enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
38,1008
EURO
43,4851
ALTIN
4.076,20
BIST
9.317,24
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Az Bulutlu
Pazar Parçalı Bulutlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
19°C
Salı Çok Bulutlu
16°C
Çarşamba Çok Bulutlu
16°C

Herkesin bir bayramı var

Ramazan ve Kurban bayramları, Allah Teâlâ’nın kullarına ödül günleri olduğu, Sevgili Peygamberimiz (s.a.) o günleri bayram ilan ettiği, İslam tarihi boyunca bu bayramlar yapıldığı için ve bu bakımdan “Bayram herkesin, hepimizin ortak bayramıdır” diyebiliriz. Sıra anlamlandırmaya, sebeplendirmeye ve yaşamaya gelince bu bakımlardan ortak grupları da kastederek “Herkesin ayrı bir bayramı vardır” diyorum. Şöyle aşağıdan yukarı gibi yürümeyi denersek: 1 . Oh, oruç bitti, helal hazların oruçluya yasak

Herkesin bir bayramı var
REKLAM ALANI
31.03.2025 02:24
0
A+
A-

Ramazan ve Kurban bayramları, Allah Teâlâ’nın kullarına ödül günleri olduğu, Sevgili Peygamberimiz (s.a.) o günleri bayram ilan ettiği, İslam tarihi boyunca bu bayramlar yapıldığı için ve bu bakımdan “Bayram herkesin, hepimizin ortak bayramıdır” diyebiliriz.

Sıra anlamlandırmaya, sebeplendirmeye ve yaşamaya gelince bu bakımlardan ortak grupları da kastederek “Herkesin ayrı bir bayramı vardır” diyorum.

Şöyle aşağıdan yukarı gibi yürümeyi denersek:

YAZI ARASI REKLAM ALANI
1

. Oh, oruç bitti, helal hazların oruçluya yasak olan kapıları açıldı, yiyelim içelim, yatalım kalkalım… diyenler vardır; onlar bu hürriyetin bayramını yaparlar.
2

. Allah Teâlâ “Oruç benim içindir, karşılığını da ben vereceğim” buyuruyor bir kutsî hadiste: Bu müjdeli habere sevinip, “Ramazan orucu bitti, sıra Allah’ın kim bilir nasıl ve nice olan ödülüne geldi, O vadettiğine göre verecektir” deyip ödül alma sevinci ile bayram yapanlar.
3

. “Nefsin arzuları kulun başına beladır (imtihandır), iman ve iradeyi güçlendiremezsek bu arzular bizi günaha da sokabilir, bu mübarek ayda günün uzunca bir bölümünde nefsin arzularına, Allah rızası için karşı koyma eğitimi /temrini yaptık, bunda muvaffak da olduk, diğer aylara göre daha çok ibadet yaptık, daha ziyade Kur’an’la beraber olduk, bundan sonra nefsin arzularına karşı iman ve irademiz daha güçlü çok şükür” deyip bu şükrün bayramını yapanlar.
4

. İnsan iki kaynaktan haz alacak fıtratta yaratılmıştır: Maddî, manevî.

Sıradan insanlar yeme, içme, cinsel ilişki, maddi kazanç, teknolojik aletlere sahip olup kullanma… gibi maddi kaynaklardan haz alır, mutlu olurlar.

San’atkârlar, san’at eserlerini geçekleştirmek veya başkalarına ait olanları görmek, okumak, dinlemek, yaşamaktan haz alır, mutlu olurlar.

Allah sevgisine, Peygamber aşkı ve örnekliği ile ulaşmaya meftun olanlar bunu elde etmenin yollarına düşerler, yolda oldukları sürece, aç susuz da kalsalar, eziyet de çekseler haz duyarlar, mutlu olurlar. Bu yolun yolcuları, kendilerini vuslattan alıkoyan veya erteleten şeyleri sevmezler, bu, hayat bile olsa “Ya Rabbi, uzatma hasretimi, mahpusluğumu” diye O’na iltica eder, niyaz da bulunurlar.

Eşiyle beraber olurken veya ağzına aldığı bir hurmayı çiğnerken Efendimizin cihada çağırdığını duyunca bunları yarıda bırakarak şehadete koşan ashâb işte bu yolculardandır.

Bir de merhum M. Akif’in Safahat’ta tablolaştırdığı aşk/örnek var:

Yâ Nebî, şu hâlime bak!

Nasıl ki bağrı yanar, gün kızınca, sahrânın;

Benim de rûhumu yaktıkça yaktı hicrânın!

Harîm-i pâkine can atmak istedim durdum;

Gerildi karşıma yıllarca âilem, yurdum.

“Tahammül et!” dediler… Hangi bir zamâna kadar?

Ne bitmez olsa tahammül, onun da bir sonu var!

Gözümde tüttü bu andıkça yandığım toprak;

Önümde durmadı artık ne hânümân, ne ocak…

Yıkıldı hepsi… Ben aştım diyâr-ı Sûdân’ı,

Üç ay “Tihâme!” deyip çiğnedim beyâbânı.

Kemiklerim bile yanmıştı belki sahrâda;

Yetişmeseydin eğer, yâ Muhammed, imdâda:

Eserdi kumda yüzerken serin serin nefesin;

Akar sular gibi çağlardı her tarafta sesin!

İrâdem olduğu gündür senin irâdene râm,

Bir ân için bana yollarda durmak oldu harâm.

Azâb-ı hecrine katlandım elli üç senedir…

Sonunda alnıma çarpan bu zâlim örtü nedir?

Beş altı sîneyi hicrân içinde inleterek,

Çıkan yüreklere hüsran mı, merhamet mi gerek?

Demir nikâbını kaldır mezâr-ı pâkinden;

Bu hasta rûhumu artık ayırma hâkinden!

Nedir o meş’ale? Nûrun mu? Yâ Resûlallah!..

Bunlar da oruç ve itikâfta yaşadıkları bir vuslatın bayramını yaparlar.

“Yâr ile bayram kıldı bu gönlüm” diyebilmek ne güzel!

REKLAM ALANI
ETİKETLER: , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.