Suriye’de Esed sonrası gelişen huzur ve istikrar ortamından rahatsız olan ülkeler eş zamanlı harekete geçti. İsrail bir süredir güneydeki Dürzileri isyana teşvik ederken kuzeydeki Lazkiye’de Esed çeteleri, Suriye ordusuna pusu kurdu ve 15 güvenlik görevlisini öldürdü. Esed çetelerinin arkasında İran ve Hizbullah’ın olduğu belirtiliyor.
Suriye’nin batısındaki Lazkiye’ye bağlı Ceble beldesi yakınlarında perşembe gecesi Suriye hükümetine bağlı güvenlik güçlerine yönelik kurulan pusuda 15 güvenlik görevlisinin yaşamını yitirmesinin ardından kaos çıkarmaya çalışan eski Esed rejimi unsurlarına karşı operasyonlar yoğunlaşıyor. Saldırının ardından İdlib, Azez ve Afrin’den bölgeye ek kuvvet gönderen Suriye hükümetine bağlı güvenlik güçleri, Lazkiye ve Tartus’ta kontrolü tamamen sağladığını ifade ederken Ceble’de ise eski rejim unsurlarının kuşatma altına alındığını ilan etti.
Suriye ordusu, Lazkiye’nin Ceble ilçesindeki sıcak noktalara top ve tank sevk ederken ilçede devrik rejim güçleriyle çatışmalar devam ediyor. Çatışmalar gece boyunca Lazkiye’nin Kırdaha ilçesinde de devam etti. Devam eden operasyonlarda güvenlik güçleri dün akşam saatlerinde “Şebbiha” olarak bilinen “Halk Komiteleri”nden sorumlu Yusuf Harba’yı yakaladı. Harba’nın üzerinde el bombaları ve otomatik silahlar bulundu. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR) toplam 70 kişinin öldüğünü ve onlarca kişinin yaralandığını duyurdu. Yerel basına göre bölgede en az 40 eski rejim unsuru, güvenlik güçleri tarafından yakalandı. Nusayrilerin yoğunlukla yaşadığı Lazkiye, Tartus ve Ceble gibi bölgelerde yaşanan gelişmelerin, İsrail tarafından Dürzilerin yoğunlukla yaşadığı güneydeki Suveyde ile Cebel el-Arab bölgesinin yanı sıra Kuneytra’da giriştiği faaliyetlerle eş zamanlı gelmesi ise dikkat çekiyor.
El-Cezire’nin verdiği bilgiye göre, Suriye’nin sahil bölgesindeki son gelişmeler, 8 Aralık 2024’te devrimcilerin ilerleyişi karşısında kaçarak Rusya’ya sığınan devrik diktatör Beşşar Esed ve Irak’a kaçan kardeşi Mahir Esed’in bilgisi dahilinde gerçekleşti. Saldırıları eski rejim komutanlarından Gayyas Delle’nin, dün yakalanan eski Hava İstihbarat Şefi İbrahim Huveyce ile birlikte İran’dan alınan silah desteği ve Hizbullah’ın mali desteğiyle organize ettiği belirtildi. İran’ın ikili ile Beşşar Esed ve Mahir Esed arasında da koordinasyon kurduğu ve saldırıların başlamasının ardından Mahir Esed’in Irak’ı terk ederek Beşşar Esed ile buluşmak üzere Rusya’nın başkenti Moskova’ya gittiği kaydedildi.
Sahil bölgesinde organize olan devrik Esed rejimi unsurlarının finans ve silah desteğini Hizbullah ve İran’dan aldığı ifade edilirken, Suriye’nin kuzeydoğusunda geniş alanları ABD desteğiyle kontrolü altında tutan terör örgütü PKK/SDG’nin de bu unsurlara lojistik kolaylıklar sağladığı belirtiliyor. Ceble’deki saldırının ardından PKK/SDG kontrolündeki bölgelerden gelerek Lazkiye’ye doğru giden füze yüklü bir TIR’ın durdurulduğunu aktaran yerel kaynaklar, söz konusu TIR’ın İran’dan PKK/SDG aracılığıyla bölgeye gönderildiği bilgisini verdi. Güvenlik güçleri ise sahil bölgesinde süren güvenlik operasyonları sırasında İran menşeli çok sayıda silahın ele geçirildiğini ilan etti.
Suriye’nin batısındaki sahil bölgesi ile güneydeki bölgelerde yaşanan gelişmelere ilişkin Yeni Şafak’a değerlendirmelerde bulunan Suriye Türkmen Meclisi Eski Başkanı Semir Hafız, “Bu zamanlamayı yapanın İran olduğu çok belli hatta bu zamanlama İsrail’e dahi bildirildi. İsrail Dürzileri ayaklandırdı ve ardından bu ayaklanmaya da zemin hazırladı” dedi. Eski rejim unsurlarının güneyde İsrail’in Dürziler üzerinden bazı girişimlerde bulunmasına eş zamanlı olarak harekete geçtiğine vurgu yapan Hafız, Bu ayaklanmalar dışarıdan komutlarla gerçekleşmiş bir ayaklanmadır. İlk günlerden beri böyle bir kalkışma bekleniyordu. Silahlı, silahsız on binlerce Nusayri, Suriye özgürleştikten sonra sahil bölgelerine kaçtılar. İstisnasız hepsinin silahları var onlar sadece yönlendirme bekliyordu” diye konuştu.
Sahil bölgesinde düzenlenen güvenlik operasyonları sorumlularından Takviye Kuvvetler Komutanı Ebu Abdullah ise Yeni Şafak’a yaptığı açıklamada, “İftardan sonra başlayan hareketlilik üzerine bölgeye takviye birliklerimizi gönderdik. Yolda pek çok noktada pusularla karşılaştık. 50-60 kişilik Esed kalıntılarından oluşan gruplar Lazkiye, Tartus ve Ceble şehirlerine giden yollara araba lastiklerini yakarak ve bozuk araçları yolun ortasına koyarak pusular kurdu. Hâlâ daha yollara pusular kuruluyor gece boyu bu yolları aşmak için uğraştık. Sabah ezanıyla birlikte operasyonlarımızı genişlettik. Sadece Lazkiye’de yaklaşık 60 bin askerimiz bulunuyor” bilgisini verdi.
Komutan Ebu Abdullah, “Lazkiye’yi kontrol altına almış durumdayız ancak Ceble kentinde çatışmalar şiddetli sürüyor. Rejim kalıntıları, Ceble’de her yeri talan etmeye çalışıyor birçok tarihi binayı yakıp Nur Hastanesi’ne girdiler ve buradaki doktorları, hemşireleri ve hastaları öldürdüler. Ceble’de çatışmalar sürüyor. Aynı zamanda Lübnan’dan Hizbullah militanlarına karşı da sınır bölgelerimizde güvenliği sağlıyoruz” dedi.
Esed rejimi artıklarının saldırıları sonrası şiddetin artması üzerine Suriye hükümeti, sahil bölgesinde önceki gece saat 22.00 ile gündüz saat 10.00 arasında sokağa çıkma yasağı ilan etti. Lazkiye, Ceble ve Tartus’taki yasağın yanı sıra, ülkenin orta kesimindeki Humus’un batı bölgelerinde de gece saat 22.00 ile sabah saat 08.00 saatleri arasında sokağa çıkma yasağı uygulandığı aktarıldı. Çatışmaların sürmesi üzerine yasak bugün Tartus’ta saat 10.00, Lazkiye’de ise 09.00’a kadar uzatıldı.
Suriye Savunma Bakanlığı’na bağlı Askeri Operasyon İdaresi Kuvvetleri’nin, sahil bölgesinde Esed rejimi artıklarına karşı başlattığı operasyonlar, Suriye’nin tüm şehirlerinde destekle karşılandı. Başkent Şam’daki Emevi Meydanı’nın yanı sıra, İdlib, Hama, Humus, Deyr-i Zor, Halep ve Dera’da meydanlara inen on binlerce Suriyeli operasyonların güvenlik sağlanana kadar sürmesini talep etti.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, Suriye’deki yasa dışı devrik rejim yanlılarının güvenlik güçleri ve sivillere yönelik saldırıları kınandı. Suudi Arabistan’ın resmi haber ajansı WAS’ta yer alan açıklamada, “Toplumsal barış ve huzurun sağlanması için Suriye hükümetinin ve güvenlik güçlerinin yanındayız” cümlelerine yer verildi.