Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile terör örgütü YPG/SDG elebaşı Ferhat Abdi Şahin’in imzaladığı 8 maddelik anlaşmanın “Türkiye’nin beklentisi dahilinde” gerçekleştiği belirtiliyor. Fakat güvenlik ve diplomasi kaynakları, Türkiye’nin temkinli olduğuna ve asıl olarak sahadaki uygulamaya bakacağına dikkat çekti.
Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile terör örgütü PKK/YPG elebaşı Abdi Şahin’in imzaladığı 8 maddelik anlaşmanın uygulanması Türkiye’nin sıkı takibinde olacak. Söz konusu mutabakatın Türkiye’nin beklentisi dahilinde gerçekleştiği öğrenilirken, ilk aşamada atılan imzaların sahadaki uygulanmasına bakılacak. Türkiye’nin blok olarak Suriye ordusuna dahil edilmesine karşı çıktığı SDG güçlerinin entegrasyonunun kaygı yaratmayacak bir formülle hayata geçirilmesi bekleniyor.
Varılan mutabakatın YPG’nin DEAŞ ile mücadele bahanesini elinden aldığı vurgulandı. Türkiye’nin Suriye kuzeyindeki varlığının korunacağını bildiren kaynaklar, tehdit algısı durumunda operasyon için düğmeye basmadan geri durmayacağını bildirdi. Türkiye’nin temel beklentisi, YPG’nin Suriye merkezi hükümetine entegrasyonu ve kendi emir komuta zincirinden çıkarak Suriye ordusuna dahil olması. Anlaşmanın 4’üncü maddesinde yer alan “Kuzeydoğu Suriye’deki tüm sivil ve askeri kurumların, sınır kapıları, havaalanları ve petrol ile gaz sahaları dahil olmak üzere Suriye Devleti yönetimine entegre edilmesi” olayına Türkiye temkinli yaklaşıyor.
Ankara, YPG’nin kendi yapısını koruyarak merkezi hükümetin içine dahil olmasının, ileride bağımsızlık taleplerine ve yeniden ayrı bir silahlı yapı oluşturmasına neden olabileceğini düşünüyor. Bu nedenle, YPG’nin tamamen çözülerek merkezi hükümetin emir komuta zincirine dahil olması bekleniyor. Bu kapsamda SDG güçlerinin orduya entegrasyonu peyderpey yapılacak. YPG’nin merkezi hükümetle müzakerelere varmasında ABD’nin de dolaylı bir rolü olduğuna dikkat çekiliyor. Washington’ın, Suriye’deki askeri varlığı konusunda henüz net bir karar almamasına rağmen, PKK/YPG üzerindeki baskısını arttırdığı ifade ediliyor. Bu durumun YPG’yi ilerleyen dönemlerde desteksiz kalma korkusuyla hareket etmeye zorladığı belirtiliyor.
Türkiye, bu sürecin uygulanmasını temkinli izlerken, temel ilkelerinden geri adım atmayacak. Ankara’nın her zeminde savunduğu Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması ve egemenliğinin tam sağlanması yine öncelikli hedefleri arasında yer alacak. PKK/YPG tehdidinin bölgede tamamen ortadan kaldırılması ve Suriye’nin merkezi otoritesinin güçlendirilerek terörle etkin mücadele edilmesi de Türkiye’nin beklentileri arasında. Bu süreçte Suriye’de bulunan Türk askerlerinin çekilmesi gündeme gelmeyecek. Suriye’de düzen oluşup istikrar sağlanana ve güneyden bir tehdit gelmeyeceğine emin olana kadar Türk askeri ülkedeki varlığını sürdürecek.