<>.theiaStickySidebar:after {content: ""; display: table; clear: both;}
Suriye’nin Türkmen kasabası Çobanbey’de yaşayanlar, yönetim değişikliği sonrasında bir araya geldi. Açılışı yapılan Suriye Türkmen Meclisi’nde buluşan Türkmenler, yönetimde söz sahibi olmak istiyor. Türkmen kimliği ve dilinin yeni anayasada güvenceye alınması ile siyasi temsil ve katılımın sağlanmasındaki engellerin kaldırılması öncelikli talepler.
Suriye’deki seyahatimiz sona yaklaştı. Son durağımız şirin bir Türkmen kasabası Çobanbey olacak. Gece kaldığımız Başköy’den Türkmen dostlarımızla birlikte Çobanbey’e doğru erkenden yola çıkıyoruz. Bölge’de ovalık ve mümbit topraklar göze çarpıyor.
Mihmandarımız, aynı zamanda İstanbul–İkitelli Türkmen Derneği Başkanı İsmail Elbeyli, 8 Aralık’ta Suriye’de yaşanan yönetim değişimi sonrasında Türkmenlerin bir araya gelip durum değerlendirmesi yapacaklarını ve savaş boyunca DEAŞ, PKK ve rejime karşı savaşan Türkmenlerin haklarına yönelik bir bildiri yayınlayacaklarını söylüyor. Aynı zamanda, yeni yapılan ‘Suriye Türkmen Meclisi’ binasının açılışını da yapacaklar.
Çobanbey şirin bir Türkmen kasabası, Çobanbey Sınır Kapısı’na yaklaşık üç, Kilis’e ise 60 km mesafede. Savaş döneminde, Özgür Suriye Ordusu, DEAŞ arasında sürekli el değiştirmiş. Türkiye’nin DEAŞ’a yönelik Eylül 2016’da gerçekleştirdiği Fırat Kalkanı Operasyonu sonrasında çevredeki köylerle birlikte Özgür Suriye Ordusu kontrolüne girmiş.
Toplantı Suriye Türkmen Meclisi’nin yeni yaptırdığı binada yapılacak. Saat 11.00 gibi bina önüne geldiğimizde toplantının henüz başlamadığını anlıyoruz. Binanın yeni olduğu belli. Beş dönüm kadar bir arsanın ortasına yerleştirilmiş, bej rengi büyük bir bina. Giriş kapısının üzerinden Türkçe ‘Suriye Türkmen Meclisi’ yazıyor. Altında ise Arapçası (El-Meclisul Türkemani es Suri) yazılmış. Yazının sol tarafında mavi bir hilalin içerisinde beyaz zemin üzerine büyükçe bir ‘Türkmen’ kelimesi var, altında da küçük harflerle ‘Suriye Türkmen Meclisi’ yazısı okunuyor. Bir tür logo. Türkmen kelimesinin sağ üzerinde açık sarı renkli, iki başlı Türkmen kartalı var.
Binanın üzerinde dört bayrak göze çarpıyor. Sağ uçta Suriye’nin yeni bayrağı, sol uçta Türkiye bayrağı, Suriye bayrağının yanında yarısı beyaz, yarısı mavi zemin üzerine kırmızı hilal ve yıldızdan oluşan Suriye Türkmenleri bayrağı, Türkiye bayrağının sağında da Türkmen Meclisi’nin bayrağı dalgalanıyor. Bir bayraklar buluşması oluşmuş.
Suriye Türkmen Meclisi binasındaki 100-150 kişilik konferans salonu, kadınlı erkekli tıka basa dolu. Türkmen Meclisi’nin önde gelen şahsiyetleri de sahnede kendileri için ayrılan koltuklara oturuyorlar. Aralarında, Suriye Türkmen partilerini ve gruplarını temsil eden çatı oluşumu Suriye Türkmen Meclisi’nin eski başkanı ve aynı zamanda Ocak 2025’e kadar Suriye Geçici Hükûmetinin son Başbakanı olan Abdurrahman Mustafa, Suriye Milli Ordusu Sultan Murat Tümeni Komutanı Fehim İsa, Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonundan Faysal Cuma gibi Türkmen ağırsıkletleri de var.
Bir açılış ve selamlama konuşmalarından sonra, oturum basına kapatılıyor ve Türkmenler yeni dönemle ilgili görüşlerini tek tek açıklamaya başlıyorlar.
Dikkat çeken bir husus, toplantı Türkçe yapılıyor ama Suriye’nin Osmanlı’dan ayrılması sonrasında izlenen asimilasyon politikasından etkilenmiş, Türkmen olmalarına rağmen dillerini kaybetmiş şahsiyetlerin de toplantı da hazır bulunması. Türkçe konuşamadıkları için, bin bir özür dileyip, onlar da Arapça olarak istişareye katılıyorlar.
Birçok sorun dillendiriliyor ama bizim çeşitli Türkmen dostlarımızla konuşmamızdan anlaşılan, Türkmenlerin Suriye’de hatırı sayılır bir nüfusu olmasına karşın, yetişmiş insanı fazla değil. Bu yönde de birçok tavsiye yapılıyor.
Suriye Türkmen Meclisi istişare toplantısından Suriye yeni hükümetine iletilmek üzere bir bildiri oluşturulup haziruna Türkçe ve Arapça okunuyor. Sonuç bildirgesinde, şehitlere, rahmet, gazilere sağlık ve afiyet temenni edilirken, Türkiye’ye teşekkür de ihmal edilmiyor.
Sonuç bildirgesinin önemli iki maddesi Türkmen kimliği ve dilinin yeni anayasada güvence altında alınması ve siyasi temsil ve katılımın sağlanmasındaki engellerin kaldırılması.
Savaş döneminde devrimin yanında tüm güçleri ile, canları ve kanları ile duran Türkmenler yeni Suriye’de kararlara ortak olmak istiyorlar.
Suriye Türkmen Meclisi toplantısı öğle yemeği ikramı ile sona eriyor. Bizim de böylece Suriye’deki ziyaretimizin son ayağı tamamlanmış oluyor.
Yol arkadaşım ve meslektaşım Ali Atar ile birlikte, Çobanbey’den bir araç kiralıyoruz ve Türkiye Cilvegözü Gümrük Kapısı^’na doğru yola çıkıyoruz. Allah’tan bir mâni olmazsa yatsı olmadan sınırı geçmiş olacağız.
Suriye’deki son durumları, Halep ve çevresindeki güvenlik durumlarını görüştüğümüz üst düzey güvenlik yetkilisi, devrimcilerin Suriye’yi özgürleştirdiğini ifade ederken, özellikle Sednaya Hapishanesi’nde işlenen cinayetleri tüm dünyanın gördüğünü söylüyor ve yeni yönetimin, adaleti sağlamak, halkın haklarını geri vermek ve bölgede güvenliği tesis için çaba sarf ettiğine vurgu yapıyor.
Suriye’nin tüm Suriyelilerin olduğunun altını çizen yetkili, önümüzdeki günlerin, adaletin, eşitliğin ve özgürlüğün sağlandığı günler olacağını savunuyor, mezhep farkı gözetmeksizin herkesin ülkede yaşayacağını ve ülkeyi tüm Suriyelilerin hep birlikte inşa edeceğini söylüyor.
Yeni dönemde adaletli bir sistem kurmayı hedeflediklerine dikkat çeken güvenlik yetkilisi, devrimin Suriye’deki tüm halklar için yapıldığını ifade ederken, yeni Suriye devletinin, Sünni, Alevi, Dürzi veya Kürt fark etmeksizin herkes için olduğunu öngörüyor, yeni Suriye’de herkesin hakkını alacağını, dolayısıyla herkesin bu ülkenin yeniden inşasında rol alması gerektiğini belirtiyor.
Güvenlik yetkilisine göre sistem seçimlere dayalı olacak ve demokratik bir yönetim anlayışı benimsenecek. Mezhepçilikten ve ırkçılıktan uzak, yetkin insanların yönetime gelmesini sağlayan bir sistem kurulacak. Bu kişiler halkına, ülkesine ve dinine hizmet edecek.
İslam’ın yönetim anlayışının aslında demokrasi, özgürlük ve güvenliği sağladığını bildiren yetkili, yeni sistemin halkın tüm kesimlerini kapsayacak bir sistem olacağını aktarırken, anayasanın halkın tamamını kapsayacağını ve herkesin haklarını güvence altına alacağını söylüyor.
“Kürtler elbette Suriye halkının ayrılmaz bir parçasıdır. Ayrılıkçı gruplarla müzakere edildi. Suriye bölünmeyecek. Federal bir yapı oluşturulmayacak. Bu mesele Suriye halkının ve hükümetin kontrolündedir. Ancak uluslararası dinamikler de var ve bunlar hükümet tarafından yönetiliyor” diyen yetkili, Kürt halkının kardeşleri olduğunu, onlara karşı bir savaşın söz konusu olmadığını, asıl sorunun, Suriye’yi bölmeye çalışan PKK ve diğer ayrılıkçı gruplar olduğunu ifade ediyor.
Eski rejim döneminde birçok Kürt vatandaşa kimlik bile verilmediğini bildiren yetkili, yeni devletin herkesin haklarını garanti altına alacağını, Kürtlerin tüm Suriyelilerle eşit vatandaşlık haklarına sahip olacaklarını aktarırken, PKK ve PYD gibi örgütlerin, Kandil’in, Suriye’de geleceği olmadığını öngörüyor.
“Yeni dönemde Türkiye’nin ne gibi bir rolü olur?” sorumuza yetkili “Devrimin başlangıcından bu yana her aşamada Türkiye en büyük rolü oynadı ve şimdi de en büyük rolü oynayacak” yanıtını veriyor. Bugün bir Suriyeliye sorsanız, ‘Türkiye benim yanımda olmalı’ der. Çünkü DEAŞ ile PKK gibi terör örgütlerine ve zalim rejime karşı ortak mücadele verilirken Türkiye ile kanlarımız birbirine karıştı” açıklamasını yapıyor ve ekliyor: “Suriye halkı, Türkiye’ye ve Türk devletine her zaman güven duydu. Çünkü en başından beri Türkiye Suriye halkının yanında durdu.”
İsmail Elbeyli
Çobanbey’e Türkmen Meclisi’nin yeni açılan binasında yapılacak istişare toplantısını izlemeye giderken, yolda Türkiye’deki İkitelli Türkmen Derneği Başkanı İsmail Elbeyli ile Suriye Türkmenlerini konuştuk.
Çobanbey’de bir araya gelerek Türkmenlerin Suriye’deki geleceğini istişare edeceklerini aktaran İsmail Elbeyli, yeni dönemde Türkmenlerin yeni devletin kuruluşunda nasıl bir destek vereceklerini, nasıl bir rol alacaklarının müzakeresini yapacaklarını anlatıyor.
İstişarelere Türkiye’den gelen yaklaşık 20 derneğin de katılacağını bildiren Elbeyli, iletişim kopukluğundan ve özellikle Türkiye vatandaşı olmayan Türkmenlerin sınır geçmedeki zorluklarından yakınıyor ve bundan dolayı bazı şahsiyetlerin toplantıya katılamayacakları bilgisini veriyor.
Türkmen Meclisi’nin alacağı kararların bir bağlayıcılığı olmadığına dikkat çeken Elbeyli, Türkmen kimliğinin korunması en başta olmak üzere, haklarının anayasal güvence altına alınması arayışında olduklarına vurgu yaparken, bölgedeki Türkmen varlığının bin yıl kadar geriye gitmesine rağmen, rejim döneminde geri bırakıldıklarını, Türkmenliklerini gündeme getiremediklerini, siyasete katılamadıklarını, ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüklerini aktarıyor.
Rejim döneminde kendilerinin Osmanlı’dan geriye kalanlar olarak görülüp sindirilmek istendiklerini anlatırken, bir asimile politikasına maruz kaldıklarını ve Türkmenlerin yarısının Araplaşarak dillerini kaybettiklerini, sadece Türkiye sınırındaki Türkmen köylerinin Türkmen kimlikleri ve dillerini koruyabildiklerine vurgu yapıyor.
Savaştan önce Türkmenlerin yaptığı bir çalışmada Araplaşmış ve dilini kaybetmiş Türkmenlerle birlikte Suriye’de 3,5 milyon rakamına ulaşıldığını aktaran Elbeyli, kendilerinin İstanbul’daki dernekler aracıyla yaptığı bir istatistik çalışmasında. 5,5 milyon sayısına ulaştıklarını söylüyor.
Esed rejimi döneminde, vatandaşlık noktasında bir sorunları olmadığını belirten Elbeyli, ancak, sınır bölgesindeki toprak sahibi Türkmenlerin topraklarını satma hakkı olmasına rağmen, satın alma hakkının olmadığını hatırlatıyor ve bir mülkiyetsizleştirme politikasına dikkat çekiyor.
Türkmen halkının Esed rejimi döneminde on yıllardır siyasi katılımdan mahrum bırakıldığını söyleyen Elbeyli, Türkmenlerin artık siyasi bir parti kurmalarının vaktinin geldiğini düşünüyor.
Suriye’de 14 yıl önce savaş başladığında diğer muhaliflerin uluslararası toplantılarına Türkmenler olarak çağrılmadıklarını anımsatan Elbeyli, çok zor günlerden geçerek Türkmenlerin tanındığı bugünlere ulaştıklarını ve kabuklarını çatlattıklarını söylüyor.
İsmail Elbeyli, Türkiye’de özellikle de İstanbul’daki dernekler aracılığıyla tüm dünyadaki Türkmenlerle irtibat halinde olduklarını bildiriyor ve zor günlerde Türkmen kardeşliği çerçevesinde tüm dünyadaki Türkmenlerin kendilerini yalnız bırakmadığını, destek verdiğini belirtiyor.
Sünni olmaları yanında Türkmen kimliğine de sahip olduklarını ifade eden İkitelli Türkmen Derneği Başkanı İsmail Elbeyli, mevcut hükümette Türkmen olmadığını ama olmasını umduklarını aktarırken, siyasi olarak Türkmenlerin yine es geçilmemesi için bir araya gelip, bu istişare toplantısı neticesinde bir heyet oluşturarak Şam’a haklarını savunmak için yetkililerle görüşmek üzere gidilmesi gerektiğini düşünüyor.