlayan

güvenlik mimarisi yaklaşımı çok gerçekçi olmayacaktır.” (27/02)

Cumhurbaşkanı; “Son dönemde yaşanan gelişmeler Türkiye-AB ilişkilerinin önemini bir kez daha ortaya koymuştur. Türkiye’nin hak ettiği şekilde yer almadığı Avrupa’nın küresel aktörlüğünü sürdürmesi giderek imkânsız hale geliyor. Türkiyesiz bir Avrupa güvenliği düşünülemez”.

YAZI ARASI REKLAM ALANI
Bu haritanın tarif edilmesinde sürpriz yok;
İngiltere-Avrupa-Türkiye.

Ama işlevselliği ve sonuçları hakkında muğlak alanlar çok. ‘Türkiye ne yapacak’ın yokladığı masalardan birisi bu…

***

Oval Ofis görüntülerinin ilk ve güçlü biçimde yarattığı algı, Trump ve yardımcısının Zelenski’yi aşağılayıp, hırpaladığıdır. Esasen dayağı yiyen Kiev değil Avrupa’ydı. Krizin pik noktası da; Zelenski’nin, “Şimdi okyanus sizi koruyor ama politikalarınızın sonucu sizi de vuracak” mealindeki tehditvari sözleridir…

Öte yandan, dramatik görüntüleri ziyaretin başından alarak ve alıcı gözle elden geçirdiğinizde, Zelenski’nin
Avrupa’yı arkasına alarak

Beyaz Saray’a meydan okumasıdır. Planlı mıydı? Bakalım…
Zelenski ziyaretinden evvel Trump’ın kapısını,
Fransa’dan Macron, İngiltere’den Starmer

ve
Polonya Başkanı Duda

çaldı. Bu görüşmelerin ‘organize’ olduğuna şüphe yok. İlaveten,
Kanada Başbakanı Trudeau’nun

Kiev’de yaptığı açıklamalar ile
Avrupa Komisyonu Başkanı Von der Leyen’

in çıkışları da Zelenski’yi ‘dolmuş’ halde/güvenle Washington’a ‘uçurdu’. Zaten Zelenski’nin olay sonrası koşarak Londra’ya sığınması ve tertiplenen toplantı da
senkronu

gösteriyor…

Bugün Kiev tamamen İngiliz yönetimi altında. Hem savaşın nasıl yönetileceği hem de ABD ile kurulacak Rusya masasının nasıl kurgulanması gerektiği konusunda Zelenkski’ye şaperonluk yapıyor. İngiliz etkisi o kadar bariz ki, Avrupa ülkeleri Zelenski’ye moral verirken sık sık, “You will never walk alone” ifadesini kullanıyorlar…

Sonuç olarak
bu bir isyan

ve kemiği bir derinin tuttuğu transatlantik ittifakta çatlak büyüdü, daha hızlı su almaya başladı.
Yamanabilir ama eskisi gibi olmayacak!

***

Şu da artık basit kabullerden; ABD bu savaşı istemiyor. Avrupa ve İngiltere istiyor. Danimarka Başbakanı Frederiksen’in sözlerini akıldan çıkarmayalım; “İnsanların barış için çözüm ve ateşkes istemesini anlıyorum. Ancak, Ukrayna’da barış, devam eden savaştan daha tehlikeli”…

Güzel… Peki, ABD’siz savaş mümkün mü?

Londra, Paris ve Berlin ne kadar üst perdeden konuşsalar, üst üste askeri ve maddi yardım paketleri açıklasalar, Rusya’ya yönelik daha ağır yaptırım planları ilan etseler de bu savaşın Amerikasız yürütülmesi, hele kazanılması mümkün görünmüyor…

Hemen tüm askeri uzmanların mutabık olduğu üzere
ABD uydu desteği ve hava kuvvetleri olmadan

Avrupa birliklerinin Ukrayna’da savaşması mümkün değil. Kaldı ki, herhangi Avrupa ülkesinin çocuklarının kıyılmasını ne denli göğüsleyebileceği de hayli tartışmalı. Ona da gerek yok,
herhangi Avrupa ülkesi Rusya ile savaş riskine girebilir mi?

Yine de savaşın ‘bu haliyle’ sürdürülmesinin Avrupa tarafından illa istenmesi garip. Ama izahı var; kimi strateji/jeopolitik uzmanlarının Avrupa mevcut yönetimlerini, “kolektif Batı kalıntıları” olarak tanımlamasının ardında,
Clinton-Obama-Biden sürecinin

ortaya çıkardığı küreselci/liberal yerleşik düzenin köhneliği ve körlüğü var…

AB dış politika şefinin, ‘özgür dünyanın yeni bir lidere ihtiyacı var” sözü, gördükleri gereksinimden kaynaklanmıyor. ‘Trump’ın yerine işimize gelen biri’ demek istiyor. Avrupa’nın lidersizliğini görmüyorlar. Körlük o…

***

Madem öyle, Türkiye dahil, Avrupa ve İngiltere’yi bir araya getiren Londra Zirvesi’ni nasıl tartmalıyız? Anlamı ve çıkacak sonuç, transatlantik çatlağın bir tür “karşı ittifakla” şekillenmesi midir?

Hayır! Kimse o kadar yürek yemiş değil. Bu ülkeler sınırları zorlamamak gerektiğini biliyorlar.

Hatta Oval Ofis’te kantarın topuzunun biraz kaçtığını görüyorlar. Yani, önce Zelenski’nin ABD’nin isteklerini yerine getirmesini, nadir metaller dahil anlaşmayı imzalamasını ve Trump’la arasını düzeltmesini isteyecekler, istediler…
Kısa vadeli geleceğe bakarken, iki notu ihmal etmemeliyiz; birincisi
Çin Devlet Başkanı Xi Jinping

’in Trump’la telefon görüşmesinde,
BRICS

ülkelerinden oluşan bir grubun Ukrayna barış görüşmelerine katılmasını yüz yüze görüşmek istemesi! İki, önümüzdeki sene -bu tarihi ABD’nin ihtiyaç duyduğu Rusya/Çin’le ilişkilerini uygun zemine oturtma takvimi sayabiliriz-
Trump/Putin/Jinping

’in bir araya gelecek olması. Böylece yeni düzen için yapılan “Yalta” atıfları vücut bulacak!
Türkiye’nin Batı’da yürüdüğü zeminin ‘aktüel’ hâli bu. Belirsizlik alanı çok. Bu yüzden herkes her adımda yeri yoklayarak ilerliyor. Ancak,
Ankara’nın Avrupa’da gördüğü fırsat son dönem yaşananların getirdiği konjonktürün bir gereği. Yoksa AB ile niteliksel bir ilerleme olmuş değil.

Öte yandan Avrupa liderliklerinin, Washington’un politikalarındaki savrukluğunu da görüyor. Farklı olarak bir sonu olduğunu teşhis etmiş görünüyor. Planlarını buna yetiştirmeye çalışıyor…

Bunun bir Ortadoğu ayağı var, Avrasya ayağı var. Araf devam ediyor ve üç süper güç, kendi jeopolitiklerini birbirine yaklaştırıyor. Türkiye en yaklaştıkları yerden oynamaya başlayacak…

REKLAM ALANI
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.