İstanbul Esenyurt’ta 2023 yılında meydana gelen ve hafızalarda ‘kanlı tekel bayii baskını’ olarak yer edinen olaya dair 2 kişinin öldürülmesi, 1 kişinin de ağır yaralanmasıyla ilgili 8 sanığın yargılandığı davada karar verildi. Mahkeme, tutuklu sanıklar; Tarık Özer, Murat Özer, Azat Özer ve Servet Özer’in ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet ve 11 yıl hapis ile cezalandırılmasına hükmetti. Diğer sanıklara da ‘Suçluyu kayırma’ suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezası verildi.
Olay 29 Temmuz 2023 günü saat 00.15 sıralarında Mehmet Akif Ersoy Caddesi üzerinde meydana geldi. Caddedeki tekel bayiine araçla gelen Tarık Özer, Murat Özer, Azat Özer ve Servet Özer, dükkanda bulunan Batuhan Bayındır, Yunus Emre Erzen ve Yusuf Erzen ile tartıştı. Tartışmanın büyümesi üzerine Tarık Özer, Murat Özer, Azat Özer ve Servet Özer yanlarındaki silahlarla dükkandaki 3 kişiyi kurşun yağmuruna tuttuktan sonra olay yerinden kaçtı. Olayda Batuhan Bayındır ile Yunus Emre Erzen olay yerinde hayatını kaybetti. Yusuf Erzen ise ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Olay sonrasında polis ekipleri 8 kişiyi gözaltına aldı. Şüphelilerden 4’ü çıkarıldıkları adli makamlarca tutuklanırken, 4 şüpheli ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.
Söz konusu vahşete dair tüm şüpheliler yakalandı ve yargılandı.
Olayla ilgili açılan davanın karar duruşması, bugün Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanıklar Tarık Özer, Murat Özer, Azat Özer ve Servet Özer tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses Görüntülü ve Bilişim Sistemi(SEGBİS) aracılığıyla katılırken, tutuksuz sanıklar, hayatını kaybedenlerin aileleri ve taraf avukatları salonda hazır bulundu. Karar öncesinde son savunması sorulan sanık Tarık Özer, “Yaptığım eylem tamamen içgüdüseldi. Oğlumu, kardeşimi, kendimi müdafaa etmenin peşine düştüm. Öldürme kastım yoktu. Sadece direncini kırıp elinden silahını almak istedim. Batuhan Bayındır’ı ben öldürmedim. Kim öldürdüyse ortaya çıksın. Öldürmediğim bir insan için bana ceza vermeyin. Bir babayı, ağabeyi düşünün. Siz benim yerimde olsaydınız ne yapardınız? Hangi baba oğlunun, kardeşinin öldürülmesine müsaade eder. Ben olay nedeniyle maktulün ailesinden özür diliyorum. Kendi canımızı kurtarmak için böyle bir müdahalede bulundum. Kafasına ateş etmedim, öldürmek istesem bunu yapardım. Ayaklarına ateş ettim. Ben birini öldürecek bir insan değilim. Boşu boşuna herkesin hayatı mahvoldu gitti. Ortaya silah çıkınca ben şuurumu kaybettim. Kardeşimi, kendimi, oğlumu korudum” dedi.
Son savunması alınan sanık Azat Özer ise, “Olayın gerçekleştiği gün ben, babam ve amcam tarafından çağırıldım. Cantürk ve Yunus Emre Erzen’i tanımıyorum bile. Biz olay yerine gittiğimizde arbede çıktı bir anda. Ben zaten ne olduğunu hatırlamıyorum. Ben hiçbir şekilde ateş etmedim. Olaydan dolayı çok üzgün ve pişmanım. Olayların bu hale geleceğini tahmin edemezdik. Müdahale etmeseydik amcam öldürülecekti. Tahliyemi ve beraatimi istiyorum” şeklinde savunma yaptı.
Mahkeme, tekel bayii canilerine müebbet istedi.
Son savunması alınan sanık Servet Özer ise, “Benim Cantürk ile farklı bir hukukum vardır. Ben oğluyla bir sorun yaşadım. Ona karşı benim ve kardeşimin bir saygısızlığı olmadı. Kurşunlar bana gelseydi, ‘Araya giren adam öldü’ diyeceklerdi. Ben hiçbir şey yapmadığım halde tutuklu yargılanıyorum. Benim hakkımda bir delilleri varsa söylesinler” dedi.
Tarafların ve avukatların son sözlerinin alınmasının ardından mahkeme heyeti kararını açıkladı.
Ayrıca, Tarık Özer ve Azat Özer’in cezalarına ‘Ruhsatsız silah taşıma ve bulundurma’ suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezasının eklenmesine karar verildi.
Tutuksuz sanıklar Nimetullah Özer, Hüsamettin Ahmetoğlu, Adem Kılıç ve Erdal Adıyaman’a ise, ‘Suçluyu kayırma’ suçundan 1 yıl 6 ay hapis cezası verilmesine hükmedildi.