enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
38,1008
EURO
43,4851
ALTIN
4.076,20
BIST
9.317,24
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
17°C
İstanbul
17°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Parçalı Bulutlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
20°C
Salı Çok Bulutlu
17°C
Çarşamba Çok Bulutlu
17°C

“Türkiye-ABD Masası” da kurulacak. Asıl büyük fırtına burada kopabilir. “ABD Perestroykası” başladı. Şirketlere bile el konulabilir! Türkiye’ye olağanüstü güç alanları açılacak..

İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan bütün düzen yıkılıyor. Kurulan bütün üst yapılar dağıtılıyor. Şu an henüz dokunulmamış yapıların hiçbiri ayakta kalamayacak. Bu öyle yıkıcı bir fırtına ki , güç haritalarını, siyasi ezberleri, bölgesel ve küresel ilişki biçimlerin i temelden sarsacak, değiştirecek. Sadece Avrupa merkezli kurumlar değil; ulus-üstü bütün yapılar bu gidişle ortadan kaldırılacak. “Uluslararası Toplum” kavramının ve gücünün anlamı tarihe karışacak. Uluslararası sözleşmelerin anlamı

“Türkiye-ABD Masası” da kurulacak.  Asıl büyük fırtına burada kopabilir.  “ABD Perestroykası” başladı. Şirketlere bile el konulabilir! Türkiye’ye olağanüstü güç alanları açılacak..
REKLAM ALANI
26.02.2025 03:48
5
A+
A-
İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan bütün düzen yıkılıyor.

Kurulan bütün
üst yapılar

dağıtılıyor. Şu an henüz dokunulmamış yapıların hiçbiri ayakta kalamayacak.
Bu öyle yıkıcı bir fırtına ki

, güç haritalarını, siyasi ezberleri, bölgesel ve küresel
YAZI ARASI REKLAM ALANI
ilişki biçimlerin

i temelden sarsacak, değiştirecek.
Sadece Avrupa merkezli kurumlar değil;
ulus-üstü bütün yapılar

bu gidişle ortadan kaldırılacak.
“Uluslararası Toplum” kavramının ve gücünün anlamı tarihe karışacak.

Uluslararası sözleşmelerin anlamı kalmayacak. Uluslararası yargı ve yaptırımların anlamı kalmayacak.
Demokrasi, ifade özgürlüğü, insan hakları

kavramları “
etkili bir yaptırım

” olmaktan çıkarılacak.
Avrupa’nın yetmiş beş yıldır dünyaya pazarladığı her şey

elinden uçup gidecek.
BİRÇOK DEVLET SERMAYE YAPILARINA EL KOYABİLİR!

ÜLKELERE EL KOYMA BİLE NORMALLEŞECEK.

İşgaller, ülkelere ve kaynaklara

el koymalar yaygınlaşacak.
Her güçlü devlet

, yakın çevresinde, ihtiyaç duyduğu her yere ve her şeye
el koyma meşruiyetini

kendinde görecek. Her güçlü devlet kendi çevresinde “
harita çizme

” yetkisini kendinde görecek.
“Zayıf ülkeler”in adalet isteme hakkı

elinden alınacak. Birçok ulus için varoluş imkanları,
büyük fırtınalar arasında kaybolup

gidecek.
Ulusları sınırlayacak bir mekanizma, ahlaki ve etik sınırlar

ve kurallar kalmayacak. Devletlerin
merkez iktidar alanları

alabildiğine güçlendirilecek,
bu güce erişemeyen ülkeler çökecek. Devletler ile şirketler arasında korkunç savaşlar

başlayacak.
Çokuluslu şirketlerin

dünyayı yönetme, insanlığı kontrol etme yetki ve gücü
sınırlanacak

. ABD’de ve birçok ülkede, bu
şirketlere, sermaye yapılarına doğrudan el koyma

dönemleri gelebilir.
Sivil alanların zayıflayacağı, “devlet”in gücünün her alanda mutlak denetime geçeceği;

sadece siyaset, güvenlik, sosyal hayat, toprak bütünlüğü üzerinde değil, sermaye üzerinde de denetim ve kontrolün mutlaklaşacağı bir zaman olacak.
AVRUPA REHAVETİ KABUSA DÖNDÜ.

BATI HER ALANDA GÜÇ KAYBEDECEK.

Trump yönetiminin
ABD ve dünya algısı, öyle yıkıcı bir rüzgar estirdi ki,

ulus-üstü yapıların en üstü olan
Birleşmiş Milletler bile, bütün kurumlarıyla şu an sallantıda

ve ne olacağını kimse bilmiyor. Küresel algı ve mekanizmalar değil,
devletten devlete, bölgeden bölgeye ilişkiler

ağırlık kazanacak.
“Dünya Barışı”

pazarlamasıyla “
Batı Üstünlüğü

”nü garanti altına almak için kurulan yapıların ömrü gerçekten de bitti. Artık onlara ihtiyaç duyulmuyor. Dünyada
başka güçler

yükseldi. Başka gerçekler öne çıktı.
Batı güç kaybetti.

Avrupa ekonomik ve siyasi olarak cüceye döndü. Böyle olunca da
ABD kendi serüvenini

başlattı. “
Avrupa yükü

”nü üstünden attı. Avrupa’nın yıllardır sürdürdüğü
“rehavet” bir kabus olarak karşılarına dikildi.

AVRUPA İÇİN EN BÜYÜK ŞOK

Şu an öyle bir panik halindeler ki; Almanya’da Başbakan olması beklenen
Friedrich Merz

“Öncelik, Avrupa’nın olabildiğince çabuk güçlenmesidir ki,
adım adım ABD’den bağımsızlığı sağlayalım”

demek zorunda kalıyor.
Aslında
bağımsızlık aramıyorlardı.

Kendi güvenliklerini ABD’ye havale etmiş, inanılmaz bir
konfor

yaşıyorlardı. Bugünkü kırılma,
Avrupa sömürgeciliğinin başlangıcından bu yana yaşadıkları en büyük şok

olmalı.
“ABD PERESTROYKASI” BAŞLADI! HER DEVLET AYNISINI YAPACAK.

Aslında Trump ve ekibinin yaptığı, kendi içlerinde son derece doğru,
son derece mantıklı.

Mesela
“CIA’den elli bin kişiyi işten atacağız, böyle bir yapıya ihtiyaç yok”

ifadesi, bugünkü dijital çağda bir doğruyu ifade ediyor.
Hem
ABD devlet yapısını,

hem ABD’nin bağlı olduğu ulus-üstü kurumlardaki rolünü ve sorumluluğunu
dünyanın yeni gerçekleri çerçevesinde yeniden tanımlıyorlar. Türkiye dahil, birçok devlet, tıpkı ABD gibi, bunu yapmak zorunda kalacak.

Onlar
devleti yeniden yapılandırıyorlar. Gücün kaynakları değişti,

onu yeniden yapılandırıyorlar. Askeri maliyetleri yeni durumlara göre yeniden formatlıyorlar.
Bir tür “ABD Perestroykası” başlattılar.

ABD YALNIZLIĞA SÜRÜKLENEBİLİR

Kendi içlerinde bu doğru ama küresel ölçekte güç haritasına müdahalelerinin nasıl sonuçlar vereceğini,
ABD’yi nasıl bir yalnızlığa sürükleyeceğini

bence tam olarak hesaplayamıyorlar.
Trump ve yönetimi, küresel nitelikte yapıları ya yok ederken, onlardan çekilirken, ABD ve Avrupa merkezli,
Batılı her kurumu, her sözleşmeyi, her kuruluşu tehlike görüyor.

Bunu bir
“ABD Yerelleşmesi”,

bir
“ABD Bölgeselleşmesi”

olarak okuduk ama daha da ötesi var.
Şahsen Trump’ın seçileceğini ve
“Olağanüstülükler Zamanı”

nın başlayacağını biliyordum ve defalarca yazdım. Bir
“ABD Perestroykası”nın dünya için çok iyi sonuçlar

vereceğine inandım.
ABD’nin kendi içinde yapılanmasının, dünya genelinde birçok ulusa rahat nefes aldıracağını düşündüm. Ama
bu kadar hızlı

,
bu kadar tedbirsiz

ve düşüncesizce hareket edileceğini tahmin etmiyordum.
DAHA ABD-TÜRKİYE MASASI KURULMADI.

ÇİN MASASI, AVRUPA MASASI KURULMADI.

Şu an Trump yönetiminin
Rusya ile kurduğu “Pazarlık Masası”nın

sonuçlarını tartışıyoruz. Bunu yaparken ABD içindeki
reaksiyonları

, sonuçları çok iyi izlememiz gerekiyor. Henüz hissedilmedi ama kendi içlerinde
büyük sancılara neden olacağını

bir kenara not edelim, ve izleyelim.

Evet, “ABD-Rusya Masası” kuruldu. Daha “Avrupa Masası” kurulacak. Daha “ABD-Çin Masası” kurulacak. Daha “ABD-Türkiye Masası” kurulacak. Ulus-üstü kurumlar ve mekanizmalar yerine “Patron Devletler” arasında “Büyük Pazarlık Masaları”nın kurulacağı bir gelecek bekliyor bizi.

Nasıl bir dünya şekilleneceğini işte bu pazarlık masalarının sonuçları belirginleştikçe, netleştikçe göreceğiz.

TRUMP NEDEN TÜRKİYE İLE

İLGİLİ HİÇ KONUŞMUYOR?

Sadece ABD-Rusya Masası; Avrupa’yı yalnızlığa, hiçliğe mahkum etmeye yetti. ABD askerlerinin Avrupa-Rusya sınırını oluşturan Doğu Avrupa ülkelerinden çekilirse ne olacak? ABD askerleri Avrupa’nın merkezinden çekilirse ne olacak?

Ukrayna’da zoraki çözüm dayatılırken Doğu Avrupa ve Balkanlar’da ne tür savaşların kapılarının açılacağını tahmin edebiliyor muyuz? Bunun Türkiye-Avrupa, Türkiye-Rusya ilişkilerini nasıl etkileyeceğinin hesabını yapıyor muyuz?

Trump Rusya ile ilgili konuştu, Avrupa ile ilgili konuştu. Kanada, Panama, Meksika, Grönland, Ukrayna ve daha birçok konuda ezber bozucu açıklama ve girişimler başlattı. Ama dikkat edin henüz Türkiye ile ilgili hiçbir şey konuşmadı. ABD Türkiye ilişkilerinin geleceğine dair tek cümle etmedi.

ABD-TÜRKİYE MASASI: BÜYÜK

FIRTINALAR BURADA KOPACAK.

“ABD-Türkiye Masası” elbette kurulacak. Büyük pazarlıklar çağının belki de en zoru bu olacak. Atlantik kıyılarından Pasifik kıyılarına, Balkanlar’dan Kafkaslar ve Orta Asya’ya, Güney Asya’dan Afrika içlerine ve elbette Ortadoğu’nun her zerresine kadar, bu denklemden etkilenmeyecek hiçbir yer olamayacak.

Bu Masa ya büyük düşmanlıkların ya büyük bir “anlayışın” masası olacak. Yakın çevrede Suriye’deki PKK varlığı, İsrail’in yayılma haritası, Ege’deki ABD üsleri, Türkiye-Rusya ilişkilerinin geleceği ilk akla gelenler.

Ama Türkiye’nin çok geniş bir coğrafyada elde ettiği nüfuz gücü ve ortaklıklar haritası bu pazarlıkların esası olacak. ABD’nin Türkiye’nin gücü konusunda yapacağı hesap hatası, dünyanın merkez coğrafyasında derin bir dalgalanmaya, çok güçlü bir fırtınanın ABD’yi daha da aşındırmasına zemin hazırlayacak.

TÜRKİYE’YE OLAĞANÜSTÜ

GÜÇ ALANLARI AÇILACAK..

Böyle bir hata yaparlar mı? Sanmıyorum. Tam tersine bu güçten yararlanma yolunu tercih edeceklerdir. Kendi coğrafyasında, kendi etki alanında kendi ortaklıklar haritasında Türkiye’nin yükselişini kırabilecek bir güç şuan dünyada bulunmuyor.

Avrupa’nın arayışları Türkiye’ye yeni güç alanları açacaktır. Trump’ın yol açtığı belirsizlikler de yeni güç alanları açacaktır. Her ne kadar Avrupa’nın çaresizliklerine, ABD-Rusya ortaklıklarına yoğunlaşsak da, ABD-Türkiye sayfasını açılmasını beklemeliyiz. Birçok şey ondan sonra berraklaşacaktır.

Türkiye’nin temsil ettiği imparatorluklar aklı, bu büyük paylaşım savaşlarında en doğru kararı verecek. En etkili adımları atacak bilgelik ve güçtedir. Ve şunu açıkça söyleyelim: Bu yöne dönem Türkiye’ye, olağanüstü güç alanları açacaktır.

‘ÜÇÜNCÜ BÜYÜK YÜKSELİŞ’E

YİNE BİZ ÖNCÜLÜK EDECEĞİZ

Dün Ankara’ya gelen Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un; “Rusya-ABD görüşmeleri hakkında Türkiye’yi detaylı şekilde bilgilendirdik, görüşmelerin neticesini paylaştım. Türkiye ile bütün alanlarda temas halindeyiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Putin sürekli temas halindedir” şeklinde cümleleri, ABD ne yaparsa yapsın, büyük güçlerin kendi yolundan şaşmayacaklarının, daha esaslı zeminlerde hareket edeceklerinin göstergesidir.

Türkiye de böyle yapacak, yıllardır ilmik ilmiş işlediği güç haritasını daha kalıcı hale getirmeye çalışacaktır. Çünkü, İngiliz imparatorluğunun mahvettiği büyük coğrafya, yüz yıl sonra ilk kez böyle bir fırsat bulmuş, bu fırsatı heba etmeyecektir.

Ve tarih bir kez daha, “Üçüncü Yükseliş”e yine bizim öncülük edeceğimize tanık olacaktır.

REKLAM ALANI
ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.