enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
42,0611
EURO
48,5574
ALTIN
5.413,42
BIST
10.971,52
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
21°C
İstanbul
21°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Çok Bulutlu
21°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
20°C
Salı Çok Bulutlu
20°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
16°C

‘Süper Güç’ün makyajı mı dökülüyor

ABD’de şu sıralar ilginç bir tartışma var. Savunma Bakanlığı Pentagon, Netflix’e bayrak açmış durumda. Platformun yeni filmi “A House of Dynamite” (Bir Dinamit Evi), “dünyayı kurtaran ABD” ve “Amerikan Rüyası” imajlarını yerlere sermiş durumda. Haliyle Pentagon da duruma tepkili.

‘Süper Güç’ün makyajı mı dökülüyor
REKLAM ALANI
01.11.2025 05:12
0
A+
A-

ABD’de şu sıralar ilginç bir tartışma var. Savunma Bakanlığı Pentagon, Netflix’e bayrak açmış durumda. Platformun yeni filmi “A House of Dynamite” (Bir Dinamit Evi), “dünyayı kurtaran ABD” ve “Amerikan Rüyası” imajlarını yerlere sermiş durumda. Haliyle Pentagon da duruma tepkili. “Film, ABD’nin füze savunma sistemini etkisiz olarak gösteriyor ve yeteneklerini küçümsüyor” görüşündeler. Gerçekten öyle mi? Bakalım…

Öncelikle söylemek lazım ki, bu yazıda filme dair bilgiler yer alacak. İzlemeden ipucu almak istemeyenler sonrasında okuyabilir…

NÜKLEER FELAKET YAKIN GELECEK Mİ?

YAZI ARASI REKLAM ALANI

Kathryn Bigelow’un yönettiği film, Chicago’ya yönelen bir nükleer füze tehdidine karşı ABD hükümetinin tepkisini konu alıyor. Bir sabah ansızın radara giren bir füzenin durdurulması gerekir. Bunun için savunma kalkanı ve füzeler vardır. Çok zamanları yoktur. Karar verilir ve “mermiyi mermi ile vurmak” için harekete geçilir. Ancak başarısız olunur.

Teknolojinin geldiği nokta ve akıllı füzelerin varlığı düşünüldüğünde çok da mantıklı gelmemekle birlikte, dünyanın süper gücü ABD’nin kendini savunamayacak halde görünmesi alışıldık bir durum değil. Normalde Hollywood ya da dijital mecralar eliyle yapılan filmlerde ABD’nin önce kendisini ve elbette dolayısıyla dünyayı kurtardığını görürüz. Biz bile o kadar alıştık ki bu duruma, A House of Dinamite’e biz de şaşırdık. “Nasıl yani, ABD kendini kurtarmadı mı? Bırak dünyayı, kendini mi kurtaramadı!”

“SÜPER GÜÇ ABD”NİN MAKYAJI MI AKIYOR?

Her şey bir tarafa, bu algının 1 asırda nasıl oluşturulduğu ve geldiğimiz noktada yıkılmasının çok zor olduğunu görmek içler acısı. Önceleri Hollywood, sonrasında diziler ve dijital mecralar eliyle oluşturulan ABD algısı, yenilmez, çarelerle dolu, bütün dünyaya yetendir. Aksi olduğunda izleyicinin şaşırması, kurumların itiraz etmesi, hayretler içinde kalınması ve kabul edilemez görülmesi ilginç değil mi? Halbuki bunun sadece bir film olduğu, kurmaca unsurlardan oluştuğu, sadece izleyip geçilmesi gereken bir eğlence olduğu da söylenebilirdi (Ülkemizdeki dizilerde tarihi karakterlerle ilgili dizi ve filmlere eleştiri geldiğinde hep böyle savunulur ya!). Oysa Pentagon, “Gerçekleri yansıtmıyor” diye açıklama yapıyor. Yönetmen de “Patlamaya hazır bir dünyada yaşıyoruz. Nükleer tehditlere dair farkındalık yaratmak ileriye atılmış olumlu bir adım” diyor.

Yani filmlerin gerçek ile bağı ve gerçeklik yaklaşımı ile ilgili ciddi bir örnekle karşı karşıyayız. Yine, yeniden anlamalıyız ki, hiçbir film sadece film değildir. “Gerçeklik yaratma” gibi bir işlevi vardır ve izleyici de bunu böyle kabul eder. Öyleyse, üreticiler buna göre yol almalı, izleyici de buna göre izlemeli.

Tekrar filme dönecek olursak…

Yönetmen : Catherine Bigelow

BIGELOW HEP ABD ASKERİ İLE BERABER

Kathryn Bigelow’un bütün filmleri böyleydi. Kendisini Oscar’da en iyi yönetmen ödülünü alan ilk kadın yapacak olan Ölümcül Tuzak da Irak’taki ABD askerlerini konu ediyordu. Sonraki filmi Zero Dark Thirty de Usame Bin Ladin’in öldürülmesi hikayesini ele alıyordu. Yani Bigelow’un Pentagon ile arası gayet iyi. Filmlerinde antimilitarist bir yaklaşım olsa da temelde ABD milliyetçiliğini barındırıyordu. Şu an tartışılan filminde de ülkesini tahkir etmiyor. Küresel bir meseleye dikkat çekmek isterken kendi vatanını mekan kılıyor. Yani dünyanın neresinde olursa olsun, bir nükleer saldırı ile karşı karşıya kalınırsa çaresizlik hüküm sürer. Böyle mi acaba? Elbette hayır. Latife ettiğimi düşünebilirsiniz. Çünkü filmde adı geçen Rusya, Çin, Kuzey Kore, İran gibi ülkeler ABD’nin baş düşmanıdır. Ve bu ülkelerin hiçbirinde bir devlet başkanı, saldırı altındayken düşmanına karşı misilleme yapmaktan imtina etmez. Oysa A House of Dinamite’te ABD başkanı, milyonlarca insanın hayatından endişe ettiği için son ana kadar misilleme emrini veremiyor. Nükleere karşı nükleer saldırıya eli varmıyor. Bu da ancak ABD’de olabilecek bir şey.

Bu zaviyeden bakınca her Hollywood yapımı zaten ABD güzellemesi yapar. Fekat bu filmde istisnai bir manzara olarak ABD’nin yüksek teknolojik ve askeri varlığı, kendilerini korumaya yetmiyor. Yani sadece asker/ordu eleştiriliyor. Yoksa Beyaz Saray’dan Pentagon’a kadar bütün çalışanlar, milyonlarca insanın zarar görecek olmasından ötürü perişan oluyor. Hatta Savunma Bakanı intihar ediyor. Neler neler!

Neticede, Bigelow’un diğer bütün filmlerinde olduğu gibi ABD askerlerinin yaşadıklarına odaklanarak antimilitarist ama zeminde “Yaşasın Amerikan rüyası” diyen bir yapım ile karşı karşıyayız. ABD’nin teknolojik ve askeri olarak yetersiz kaldığını görmek sürpriz oluyor sadece.

SONU İZLEYİCİYE Mİ KALMIŞ?

Bu arada filmin sonunda ne olduğunu tam olarak bilmiyoruz. Aynı 18 dakikayı 3 farklı mekan ve karakterlerin gözünden anlatan filmin sonunda ne olduğunu tam olarak bilemiyoruz. Yönetmen öyle istemiş. Ucu açık bırakılmış. Lakin çok açık kalmış. Biraz cereyan yapmış. Bu kadar fazla soru ile izleyiciyi tatmin etmek mümkün değil. Bu açıdan da çok eleştiriliyor zaten. Ayrıca farklı gözlerden anlatma tercihi çok oturmamış. Çünkü çok fazla ortak diyalog ve bilgi ile farklı gözlükler takıyoruz. Konusu itibarıyla çok tartışılan ama Bigelow’a, diğer filmleri kadar itibar katmayan bir film olmuş.

REKLAM ALANI
ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.