Günümüzde ise topluluğundan kopan, akrabalarından kaçan, ailesinden uzaklaşan ve özerkliğini ilan eden edene… Batı’nın 70’lerden sonra deneyimlediği bu yaşam biçiminin,
tüm insanlığı sürüklediği uçurumun kenarındayız şimdilerde.
Farklı olmak, özgür olmak ve
özgünleşmek için çıkılan tüm yollar tükenmişlik tünelinde kesişti.
Aynı ruhsuzluk ve ölü bakışlarla ışık arıyoruz. Aslında bir farkımız kalmamış. Ben buna,
diyorum. O beğenilmeyen, selfi kamerasında iyi görünmediği için rahatsız olunan;
burunlara, kaşlara, dudaklara, yanaklara kadar aynılaşıyoruz hem de.
Baksanıza, düzelttiren herkesin burunları kalemle çizilmiş gibi… Allah’ın yarattığına razı olmayan ve uzvundan nefret eden insanın gözü akrabayı görür mü? Haliyle, Nergis Dama Hoca’nın
baş başa kaldık:
“Yalnız değiliz ama kimsesizleşiyoruz.”