Esâsen ilk başlarda Leo Strauss’un fikrî babalığını yapmış olduğu neocon hareket ile özgürlükçü (libertinist) entelektüel iklim arasında bir bağ olmasını bırakalım, tam bir zıddiyet mevcuttu. Sovyetler Birliği’nin yıkılmasını kendilerini mutlak mânâda meşrûlaştıran bir zafer olarak gören özgürlükçüler, zihinsel bir esriklik yaşamaya başladılar. İhatâlı bir liberalleşme dalgası her tarafı kapladı. Bu dalganın Leo Strauss gibilerinin muhafazakâr telkinlerini sâdece antikomünizm ekseninde kendilerine yakın bulacakları; bunun hâricinde yadırgayıp dışlayacakları; en fazla ona bir Soğuk Savaş tortusu olarak bakacakları kolaylıkla tahmin edilebilir.
Hem sağda hem de solda yaşanan liberalleşme dalgası
elbette en saf hâliyle siyâsaldı. Ama bunu ekonomik diğer bir dalga destekledi:
Hâsılı bu sürecin ekonomi politik bir mâhiyeti vardı.
P2 loncası , Gladio kafalı faşistlerinin liberalleşmesine paralel olarak bir zamanların azılı proleterya diktatörlüğünü radikal solcularının bile piyasa müdâfiliği yaptığı
günlerden geçtik. Bu kültürel kaynaşma (fusion) ve uzlaşmalar (convention) esriklikle kutlandı. Bence bu kaynaşma ve anlaşmaların en mühim tarafı, zuhûr eden yaygın ortalamalardı.
tam da bunu tipler.
onun başat hayât sâikidir. Ama bunu çalışmaktan, emek koymaktan ziyâde fırsatları yerinde kullanma becerileriyle sağlar.
Akıl ve emeğin yerini zekâ ve fırsatçılık alır.
Onu var eden bileşim, işletme (business administration)
bileşimiydi. Ama biz yuppie tipi daha çok kamusal görünüm ve kültürel tüketimleri üzerinden tâkip ederiz.
(gastronomi),
turizm
(Marka ikonları etrafında sürtüşler) onun Kutsal Üçlemesi’dir (Trinity). Bu maddî arenaları marjinal olarak kültürlendirmek yuppie tiplerin keyfine kalmıştır. Ama buna yeltenenler varsa da onu
en köksüz, bağlantısız ve jan janlı
yapacaktır. Epistemolojisine değinip bırakalım: Bir şeyi bilmekten daha mühimi, onun bilgisini sunumlamaktaki maharet ve sağlayacağı büyülemeler üzerinden sağlayacağı prestijdir. Kültürlenme yuppie tiplerin dünyâsında sâdece bir soslandırma farkına işâret eder.
Cıvık bir jurnalizm veya akademizmin yaptıkları
bunun için kâfidir. Bunun üstü bonustur. Şu çok açıktır ki,
adanmış Kıt’a Avrupası tarzı kültürel kazıcılık(diggerism) veya işlevselleştirilmiş Ada Avrupası tarzı kültürel dalgıçlık (diverism)
devri artık sona ermiştir. (Buna daha evvel Kaptan Cousteau ve Carissa Moore farkı olarak işâret etmiş olduğum hatırlıyorum). Yuppie tipler hayâtı sörfleştiren varlıklardır.