Araştırmalar, çevrim içi arkadaşlıklar arttıkça yüz yüze etkileşimin azaldığını ve bunun yalnızlığı derinleştirdiğini gösteriyor. Modern insanın ‘kalabalık yalnızlık’ yaşadığını vurgulayan Prof. Dr. Gül Esra Atalay, “Hiçbir bildirim sesi bir dostun sesinin yerini tutamaz” ifadelerini kullandı.
Facebook, Instagram gibi sosyal ağlar hayatımızı adeta kuşattı. Artık pek çok insan, eski dostlarıyla yalnızca bu ağlar üzerinden haberleşir halde. Sosyal ağlar üzerinden binlerce arkadaşımız olduğu halde kalabalık yalnızlık yaşadığımızı ifade eden Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gül Esra Atalay, “Facebook’a, Instagram’a bakarsak yüzlerce ‘arkadaşımız’ var. Ama bu ilişkiler klasik anlamda bir arkadaşlığın yerini tutabilir mi? Araştırmalar, yüz yüze ilişkilerin yerine bir alternatif olarak düşündüğümüzde yalnızlığın baş gösterdiğini ortaya koyuyor. Çünkü hiçbir bildirim sesi, bir dostun sesini duymanın yerini tutmuyor” diye konuştu.
Sosyal ağlarda milyonlarca insanın var olduğunu bu mecraların insanların bir araya gelerek birlikte bir şeyler yapmasına fırsat oluşturması gerektiğini hatırlatan Atalay, bu mecraların yalnızlığı biraz daha görünmez kılarak derinleştirdiğini ifade etti. Sosyal ağlar üzerinden birbirine sürekli bağlı olan insanların gerçek yakınlık kurmakta zorlandığını vurgulayan Atalay, “Bir ‘beğeni’, bir ‘emoji’, bir ‘iyi ki doğdun’ mesajı ama yüz yüze yarım saatlik bir sohbet bile yıllarca ertelenebiliyor. ‘Bir ara mutlaka karşılıklı bir kahve içelim’ mesajları hiçbir zaman tutamayacağımız sözler haline geliyor. İnsan ilişkilerine dair kolektif bir çabasızdık ve yılgınlık içerisindeyiz” tespitinde bulundu. Atalay, telefon rehberi ve sosyal medya listelerinde bir ama bir gün ansızın başımız sıkışsa gerçekten arayabileceğimiz kaç kişi var?” diye sordu.
Oxford Üniversitesi’nden Robin Dunbar’ın teorisine göre insan zihni aynı anda en fazla 150 sosyal ilişkiyi sağlıklı biçimde sürdürebiliyor. Oysa sosyal medyada bu sınırın çok üzerine çıkmış durumdayız; elimizde çok sayıda isim var ama gerçek arkadaş sayımız sınırlı. Teknolojinin iletişimi kolaylaştırdığını, özellikle göçmenler ve azınlık grupları için çevrim içi dayanışma alanları oluşturduğunu hatırlatan Atalay, “Yine de derin ve kalıcı ilişkiler için yüz yüze temasın yerini hiçbir şey tutmuyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün 30 Haziran 2025’te yayımladığı raporda da yalnızlığın ciddi bir sağlık riski oluşturduğu belirtildi. İngiltere ve Japonya’nın bu yüzden ‘Yalnızlık Bakanlıkları’ kurdu. Ancak bu sorun toplumsal boyuta ulaştı. İlişkilerimiz emoji ve takip listelerine indirgemeden yeniden bir araya gelmenin yollarını bulmalıyız. Çünkü gerçek hayat ekranların ötesinde akıyor” dedi.