enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
38,1008
EURO
43,4851
ALTIN
4.076,20
BIST
9.317,24
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
18°C
İstanbul
18°C
Az Bulutlu
Pazar Parçalı Bulutlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
19°C
Salı Çok Bulutlu
16°C
Çarşamba Çok Bulutlu
17°C

Murat Ülker yazdı: Ahmet Güneştekin’in ‘Kayıp Alfabe’ sergisi ve kültürel hafızaya yolculuk

Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi, pladis ve GODIVA Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, kişisel internet sitesinde yayımladığı yeni yazısında, Ahmet Güneştekin’in “Kayıp Alfabe” sergisine yer verdi. Ülker, Yıldız Holding’in ana sponsorluğunda gerçekleşen serginin, kaybolmuş diller ve kültürel hafızanın izini süren eserlerle büyük ilgi topladığına dikkat çekti.

Murat Ülker yazdı: Ahmet Güneştekin’in ‘Kayıp Alfabe’ sergisi ve kültürel hafızaya yolculuk
REKLAM ALANI
02.02.2025 17:36
3
A+
A-

Ahmet Güneştekin’in “Kayıp Alfabe” sergisi, Feshane’nin tarihi atmosferinde sanatseverlerle buluştu.

Yıldız Holding Yönetim Kurulu Üyesi, pladis ve GODIVA Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ülker, kişisel internet sitesinde ‘Yıldız Holding olarak ana sponsoru olmakla müftehir olduğumuz’ dediği sergiye yer verdi.

Ülker, bu serginin geçmiş, bugün ve gelecek arasında köprü kurduğunu vurguladı.

Ahmet Güneştekin’in eserlerinin, kaybolan kültürlere ve unutulmuş hikâyelere dair güçlü bir belge niteliği taşıdığına dikkat çekti.

YAZI ARASI REKLAM ALANI

SÖZÜMÜZ VARSA DEĞERİMİZ VAR!

Murat Ülker’in yazısı şöyle:

Bir arkadaşım anlatmıştı: Üniversitede sosyoloji hocaları sınıfa elinde Alain Touraine’ın o zaman yeni çıkmış “Bugünün Dünyasını Anlamak İçin Yeni Bir Paradigma” kitabını göstererek, “Gördünüz mü? Yeni çıkmış.” demiş. Sınıfta çok beklediği o heyecanı göremeyince biraz hayal kırıklığıyla “Merak etmiyor musunuz, belki yeni bir söz söylemiştir.” demiş. Aynen sanat da benim için bu diye düşünmüştüm, belki her gün yeni bir söz duymuyoruz ama her yeni sanat eseriyle yeni bir söylem görüyoruz. Bu yeni sanatçılar keşfetmekle olduğu kadar, bir sanatçının kendi yolunda ilerlerken zaman içindeki dönüşümünü izlemekle de mümkün oluyor. Ahmet Güneştekin, benim dostum ve sanat yolculuğunu yakından takip etme şansı bulduğum başarılı bir sanatçıdır. Bugün ise konumuz onun son sergisi “Kayıp Alfabe”. Geçtiğimiz günlerde Feshane gibi tarihi bir mekanda açılan bu sergiyi hepimiz için anlamlı buluyorum. Hatta Yıldız Holding olarak ana sponsoru olmakla müftehir olduğumuz bu serginin kitabına bendenizden önsöz koymuşlar.

İnanıyorum sanatı paylaşılmalı, çünkü sanatın bize sunduğu güzellikler paylaştıkça çoğalır, tıpkı
#mutluetmutluol

gibi.

Wittgenstein “Dilimin sınırları dünyamın sınırlarıdır.” demişti, dil bu kadar önemliyken bizimki gibi tarihi zengin topraklardan çıkmış bir sanatçının kültürel hafızaya dair söylediklerini, “Kayıp Alfabe” sergisinin çığırdığı sırrı merak içindeyseniz, buyurun okuyalım…

Sanat, geçmişi, bugünü ve geleceği birbirine bağlayan en güçlü ifade biçimlerinden biridir. Ben her zaman koleksiyonumuzdan bahsederken bizlerin onların geçici ev sahipleri olduğumuzu, eserlerinse bizden sonra da hayatlarına devam edeceklerini söylerim, öyle ya biz faniyiz ve onlar daha kalıcıdır. Aslında sanat ait olduğu döneme dair bir başka tür belgeleme işidir. Ruh halleri, bakış açılarıyla tarihe düşülmüş özgün notlardır. Ahmet Güneştekin’in Kayıp Alfabe sergisi de aynen bu doğrultuda yalnızca gözlere şifa estetik bir deneyim sunmakla kalmıyor; kolektif hafızanın, kimliklerin ve dillerin izini sürerek insanlığın unutulmuş hikayelerini belgelendiriyor.

Serginin ana sponsoru olarak, Yıldız Holding’in sanata olan desteği de bu noktada benim için anlam kazanıyor. Çünkü sanat, paylaştıkça büyüyen ve derinleşen bir mirastır. Kültürel mirasın korunması ve sanatın toplumla buluşturulması, bir şirketin sosyal sorumluluğunun ötesinde, geleceğe bırakılan değerli bir izdir. Mutlu et mutlu ol felsefemiz gibi, sanat da paylaşıldığında insanları bir araya getirir, düşündürür ve ilham verir.

Sanatın Hafızaya Dokunan Dili

Dostum Ahmet Güneştekin çalışkanlığı ile beni hep etkilemiştir. Onun sanatı, yalnızca görsel bir deneyim sunmuyor, anlatıyor…

Son sergisi Kayıp Alfabe de ise taş, metal, harfler ve semboller aracılığıyla kaybolmuş dillerin, yok olmuş kültürlerin ve zaman içinde silinmiş hafızaların izini sürüyor. Bu anlatı bizim gibi tarihi zenginliklerle dolu bir kültürün mirasçıları için oldukça kıymetlidir.

Güneştekin’in eserlerini incelerken kendinizi büyük bir yapbozun parçalarını birleştirmeye çalışır gibi hissediyorsunuz. Mezopotamya’nın efsanelerinden Anadolu’nun toprak kokusuna, çağdaş dünyanın çelişkilerinden geçmişin kolektif izlerine kadar uzanan bir yolculuğa çıkmış gibi…

Kayıp Alfabe, dillerin buharlaşması ve hafızanın yok oluşu üzerine kurulu bu sergide, alfabeleri kültürün kromozomları gibi ele alıyor. Dillerin yok oluşuyla birlikte, hafızanın da nasıl silindiğini, geçmişin izlerinin nasıl kaybolduğunu gözler önüne seriyor. Aslında dilin sosyal dünyamız için ne kadar etkili bir unsur olduğunu, düşüncelerimizi dil üzerinden oluşturduğumuzu düşününce bu daha anlamlı oluyor.

Sanatın Mekanla Bütünleşmesi: Feshane’nin Denize Açılan Sergi Alanı

Kayıp Alfabe sergisinin bir güzel yanı da sergilendiği yer yani Feshane. Öyle ya güzel bir sanat eseriyle karşı karşıya olmak her zaman keyifli bir deneyim ama nerede, hangi ortamda gördüğünüz deneyimi kolaylıkla başka bir boyuta taşıyor. Bu sergi ise İstanbul’un tarihi ve kültürel kimliğinin önemli noktalarından biri olan Feshane’de, deniz kıyısında yer alan geniş bir alanda sanatseverlerle buluşturulmuş.

    Bu konum, serginin atmosferini ve deneyimini derinleştiriyor. Büyük ölçekli eserlerin ve enstalasyonların tarihi 1833 yılına dayanan bu mekanda, hoş bir deniz manzarasına karşı konumlanması, başka bir deyişle sergi mekanı, sadece bir sergi alanı değil; kültürel geçişlerin, hafıza ve zamanın iç içe geçtiği bir platform olarak konumlanmış. Feshane’nin tarihi dokusuyla iç içe geçerek endüstriyel miras ile çağdaş sanat arasında köprü kurulmuş.

Sanatta Malzemenin Hafızası: Taşlar, Alfabeler ve Anlatılar

Kayıp Alfabe sergisinde taş kullanımı dikkatimi çekti. Çünkü taş, insanlığın en eski hafıza kayıtlarından biridir. Taşların tarih konusunda bizi nasıl aydınlattığını en çok Afrodisias kazılarında düşündüm. pladis olarak sponsor olduğumuz kazılarda taşlara kazınmış yazılarla bazilikada fiyat narhı fermanı ortaya çıkarılmıştı. Bir sürü tarihçinin ve tabii bizlerin ilgisini çekecek okumalar gerçekleşmişti bunların üzerinden;
bu konuyu bir başka yazımda anlatmıştım.

Sanatçının kullandığı taşlar, geçmişin sessiz tanıkları olarak serginin ruhunu oluşturuyor. Akdeniz’in sarı tonlarından Ege’nin kiremit rengine kadar uzanan bu taşlar, geçmişin izlerini bugüne taşıyor. Güneştekin, taşların özgün renklerini ve yapısını koruyarak, onların geçmişle bağını sürdürmelerini sağlamış. “Taşlar hiçbir zaman tükenmez, her zaman bir kaynak ve anlatı formudur.” diyor.

Bu yaklaşım, sergide kullanılan diğer malzemelerle de kendini gösteriyor. Paslanmış metal, fosilleşmiş yapılar ve geleneksel taş işçiliğiyle birleşerek, çağdaş sanatın anlatı gücünü artırmış.

Sanata Destek Geleceğe İz Bırakmaktır

Sanat, bir toplumun gelişmişlik seviyesinin en güçlü göstergelerinden biridir. Bakan, gören gözler için de bir şifa, insana iyi gelen bir şeydir. Mesajını görebilenler için de önemli olduğu kadar, her bir bakanın farklı şeyler görmesi aslında her birimizin ne kadar farklı olduğunu bize hatırlatıyor. Amma tabii ki tüm amellerin değerlendirmesi niyete göre olacaktır.

Yıldız Holding’de ise sanata ve kültürel mirasa verdiğimiz destekle, gelecek nesillere aktarılacak değerleri önemsiyoruz.

Bu destek, sadece bir sponsorluk olarak görülmemeli; sanatın, toplumun tüm kesimlerine ulaşması için bir köprü kurmak sorumluluklarımızdandır. Tüm sanat faaliyetlerimiz ve verilen destekler bu vizyonumuzun bir yansımasıdır. Çünkü sanat, bireyleri ve hatta toplumları dönüştürmek gücüne sahiptir.

Bu sergiyi gezerken, bizler kim olduğumuz ve nereden geldiğimiz konusunda düşüneceğiz ve inşallah geleceğimizi hayal edeceğiz; zira gelecektir, umudumuz olan genç nesillere armağanımız.

REKLAM ALANI
ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.