enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
39,2423
EURO
44,7139
ALTIN
4.175,57
BIST
9.486,56
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
26°C
İstanbul
26°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Parçalı Bulutlu
26°C
Pazartesi Az Bulutlu
28°C
Salı Açık
28°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
28°C

Gelin olmuş gidiyorsun…

TÜİK’in yayımladığı “Evlenme ve Boşanma İstatistikleri, 2024” raporuna göre Türkiye’de evlenme ve boşanma oranlarında çeşitli değişimler yaşanıyor. Kimler evleniyor, kimler boşanıyor, neden ve nasıl? Gelin Türkiye’de aşk üçgeninde neler yaşanıyor birlikte bakalım. 2024 yılında bir önceki yıla artış gösteren evlilik sayısıyla birlikte evlilik yaşının da yükseldiği dikkat çekiyor. Erkekler için ortalama 28,3 kadınlar için 25,6 olan evlenme yaşı eski nesiller için “evde kaldı” tabirine ev sahipliği

Gelin olmuş gidiyorsun…
REKLAM ALANI
02.03.2025 05:00
9
A+
A-
TÜİK’in yayımladığı
“Evlenme ve Boşanma İstatistikleri, 2024” raporuna

göre Türkiye’de evlenme ve boşanma oranlarında çeşitli değişimler yaşanıyor. Kimler evleniyor, kimler boşanıyor, neden ve nasıl? Gelin Türkiye’de aşk üçgeninde neler yaşanıyor birlikte bakalım.
2024 yılında bir önceki yıla artış gösteren evlilik sayısıyla birlikte evlilik yaşının da yükseldiği dikkat çekiyor. Erkekler için ortalama 28,3 kadınlar için 25,6 olan evlenme yaşı eski nesiller için “evde kaldı” tabirine ev sahipliği yapsa da yeni nesiller için toplumsal bir norm niteliği taşıyor. Geleneksel toplumlarda evlilik, yalnızca iki bireyin değil, iki ailenin birleşimi anlamına geliyor. Ancak
modernleşme ile bireylerin kendi hayatları ve seçimleri üzerindeki kontrolü arttıkça, evlilik bir “zorunluluk” olmaktan çıkıp bir “seçenek” haline geliyor. Eskiden evlenme kararı, “toplumun beklentisi” ile şekillenirken, bugün “kişisel tatmin” daha fazla ön plana çıkıyor.

Aşırı fiyat dalgalanmalarının yaşandığı aşk ikliminde ekonomik kaygılar ve bireysel kariyer hedefleri evlilik yaşının ötelenmesine yol açıyor.
Metropollerde kira fiyatları, düğün masrafları ve genel yaşam maliyetleri bir yuva kurmak yerine tek hanede yaşayan oranını artırmayı sürdürüyor. “Aşkımız her şeye yeter” diyenlere bankalar “O kadar da emin olmayın” diyor.

Elbette sadece ekonomik kaygılar değil aynı zamanda yaygın iletişim araçları ile aile müessesinin açık ve örtülü ürün yerleştirmeleri ile altının oyuluyor olması da aile kurma fikrine bakışı olumsuz etkiliyor. Ayrıca, cinsiyetler arası evlenme yaş farkının sabit kalıyor olması geleneksel normların da devam ettiğini gösteriyor.

Peki evlenme oranları hangi illerde yüksek? Kilis, binde 8,14’lük kaba evlenme hızıyla başı çekiyor. Sınır kentlerinde nüfus hareketliliği, özellikle Suriyeli göçmenlerin etkisi, bu rakamları yukarı çekiyor olabilir. Öte yandan Gümüşhane gibi şehirlerde genç nüfusun büyük şehirlerde iş bulmak için göç etmesi, evlenme oranlarını aşağı çekiyor. Büyük şehirlerde (İstanbul, Ankara, İzmir) evlenme oranlarının nispeten düşük olması, bireylerin ekonomik faktörleri göz önünde bulundurarak evlilik kararlarını geciktirdiğini gösteriyor.

YAZI ARASI REKLAM ALANI
YABANCI GELİNLER VE DAMATLAR

Toplam gelinlerin %5,1’i, toplam damatların ise %1’i yabancı uyruklulardan oluşuyor. En fazla yabancı gelinler; Suriyeli ve Özbek (%12,1), Faslı (%8,3) ve Azerbaycanlı (%7,5) iken en fazla yabancı damatlar; Suriyeli (%20,6), Alman (%19,5) ve Afgan (%5,7) olarak öne çıkıyor. Yabancı gelinlerin sayısı yabancı damatlara göre 4 kattan daha fazla. Yabancı Damat dizisindeki Niko, Akasya Durağı’ndaki Obayana, Öyle Bir Geçer Zaman’daki Caroline bir tarafa göçle gelen nüfusun entegrasyonu, evlilikler üzerinden şekillenmeye devam ediyor. Belki de artık Türkiye’de “yerli ve milli” gelin-damat bulmak zorlaşıyor. Oturum izni, vatandaşlık alma gibi yasal ve yasal olmayan pek çok motivasyon yer alsa da yabancı damat ve gelin gerçeği doğal akışın bir parçası haline geliyor.

BOŞANMA ORANLARI YÜKSELİŞTE: KAYINVALİDE ŞART MI?

Bin nüfus başına düşen boşanma sayısını ifade eden kaba boşanma hızı 2024 yılında binde 2,19 olarak gerçekleşmiş durumda. Gelecek kaygısı, geçim sıkıntısı, artan hayat pahalılığı çiftler arasında çatışmalara neden oluyor. Sosyal medya, dijitalleşme ve bireyselleşme, çiftler arasındaki bağları zayıflatıyor. Eskiden kadınlar için evlilik bir zorunlulukken, artık birçok kadın boşanma sonrası da ekonomik olarak ayakta kalabileceğini düşünüyor. Dolayısıyla ekonomik zorluklar, iletişim problemleri ve ekonomik bağımsızlık faktörleri boşanmayı teşvik eden unsurlar olarak şimşekleri üzerine çekiyor. Boşanmaların %33,7’si evliliğin ilk beş yılı içinde gerçekleşiyor. Balayı etkisi geçtikten sonra gerçek hayatın getirdiği sorumluluklar, uyumsuzluklar ve maddi sıkıntılar çiftleri ayrılığa sürüklüyor.
“Beni artık eskisi gibi sevmiyorsun!”, “Sen çok değiştin!”, “Annen bize çok karışıyor!”, “Bulaşıkları kim yıkayacak?” nidaları ile aşk yürüyüşü bir ileri iki geri yoluna devam etmeye çalışıyor.

6-10 yıl arasındaki boşanma oranı
%21,3.

Bu süreçte en büyük etkenlerden biri
çocukların büyümesiyle birlikte değişen beklentiler oluyor.

Çocuklar için evliliği devam ettirme eğilimi var ama bir noktada eşler, artık yollarını ayırmayı tercih edebiliyor. Bu durumda haliyle boşanmaların en büyük etkilediği kesim, hiç şüphesiz çocuklar oluyor. Türkiye’de velayetin %74,4 ile genellikle anneye verilmesi geleneksel bir yaklaşım olsa da, babaların çocuk bakımına daha fazla dahil olduğu yeni modellerin de ortaya çıkmaya başladığını görüyoruz.
AİLE YAPISI DEĞİŞİYOR

Türkiye’de evlenme yaşı yükseliyor, boşanmalar artıyor, evlilik süreleri kısalıyor ve yabancı evlilikler çoğalıyor. Toplumun geleneksel aile yapısında büyük değişimler yaşanıyor. Eskiden “ölüm bizi ayırana dek” anlayışı varken, günümüzde “mutluysak devam ederiz” bakış açısı ağır basıyor.
Değişen ya da değiştirilmeye çalışılan toplumsal normlar ve bireyselleşme, evlilik kurumunu dönüştürmeye devam edecek gibi görünüyor. Evlilik artık bir zorunluluk değil, bir seçenek olarak karşımıza çıkıyor.

Büyük şehirlerde bireyselleşme arttıkça, ilişkilerde sadakat anlayışı değişiyor. Toplumun boşanmaya bakışı geçmişe göre daha olumlu hale geliyor.
Gelenek ve modernite arasında bir denge arayışında olan Türkiye’de aile yapısını koruyacak sosyal ve ekonomik politikalar mizansen bir gönderinden daha fazla bir ilgiyi hak ediyor.

Etkin çocuk yardımı düzenlemeleri, acil durum evlilik hattı, aile içi iletişimi geliştiren politikalar, kayınvalide dostu mesafe ayarlamaları, devlet teşvikleri aileyi koruyacak politikaların sadece ekonomik değil, sosyal, kültürel ve hukuki olarak da kapsamlı şekilde ele alınması gerektiğini gösteriyor.
Bizde “giden gitmiş, hüznü ayaklandırmak boşuna”

REKLAM ALANI
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.