“Gazze’de daha kötüsü olamaz” diyoruz ama Siyonist terör örgütü İsrail vahşeti, barbarlığı, kıyımı, işkenceyi, zulmü her yeni gün bir kademe daha artırıyor. 2,5 milyon insan, bir toplama kampında şimdi de açlık ve susuzlukla kırılıyor. Kabul edelim: Bütün direnişe, sabra, kahramanlığa, cesarete, fedakârlığa, tahammüle rağmen Gazze bitti, tükendi. Bir ateşkes olur mu? Ateşkes olsa bile İsrail bunu ne kadar sürdürür? Ateşkes olsa, Gazze’ye yardım eli uzansa, yaralar ne kadar sarılabilir? Ya sonrası?
“Gazze’de daha kötüsü olamaz” diyoruz ama Siyonist terör örgütü İsrail vahşeti, barbarlığı, kıyımı, işkenceyi, zulmü her yeni gün bir kademe daha artırıyor. 2,5 milyon insan, bir toplama kampında şimdi de açlık ve susuzlukla kırılıyor.
Kabul edelim: Bütün direnişe, sabra, kahramanlığa, cesarete, fedakârlığa, tahammüle rağmen Gazze bitti, tükendi. Bir ateşkes olur mu? Ateşkes olsa bile İsrail bunu ne kadar sürdürür? Ateşkes olsa, Gazze’ye yardım eli uzansa, yaralar ne kadar sarılabilir? Ya sonrası? Kalıcı bir sükûnet, kalıcı bir çözüm mümkün mü? Tamamı belirsiz. Gerçekçi de olalım: Ufukta ne Gazzelileri, ne Filistinlileri ne de bizi ferahlatacak umut ışığı görünüyor.
Ancak şurası da kesin: Dünya artık eskisi gibi olmayacak. Tarih, Gazze’den Önce ve Gazze’den Sonra olmak üzere iki döneme ayrılacak.
Batı’nın on yıllar içinde inşa ettiği bütün değerlerinin çöktüğünü söylemiştik. Hukukun üstünlüğü, insan hakları, kadın, çocuk, basın hakları ve daha nice değer artık ABD ve Avrupa’da sorgulanır hale geldi. Batı, kendi değerleri konusunda kendi topraklarında hassas iken başka coğrafyalar için her zaman iki yüzlü, çifte standartlıydı. Gazze’den Sonra tüm bu değerler Batı topraklarında da çöktü. İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü, akademik özgürlük, inanç özgürlüğü, toplantı, gösteri, yürüyüş, basın açıklaması hakkı Batı’da da artık rafa kalktı. Ülkeler imajlarını düzeltmek için ne yaparlarsa yapsınlar, uzun yıllar o polis şiddeti, o ayrımcılık, öfke, nefret, tahammülsüzlük, ırkçılık bu ülkelerle anılır olacak, tartışılır olacak.
Birleşmiş Milletler başta olmak üzere uluslararası kurumlar ve kurallar itibarlarını tamamen kaybettiler. Gazze’den Sonra hiçbir ülke bu kurum ve kuralları yeterince ciddiye almayacak. Hükümetlerin Gazze tutumları halklar, özellikle de gençler arasında uzun süreli etki bıraktı. Yeni nesil, dünya sistemi kadar kendi ülkelerini de sorgulayacak.
Gazze Sonrası en büyük faturayı kuşkusuz dünya genelinde Yahudiler ödeyecek. Her ne kadar insanlar Yahudilik ve Siyonizmi hassasiyetle birbirinden ayırıyor olsa da, İsrail’in tüm Yahudileri temsil ediyor havasındaki tavırları, soykırımı onaylasa da, karşı da çıksa, dünya üzerinde Yahudileri töhmet altında, zor durumda bırakacak. Antisemitizm suçlamasıyla her suçu meşrulaştırmak eskisi kadar kolay olmayacak. “Yahudi Soykırımı” hikayelerinin alıcısı kalmayacak. Biriken öfke ve nefret, dünyayı değiştirecek.
İslam ülkeleri de Gazze’den Sonra aynı kalmayacak. İki yıla yakın süredir devam eden soykırım karşısında bırakın tepki vermeyi, kendi topraklarındaki tepkiyi ağır şekilde cezalandıran devlet başkanlarının zemini eskisinden daha gevşek artık. Gazze soykırımının baş mimarı olan ABD’ye hibe edilen trilyon dolarlar bu ülkelerin yöneticilerini çok daha fazla tedirgin edecek. Gazze’den sonra İslam coğrafyası aynı kalmayacak.
Gazze’den Sonra Müslümanlar da aynı olmayacak. Sayısı 2 milyara yaklaşan ve Gazze’deki soykırımı sadece izleyen Müslümanlar, dünya sistemindeki, uluslararası ilişkilerdeki yerlerini ve etkinliklerini sorgulamak zorunda kalacaklar. Gazze, bize halifelik müessesinin ne kadar mühim ve elzem olduğunu öğretti; Gazze’den sonra halifelik daha çok konuşulacak.
Gazze, Müslümanlara acizliklerini gösterdi, kalplerini titretti. Gazze, ne kadar duyarsız ve ilgisiz gözükseler de, Müslümanlara kimliklerini hatırlattı. Kurulan ittifakları gördüler. Kimin kimi desteklediğini, arkaladığını gördüler. Kim nerede duruyor anladılar. Batı’ya ve Batılılara benzemek için her değerini feda etmeye hazır Müslüman kimliği şok yaşıyor. Müslümanlar içindeki seküler tayfa da gördükleri karşısında ciddi kimlik bunalımı yaşıyor. Gazze direnişi dünyadaki İslâmî hareketlere daha çok ilham verecek ama sıradan Müslümanı da değiştirecek.
Gazze’de soykırım yaşanıyor, Gazze yıkıldı. Ama oradaki enkaz dünyayı dönüştürecek. Reklam, imaj, PR çabaları yaşananları unutturmaya yetmeyecek. Artık bir zaferden söz etmek zor; ama Gazze direnişinin, Filistin direnişinin boş ve faydasız olduğunu zannetmesin hiç kimse. Gazze yıkılırken çok şeyi yıktı; ortada bir zafer yok ama zaferden daha büyük bir uyanışa, değişime vesile olacak. Gazze’den sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.