İmralı’dan çıkan metin, ister satır araları okunsun ister yapı-bozum merceğiyle bakılsın veya ögelerine ayrılıp tetkike tabi tutulsun, terör örgütünün silah bırakma ve tasfiyesine yönelik tarihteki en yüksek aşamadır… Ama merhaledir, final değildir. Başarı ve takdir vesilesi olması gereken, Ankara’nın konuyu kavrayışı, bölgesel ve küresel gelişmeleri iyi teşhis etmesi, nihayet buna göre eylem planını hayata geçirmesidir… Menzile ulaşılması halinde, Türkiye iç siyasetine, başta sınır komşularımız,
İmralı’dan çıkan metin, ister satır araları okunsun ister yapı-bozum merceğiyle bakılsın veya ögelerine ayrılıp tetkike tabi tutulsun, terör örgütünün silah bırakma ve tasfiyesine yönelik tarihteki en yüksek aşamadır…
Menzile ulaşılması halinde, Türkiye iç siyasetine, başta sınır komşularımız, Suriye, Irak, İran ve Ortadoğu’nun bütününde-Akdeniz ve Kıbrıs dahil-etki ve çıktıları olacak. Daha uzak alanlara etki ve çıktıları da az değildir; Avrupa ile ilişkilerden Batı Asya’ya, Körfez ülkelerinden Afrika’ya, ABD ve Rusya gibi süper güçlerle ilişkilerimizde de yeni etki ve çıktıları olacaktır…
Herhangi muğlak alan kalmadan terör örgütünün varlığının sona ermesi, ekonomideki ‘katma değerli ürün’ gibi, ulusal güvenlik, dış politika, nüfuz ve stratejik değerimize birkaç misli ‘güç ve hız’ ekleyecektir…
Geriye kalan, bölgedeki dinamikler ile örgütü arkalayan, şartlarla hami değiştirten, örgütün kucaktan kucağa gezmesine sebep olan dış mahfillerdir…
Tespit şu anlama gelmesin; ‘içeriyle alakasızdır’. İçeriye etkisi günlük siyaset üzerinden olacaktır. Mevcut muhalefetin gelişen sürece kaba hatlarla yaklaşması, ucundan tutması diyelim, konu terör olduğundan yarım ağızla ve yükü paylaşmadan destek vermesi, esasen iç dengelerdeki değişimin kendi potansiyelini de engelleyeceği aklından geliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan birden çok defa 2025 yılında terörün sonlandırılacağına ilişkin kesin söylemlerde bulundu. Ancak bu pratiği değil yaklaşımı anlatıyor. İlk yüksek adım, Esad yönetimine gönderilen sıra dışı “yeniden kucaklaşma” davetidir. Şam’dan karşılık gelmeyeceği zaten biliniyordu. Hem Suriye’de kısa süre sonra gerçekleşeceklerin işaretiydi hem Rusya ve İran gibi bölgede yerleşik ülkeleri rahatlığa sevk etti. Buna ‘gambit’ denir…
Bu açıklamanın yapılması için de bir “hesaplama süresi” gerektiğinden, planlamanın tarihini daha da geri çekmek gerekiyor. Arada gerçekleşen pek çok olay da girişimin cesaretini beslemiştir. İsrail’in Filistin’de yaptığı soykırım planın aciliyet ve mecburiyetini kesinleştiren ögelerdendir. Nihayet Sayın Devlet Bahçeli’nin yine herkesi şaşırtan açıklaması planın pik yaptığı kilit ataklardan biri olmuştur…
Operasyonun küresel bağlama oturması yolu hem kısaltıyor hem kolaylaştırıyor. PKK/YPG’nin açıklamaya ne reaksiyon vereceği sorusu, bu zemin üzerinden yanıtlanacaktır…
Avrupa’nın ABD ilişkileri ile İngiltere’nin Ukrayna savaşındaki pozisyonu, Washington’la ilişkilerindeki deformasyon, Avrupa’daki örgüte yaklaşımlarını etkileyecek! Türkiye-AB/Avrupa ilişkileri ve bu kıtanın güvenlik arayışları örgütü darlamayı kolaylaştırabilir. Şu sıralar Ankara’nın AB’ye yeniden sıcak mesajlar göndermesinin bir sebebi bu. Saydığımız bölge ülkelerinin her biri ile özel ilişkilerimiz, Irak’la ‘Kalkınma Yolu’ ve Suriye yönetimindeki değişiklik ve Şam’daki etkimiz de aynı baptandır…
Sonuç olarak, Türkiye’nin kurduğu oyun, tam saha prese dayanan, tüm oyuncuları aynı yola sevk hatta mahkûm eden, temkinli stile sahip. ‘İnşallah’ diyelim.
Mübarek ayınızı tebrik ediyorum.