enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
39,2423
EURO
44,7139
ALTIN
4.175,57
BIST
9.486,56
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
26°C
İstanbul
26°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Parçalı Bulutlu
26°C
Pazartesi Az Bulutlu
28°C
Salı Açık
28°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
28°C

Hipertansiyonun en büyük tehlikesi: Fark edilmeden ilerliyor

Bayındır Söğütözü Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Mutlu Güngör, özellikle menopoz sonrası kadınlar ve 40 yaş üzeri erkeklerde hipertansiyonun daha yaygın görüldüğünü belirtti.

Hipertansiyonun en büyük tehlikesi: Fark edilmeden ilerliyor
REKLAM ALANI
17.05.2025 02:35
1
A+
A-

Hastaneden yapılan açıklamaya göre, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen hipertansiyon, kontrol ve tedavi edilmediği takdirde kalp hastalıkları, felç, böbrek yetmezliği gibi ciddi komplikasyonlara yol açabiliyor.

Açıklamada görüşlerine yer verilen Doç. Dr. Mutlu Güngör, damarlar içindeki kan basıncının sürekli normal seviyelerin üzerinde olması durumu olarak adlandırılan hipertansiyonun, yaygın görülen bir hastalık olduğunu kaydetti.

Güngör, “Normal kan basıncı, 130-80 mm Hg’nin altı olarak kabul edilir. 130-80’in üzerindeki değerler ise hipertansiyon anlamına gelir. Tansiyonun her iki değeri de önemli. Küçük tansiyon genellikle ihmal edilir, ancak her iki değerin de normal olması gerekiyor. Birinin yüksek olması bile tedavi gerektirebilir.” ifadelerini kullandı.

Türkiye’de her 8 erişkinden birinin hipertansiyon hastası olduğunu ve bu hastaların yaklaşık yarısının, tansiyon hastası olduğunu bilmediğini aktaran Güngör, büyük değerin 135, küçük değerin 85’in üzerinde olması durumunda düzenli tansiyon kontrolü ve hekim kontrolünde ilaç tedavisinin gerekli olabileceğine işaret etti.

YAZI ARASI REKLAM ALANI

Aort anevrizması, diyabet ve kronik böbrek yetmezliği gibi hastalıklara sahip bireylerde daha sıkı tansiyon kontrolü gerektiğini vurgulayan Güngör, “Bu gibi kronik hastalıkları olan kişilerin 135-85 referans değerini beklemeden hekime başvurmaları ve ilaç kullanmaları gerekebiliyor. Çünkü bu hastalarda tansiyonun kontrol altına alınmaması durumunda çok ciddi sağlık sorunlarını ortaya çıkarabiliyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Güngör, hipertansiyonun genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerle bağlantılı olduğunu, yaşlanmayla hipertansiyon riskinin arttığını, özellikle menopoz sonrası kadınlar ve 40 yaş üzeri erkeklerde hipertansiyonun daha yaygınlaştığını aktardı.

Birinci ve ikinci derece yakınlarında hipertansiyon öyküsü bulunan kişilerde tansiyon hastalığının daha fazla görüldüğüne değinen Güngör, fazla kilolu olmak, sağlıksız beslenme, aşırı tuz tüketimi, hareketsizlik ve stres gibi faktörlerin, yaştan bağımsız olarak hipertansiyona yol açabileceğini belirtti.

‘Genellikle belirti göstermiyor’

Güngör, hipertansiyonun genellikle belirti göstermediğine değinerek, şunları kaydetti:

“Halsizlik, baş ağrısı, yorgunluk ve nefes darlığı gibi belirtiler, hipertansiyon olabilir. Ancak hipertansiyonun en önemli semptomu, belirti göstermemesi, yani asemptomatik olması. Tansiyon, yıllar içerisinde yavaş yavaş yükseldiği için çoğunlukla klinik bulgu vermez. Bu nedenle, hipertansiyona ‘sinsi düşman’ deriz. Dolayısıyla sağlıklı bireylerin de düzenli olarak tansiyon ölçmesi gerekiyor.”

Tansiyonun sadece belirtilerin ve şikayetlerin olduğu durumlarda ölçülmesinin, toplumda yanlış bir algı olduğunu ifade eden Güngör, düzenli tansiyon takibi sayesinde hipertansiyon tanı ve tedavisinin erken dönemde yapılabileceğini vurguladı.

Güngör, tansiyonun, sakin ve rahatken, idrara sıkışık değilken, 5 dakikalık bir dinlenme sonrasında ölçülmesi gerektiğini kaydederek, “Sağlıklı kişiler, hiçbir şikayetleri olmasa bile rutin olarak ayda bir tansiyon kontrolü yapmalı. Aort anevrizması gibi kalp hastalıkları, diyabet, böbrek gibi kronik hastalıkları olan hipertansiyon riski yüksek kişiler, daha sık tansiyon kontrolü yapmalı.” ifadelerini kullandı.

Hipertansiyonun kontrol altına alınmasında hekim kontrolü ve ilaç tedavisinin önemini vurgulayan Güngör, sözlerini şöyle tamamladı:

“Hipertansiyonda ilaç tedavisi, hastanın yaşı, yandaş hastalıkları ve tansiyon değerlerine göre değişiklik gösteriyor. Bu nedenle hipertansiyon ilacı, kulaktan dolma bilgilerle ya da uzman olmayan kişilerin önerisiyle kullanılmamalı. İlaç kullanımı, her hastalıkta olduğu gibi hipertansiyonda da mutlaka uzman hekim kontrolünde olmalı. Hipertansiyon, tedavi edilmediği takdirde ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle düzenli tansiyon ölçümü ve kardiyoloji kontrolü, sağlıklı bir yaşam için ihmal edilmemeli.”

REKLAM ALANI
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.