Meslek büyüklerimizden
’in basın dünyasının bir arada bulunduğu semt için yaptığı şu tespiti eskiler unutmazlar: “Cağaloğlu’da kanalizasyon yolun üstünden akar!” dermiş usta… Biz bugün o ‘kanalizasyon’ konularını bir kenara bırakıp, birkaç ‘
’ pratikten söz edeceğiz…
Bu yıl
’in sponsorluğunda
İstanbul Kültür Sanat Vakfı
(İKSV) tarafından düzenlenecek olan 53. İstanbul Müzik Festivali, hayli zengin bir içeriğe sahip. Bu zenginliğin önemli bir parçasını ise, 8 yıldır
Türkiye Sınai Kalkınma Bankası
(TSKB) sponsorluğunda yürütülen “Yarının Kadın Yıldızları” projesi çerçevesindeki etkinlik oluşturuyor.
Genç kadın müzisyenlerin eğitimlerine yurt dışında devam etmelerine, yarışmalara ve orkestra seçmelerine katılmalarına ya da bir enstrümanda ustalaşmalarına katkıda bulunulan proje çerçevesinde fondan yararlanmaya hak kazanan kadın müzisyenlerin katılacağı bir konser de düzenlenecekmiş.
“Yarının Kadın Yıldızları: Genç Kadın Müzisyenler Destek Fonu” projesinde 2025 yılında 13 kazanan genç kadın yıldız adayı belirlenmiş. Bugüne kadar desteklenen kadın müzisyenlerin sayısı 120’ye ulaşmış. Son derece ince organizasyon gerektiren işler bunlar…
21 Haziran’da
’nda verilecek konserde ayrıca, TSKB’nin 75. yılına özel olarak, besteci
’na sipariş edilen parçanın dünya prömiyeri yapılacakmış.
Türkiye’nin yıpratıcı günlük siyasi gündeminden uzaklaşmayı başarıp, kalıcı, katma değeri yüksek, millî kültür ve değerlerimizi yücelten çabaları yürekten alkışlıyoruz… Zihninize sağlık, kesenize bereket Borusan Holding ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası…
Öneriler ‘temenni’ düzeyinde kalmamalı
(MGV) tarafından 7-8 Mayıs tarihlerinde
İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği
(İHKİB) iş birliğiyle düzenlenecek “28. Avrasya Ekonomi Zirvesi”nin programı ve konukları bir toplantıyla tanıtılmış.
Etkinlikte konuşan İHKİB Başkan Yardımcısı
, 2022’de 21,2 milyar dolara ulaşan hazır giyim ve konfeksiyon ihracatının, 2023’te 19,2 milyar dolara, 2024’te ise 17,9 milyar dolara düştüğünü, 2025 ilk çeyrek verilerine (4,2 milyar dolar) göre bu gerilemenin devam ettiğini belirtmiş.
İHKİB Başkan Yardımcısı’na göre; girdi maliyetleri ile kur arasındaki denge bozulduğu için moda endüstrisi rekabetçiliğini büyük ölçüde kaybetmiş. Üretim maliyetleri dolar bazında Vietnam, Bangladeş ve Hindistan gibi ülkelere göre
yüzde 50-60 daha pahalıymış
. Hatta Avrupa’daki birçok ülkeden bile yüksekmiş.
İrili ufaklı çok sayıda üretim tesisinin kapandığını ya da kapasitesini küçülttüğünü ifade eden Paşahan, 2 yılda 174 bin istihdam kaybı yaşandığını vurgulamış.
İHKİB Başkan Yardımcısı Paşahan hazır giyim sektörünün bu durumu iyileştirilmesi için geliştirdikleri
ü de şöyle sıralamış:
. Girdi maliyetleri ile kur arasında denge yeniden sağlanmalı.
. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın ‘istihdamı koruma’ desteklerinden ayrım gözetilmeksizin tüm firmalar yararlandırılmalı.
. 5 puanlık prim indirimi, iki yıl boyunca 10 puana çıkarılmalı.
. Emek yoğun sektörler için 2 yıl ödemesiz, yüzde 20’nin altında faizle kredi imkânı sağlanmalı.
Neresinden bakılsa iyi niyetli, ancak hayli ‘palyatif’ tedbirler olarak algılanacak bu öneriler, ciddi bir
marka yönetimi stratejisiyle
desteklenmezse bir işe yaramayabilir. Şu ‘palyatif’ sözcüğünü de biraz açmakta yarar olabilir…
Dilimizde sıkça kullanılan Palyatif kelimesi, Latince kökenli “
” fiilinden türemiş ve kelime anlamı olarak “
”, “
”, “
” veya “
” anlamına geliyormuş. Tıpta ise özellikle hastalığın tedavi edilemediği durumlarda, hastanın yaşam kalitesini artırmaya yönelik yapılan
ve
bakım anlamında kullanılıyormuş.
Ticaret dünyasında maliyetlerden bağımsız çalışan ve rekabet ortamında gücünüzü temelden etkileyen faktörlerin başında
, onun hemen arkasından da
ürün/hizmet markasının algısı
gelir…
(Soft Power) denen bu husus, bizde hükûmetin sorumluluğunda olsa da onun esas olarak üç makamın uhdesinde ele alınmaklığı söz konusudur:
Ticaret, Kültür ve Turizm
bakanlıkları ve koordinasyon için
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı
… Olayın
paydaşı ise
Türkiye İhracatçılar Meclisi’
dir (TİM)…
Esas beklenmesi gereken hamle; ülke markamızın ve ülkemizden çıkan markaların güçlerinin ve rekabetçi avantajlarının bir üst lige nasıl taşınabileceği üzerine bir program olmalı herhâlde…
Teşvik ve tahrik de olsa…
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı
(CİB), basın tarihinden kamu politikalarına, 15 Temmuz darbe girişimi ya da Türk Devletleri Teşkilatı gibi vaka bazlı çalışmalardan referans yayınlara kadar çeşitli eserlerle iletişim dünyasına kaynaklık ya da rehberlik edecek yayınlara imza atıyor… Üstelik bunları internet sitesinden herkesin kullanımına (https://shorturl.at/6b7vw) sunuyor…
Başkanlık, son olarak “Yeni Medyada Kriz İletişimi Rehberi”, “Stratejik İletişimde Yeni Akımlar” ve “Stratejik İletişim Terimleri Sözlüğü” kitaplarını (https://shorturl.at/LQZc8) yayınlamış.
Dijital mecralar ve sosyal medya aracılığıyla sağlanan bilgiye hızlı erişim imkânlarının bir yandan da
ve
zemin hazırlaması üzerinde duran İletişim Başkanlığı, bu üç eserde, iletişimin çevik, hızlı ve doğru olmasını sağlamak üzere hem mevcut durumu tanımlayan kuramsal çalışmalara yer vermiş hem de kullanılabilecek yöntemlere…
Ülkemizde okuma alışkanlığının, hele ki meslekî konularda birikimi artırmak, uygulama odaklı yaklaşımlarla kuramları zenginleştirmek üzere araştırma yapma kültürünün ve iletişim sektörünün teorik boyutta yerlerde süründüğünü üzülerek gözlemlediğimiz şu dönemde, İletişim Başkanlığı kahramanca bir iş yapıyor…
Bir de okuma ve bilgilendirmeyi teşvik ve tahrik edecek yalın yöntemler ile olumsuz alışkanlıkları değiştirmek üzere proje çalışsalar, tadından yenmez…