enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
39,2423
EURO
44,7139
ALTIN
4.175,57
BIST
9.486,56
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
26°C
İstanbul
26°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Parçalı Bulutlu
26°C
Pazartesi Az Bulutlu
28°C
Salı Açık
28°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
28°C

“Liberal dünya düzeninin sonu mu?”

Soru bana ait değil. BBC’nin Rus gazetecisi Grigor Atanesian’ın ne dediği pek de anlaşılmayan aynı başlıklı bir yazısında yer aldı iki gün önce. Yazarın “liberal dünya düzeni” tanımı pek hoş doğrusu: “Liberal dünya düzeni taahhütler, ilkeler ve normlar üzerine kurulu bir uluslararası ilişkiler sistemini ifade ediyor. Temelinde uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler (BM), BM Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi gibi kurumlar yer alıyor. Ayrıca, liberal dünya düzeni serbest ticaret gibi değerleri temsil

“Liberal dünya düzeninin sonu mu?”
REKLAM ALANI
05.03.2025 02:36
1
A+
A-

Soru bana ait değil. BBC’nin Rus gazetecisi Grigor Atanesian’ın ne dediği pek de anlaşılmayan aynı başlıklı bir yazısında yer aldı iki gün önce.

Yazarın “liberal dünya düzeni” tanımı pek hoş doğrusu: “Liberal dünya düzeni taahhütler, ilkeler ve normlar üzerine kurulu bir uluslararası ilişkiler sistemini ifade ediyor. Temelinde uluslararası hukuk ve Birleşmiş Milletler (BM), BM Genel Kurulu ve Güvenlik Konseyi gibi kurumlar yer alıyor. Ayrıca, liberal dünya düzeni serbest ticaret gibi değerleri temsil ediyor ve Dünya Ticaret Örgütü (WTO), Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası gibi kuruluşlar tarafından da destekleniyor. Bu düzenin ideolojik varsayımı, Batı tarzı liberal demokrasinin en iyi yönetim modeli olduğu inancına dayanıyor.”

Yanılıyorsam lütfen beni düzeltin ama “temelinde uluslararası hukuk”un olduğu bir dünya düzeni hiçbir zaman gerçek olmadı, hiçbir zaman hayata geçmedi. Hele son üç yüz yılda sürekli güçlülerin kuralları koyduğu, esnettiği, bozduğu, sonra yeniden kural koyup yeniden bozduğu bir sarmalın içerisinde debeleniyor dünya. Fakat Atenasian gibi “Avrupacıların” bu soruyu sorarak aslında dile getirmek istedikleri tam olarak şu: “Bu sarı manyak Trump, Putin’le falan anlaşıp Avrupa’yı mecalsiz bırakırsa ne halt edeceğiz?”

Ülkemizdeki Avrupa etki ajanlarının tutuşmuş paçaları da, savcı bir şirket CEO’sunu yahut TÜSİAD’ın bilmem nesini ifadeye çağırınca Avrupa’nın yeri göğü inletmiyor oluşu da bana başka, bambaşka bir dünyaya doğru dörtnala gittiğimizi düşündürüyor.

YAZI ARASI REKLAM ALANI

Bu, burada bir dursun.

Aslına bakılırsa sarı manyağın “ABD’nin tüm eski dış politika angajmanlarını, başarılarını ve başarısızlıklarını inkâr ediyorum. Hiçbir nezaket göstermeden tam bir 17. yüzyıl sömürgeni olarak hareket edeceğim. Amerika’ya neresi, ne şekilde lazımsa oraya doğrudan çökeceğim” şeklinde atarlanması başka, Trump Amerika’sının dünyanın her yerine dalmaya güç yetirebilmesi başka bir şey. Bu olmayacak iş elbette. Trump her ne kadar “manyağın biri” gibi duruyorsa da başlatabileceği fiziki müdahalelerin sayısını da Amerika’nın mevcut gücünü de biliyor.

“Liberal dünyanın sonu” önermesi böylelikle denilebilir ki Avrupa’nın omuzlarına yük olmasına, kendilerine sürekli “modern dünyanın değerleri” falan gibi son derece boş şeylerle üstünlük taslamasına bir noktada “hadi lan oradan, dürrükler” diyen ABD ve Rusya’nın tavrı anlamına geliyor.

Yani şu. Öyle diplomasiymiş, nezaketmiş, iletişimmiş falan bunlara gerek yok liberal dünyanın sonunda. Dün Gazze’yi işgal etmek, orada soykırım yapmak için yine de bazı çekimser açıklamalar, bazı endişeler falan zikretmek zorundaydınız. Şimdi bu Sarı Manyak, Gazze’yi turizm merkezi yapmak için herhangi bir uluslararası izne, herhangi bir nezakete falan gerek duymadan, “bam bam bam giderim” diyor.

Tabii diyor demesine de, eşek değilse savaş teknolojisinin nasıl demokratikleştiğini de görüyordur herhalde. 150 dolarlık Yasin roketiyle 2 milyon dolarlık Markava tankını yok eden savaş teknolojisi, sadece Gazze’de değil, ABD’nin ya da herhangi başka bir emperyalistin işgal edip çökmek istediği her coğrafyada bir “yok öyle yağma” etkisi yaratabilir.

Sarı Manyak’ın Rusya’yı arkalayıp Ukrayna’nın nadir toprak elementlerine el koymaya çabalaması, ben yazıyı yazdığım sıralarda hâlâ “bir ihtimal olarak” sıcaktı. Avrupa’nın kendisini af buyurun “cami avlusuna bırakır” gibi bıraktığı Zelenski, Beyaz Saray’da yaşadığı fecaate rağmen İngiltere’de “ABD ile madenlerle ilgili anlaşmayı imza edebiliriz” falan gibi şeyler geveliyordu.

Geldik meselenin ek yerine. Meselenin ek yeri şurasıdır: Liberal dünya düzeninin (ya da bilmem ne zıkkımın) sonunun geldiği ve dünyanın bütün enerjisiyle yenileneceği bir aşamaya gelmiş bulunuyoruz. Burada bizimki gibi ülkelerin bu yeni eşiğe nasıl uyumlanacakları çok ama çok önemli bir mesele olarak karşımızdadır.

“Türkiye Zelenski’sini arıyor” diyenlere mi kulak asacağız yoksa “Türkiye Türkiye’den büyüktür” diyenlere mi?

Bu yenilenmenin yönünü tam olarak bu tercih belirleyecek.

Zelenski dedim diye hemen aklınıza Ekrem İmamoğlu gelmesin. Zelenski öyle ya da böyle saygınlığını az da olsa muhafaza etmek için bedel ödemeyi göze alan biri. O yüzden lütfen iki ismi karşılaştırmayalım. Zelenski’ye ayıp olur, çok ayıp olur.

REKLAM ALANI
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.