enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
39,2423
EURO
44,7139
ALTIN
4.175,57
BIST
9.486,56
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
27°C
İstanbul
27°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Parçalı Bulutlu
26°C
Pazartesi Az Bulutlu
28°C
Salı Açık
28°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
28°C

Devrimi korumak

8 Aralık sabahı Suriyeli devrimcilerin Şam’a girişlerini sevinç gözyaşları içinde anbean izledik. Sevincimizin ve duygulanıp gözyaşı dökmemizin çok sebebi vardı: Mazlumların sabrı ve kıyamı zaferle sonuçlanıyordu. Onlarca yıldır Suriye’yi baskıyla yöneten, son 13 yıldır da halkını katleden diktatör ülkeden kaçmıştı. Zafer, çoğunluğun zaferiydi. Şam’a tekbirlerle girenler samimi mü’minlerdi. Türkiye başta olmak üzere komşu ülkelere dağılmış mazlum mülteciler için vatanlarının kapıları açılıyordu.

Devrimi korumak
REKLAM ALANI
11.03.2025 02:48
2
A+
A-

8 Aralık sabahı Suriyeli devrimcilerin Şam’a girişlerini sevinç gözyaşları içinde anbean izledik. Sevincimizin ve duygulanıp gözyaşı dökmemizin çok sebebi vardı: Mazlumların sabrı ve kıyamı zaferle sonuçlanıyordu. Onlarca yıldır Suriye’yi baskıyla yöneten, son 13 yıldır da halkını katleden diktatör ülkeden kaçmıştı. Zafer, çoğunluğun zaferiydi. Şam’a tekbirlerle girenler samimi mü’minlerdi. Türkiye başta olmak üzere komşu ülkelere dağılmış mazlum mülteciler için vatanlarının kapıları açılıyordu. İsrail sınırlarına nihayet, tiyatro oynamayan, gerçek savaşçılar geliyordu. Türkiye’nin tezleri doğrulanıyor, çabaları olumlu sonuç veriyordu. Suriye’de haklı, meşru, tarihî bir devrim, kalbi olanı, vicdanı olanı, imanı olanı derinden sarsacak ve heyecanlandıracak bir devrim gerçekleşiyordu. Tüm dünyada zafer muştularına hasret gönüllere umut serpiliyordu.

Suriye Devrimi’ne çok sevindik. Ancak, tarihteki çok sayıda örneğinden de biliyoruz ki, bir devrimi yapmaktan daha zor olan, o devrimi korumaktır. Nice devrim kısa sürede karşı devrimle yıkılmıştır. Nice devrim, kısa sürede yolundan şaşmış, sapmış, hedefinden uzaklaşmıştır. Nice devrim, zafer sarhoşluğu içinde elden kayıp gitmiştir.

Suriye Devrimi’nin lideri Ahmet El Şara sıradan biri değil. İyi eğitim almış, yıllarını cephelerde geçirmiş. Teorisi sağlam, pratiği çok zengin. Askeri birikimi, başarılı kumandanlığı yanında İdlib’de idare tecrübesi de edinmiş. Mütevazı, güven telkin eden, karizmatik, kararlı, cesur bir devrimci.

Ne var ki, Ahmet el Şara’nın tüm bu vasıfları, tek başına, bir devlet kurgulamak ve o devleti idare etmek için yeterli olamaz zira devlet adamlığı en çok da “pişerek” mümkün olur. Şara’nın durumunda ise pişmeye vakit yok; kendisi kadar akıllı ve cesur bir kadroyla, ortak akıl, istişare, kararlılık ve keskinlikle hızlı hareket etmek zorunda.

YAZI ARASI REKLAM ALANI

Buradan Suriye Devrimi’ne bakınca görünen şu: Aradan 3 ay geçmiş olmasına rağmen Suriye’de güvenlik anlamında çok bir ilerleme sağlanamadı. Sahil’de ortaya çıkan kriz de bu tespiti maalesef haklı çıkarıyor.

Ahmet el Şara liderliğindeki Şam yönetiminin, işi gücü bırakıp, bütün mesailerini güvenlik ve adaletin tesisine yoğunlaştırmaları kaçınılmaz görünüyor. Ordunun, polis teşkilatının ve istihbaratın çoktan kurulmuş, her sokağa hâkim olmuş, silahları toplamış, can ve mal güvenliğini sağlamış, çarşı-pazar ve ticaret yollarına emniyeti getirmiş olması gerekiyordu. Halkın memnuniyetini sağlamak açısından mümkün olan en geniş manada adaletin tecellisi için teşkilatın kurulmuş olması da bu süre zarfında gerçekleşmeliydi.

Suriye’de ne Dürzilerin ne Nusayrilerin ne de eski rejim artıklarının, sayıları itibariyle, ciddi güvenlik sorunu doğurmaları beklenebilir. Ancak İsrail ve İran’ın tahrikiyle harekete geçen terör unsurlarının, son olaylarda da ibretle izlediğimiz gibi, başta Türkiye olmak üzere bölgede ciddi kışkırtma potansiyeli olduğu dikkate alınmalı, güvenlik ve adalet buralara gecikmeksizin yerleşmelidir.

Asıl sorun, ülkenin içinde önemli bir bölgeyi işgal eden, gecekondu görünümündeki PYD meselesidir. 3 ay geçmesine rağmen PYD’ye yönelik bir adım atılmamıştır. İsrail ve İran’ın kirli planlarını icra etmek için son derece elverişli bir aparat olan PYD ile mücadelenin gecikmesi her saniye Suriye için ziyandır.

Türkiye’nin de, hem kendisi hem de Suriye çıkarına olmak üzere, PYD ile ilgili artık acilen harekete geçmesi gerektiği açıktır.

Suriye’de güvenlik ve adalet teşkilatının tesisinin gecikmesi, devrimin kırılganlığını daha da artıracak, Allah korusun ülkeyi yeni bir kaosa sürükleyecektir. Hatta Suriye, başta Türkiye, Suriye ve İran olmak üzere, devletler meydan savaşının kanlı sahası olacaktır.

8 Aralık sabahı dünyanın her yerinde Müslümanlar sevinç gözyaşı döktüler. Bu sevinç, bu umut, yıllar sonra doğan bu heyecan aman heba edilmesin. Zaman aleyhe işliyor; Suriye bir an önce en azından güvenlik boyutuyla kendisini emniyete alsın, gerisi kendiliğinden gelir inşallah.

REKLAM ALANI
ETİKETLER: , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.