“Dünyanın kalbi olan Afro-Avrasya bölgesinin yükselen yıldızı Türkiye’dir”… Bu büyük çember… Cumhurbaşkanı’nın TBMM’deki son grup toplantısında Türkiye’yi oturttuğu yer, ileri hedeflerimizi ve mevcut eylemlerimizin bir kısmını anlatıyor… Bir alt/iç çemberi Türk Devletleri Teşkilatı. Bunun da küçüğü var; çekirdeği demek doğru olur mu ayrıca bakılır, TDT’nın içinde Türkiye-Azerbaycan-Özbekistan üçlüsü. Üçgeni ‘bağlayan’ köşebentler ‘Ankara Bildirisi’ ile imza altına alındı… Kapsamlı anlaşma maddelendirilirken
“Dünyanın kalbi olan Afro-Avrasya bölgesinin yükselen yıldızı Türkiye’dir”…
Bu büyük çember…
Cumhurbaşkanı’nın TBMM’deki son grup toplantısında Türkiye’yi oturttuğu yer, ileri hedeflerimizi ve mevcut eylemlerimizin bir kısmını anlatıyor…
Kapsamlı anlaşma maddelendirilirken sadece Dışişleri değil, adı geçen ülkelerin Ticaret, Ulaştırma ve Enerji bakanları da başında duruyordu. Nitekim, ‘çekirdeğin’ bağlandığı/bağlanacağı coğrafyanın adı da, ‘TDT’ olarak yine burada tekrarlandı…
***
Örneğin Zengezur Koridoru’nun akıbeti, Gürcistan ve Ermenistan dengeleri ya da Irak-Türkiye’yi birleştiren stratejik ‘Kalkınma Yolu Projesi’ vb…
Bu da bizi ister istemez anılan çemberlerle kıyaslandığında detay gibi görünen bir seri çetrefilli işle uğraşmak zorunda bırakıyor. Dünyanın neredeyse üçte ikisini kapsayan çemberlerle, özel olarak Türkiye’yi ilgilendiren sorunlar çeliştiğinde, elinizi-ayağınızı tutan bu maniaları aşmanız gerekiyor…
Bir tanesi de işte YPG/PKK sorununun geleceği…
Türkiye’nin terör mekaniğinin dişlilerini kırmak konusunda irade eksikliği bulunmuyor. Suriye’deki değişim, İsrail-Filistin krizinin geleceği, yine İsrail’in Ortadoğu’da güvenliğinin sağlanması zorlamaları, ana faktörlerden Trump’ın başkanlığı, Irak ve Körfez’in ‘sisteme’ hangi kutup tarafından bağlanacağı çekişmeleri, İran’dan Kıbrıs’a erişen Doğu Akdeniz çizgisinin kimin elinde kalacağı hesapları, çemberlerle sadeleştirilen Türk vizyonuna sayısız meşguliyet getiriyor…
***
***
Böylece, İsrail-Türkiye ilişkileri ile Filistin sorununun aşılıp, Tel Aviv’in nasıl bir Ortadoğu’ya yerleştirileceği süreci ve direkt bağlı PKK/YPG’nin akıbeti sorusu Ankara’nın öncelikli ilgi alanını oluşturuyor…
Amerika’nın terör örgütüne ilişkin atacağı adım netleşmiş değil. Gelişmelere ya da açıklamalara bakarsanız, örgütün çözülüşü ile Suriye’deki Amerikan askeri varlığının çekilişi yönünde bir eğilim bulunduğunu hissedebilirsiniz…
İsrail devlet televizyonunun, ‘ABD’nin bu askerleri çekeceğini Tel Aviv’e bildirdiğini’ duyurması, PKK/YPG elebaşlarının Şam yönetimiyle görüşmelerinde, “Suriye ordusuna katılmaya hazırız” mealindeki açıklamaları, Trump’ın, “Suriye bizim ilgi alanımızda bulunmuyor. Orada yeterince sorun var ve içinde bulunmak istemiyoruz” yollu beyanatları gibi…
***
Her şey demek değilse de, İsrail başat kilitlerden biri. İsrail Savunma Bakanı’nın geçtiğimiz Salı, Suriye-Lübnan sınırının parçası ve Golan Tepeleri’nin İsrail işgali altındaki kısmına uzanan Hermon Dağı’nda yaptığı, “geçici değil süresiz kalıcıyız” açıklaması, devlet televizyonundan gelen habere bir cevap mı? Trump ve Netanyahu görüşme öncesi böyle mi flörtleşiyorlar?
Şubat başında gerçekleşecek buluşma önemli ipuçları sunacak. Netanyahu’nun güç kullanma arzusunun devamı, hükümet bileşenlerinin dengeleri, İsrail kamuoyunun Netanyahu’ya “gerçekten” nasıl baktığı, bölge ülkelerinin gerçekten nasıl baktığı, Filisin’in nereye varacağı, Trump hükümetinin İsrail’i savunmakla Netanyahu’yu savunmak arasında nerede durduğu hep objektif tahlil edilmesi gereken başlıklar.