‘Ulaşım ve Altyapıda Türkiye Yüzyılı Zirvesi’nin 4. oturumu tamamlandı
AnasayfaEkonomi‘Ulaşım ve Altyapıda Türkiye Yüzyılı Zirvesi’nin 4. oturumu tamamlandı
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın himayelerinde, Albayrak Medya öncülüğünde İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen Ulaşım ve Altyapıda Türkiye Yüzyılı Zirvesi sona erdi. Türkiye’nin ulaşım ve altyapısının gelecekteki 100 yılının ele aldığı programda uzman isimlerin moderatörlüğünde oturumlar düzenlendi.
İstanbul Kongre Merkezi’nde, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın himayelerinde, Albayrak Medya öncülüğünde düzenlenen ve seçkin davetlilerin katıldığı Ulaşım ve Altyapıda Türkiye Yüzyılı Zirvesi tamamlandı.
‘Türkiye Yüzyılında Dijitalleşme’ oturumu
Yenişafak İnternet Yayın Yönetmeni Ersin Çelik’in moderatörlüğünü yaptığı ‘Türkiye Yüzyılında Dijitalleşme’ oturumuna, Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan ve Turkcell Şebeke Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Dr. Vehbi Çağrı Güngör katıldı.
YAZI ARASI REKLAM ALANI
Yenişafak İnternet Yayın Yönetmeni Ersin Çelik.
Hayatın her alanını kökten değiştirdi
Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan, dijitalleşmeyi sadece teknolojinin dönüşümü olarak görmemek gerektiğini vurgulayarak, dijitalleşmenin ekonomiden sağlığa, eğitimden ticarete, yönetimden sanayiye kadar hayatın her alanını adeta kökten değiştiren bir paradigma haline geldiğini ifade etti. Dijitalleşmenin en temel alanının veri olduğunu kaydeden Sayan, veriye sahip olup onu kullanmanın, hatta ondan katma değer üretebilmenin öneminden bahsetti.
Pazar payı 1 trilyon dolara ulaşacak
2025 yılında toplam üretilen veri miktarının 180 zettabayt’a ulaşmasının beklendiğini kaydeden Sayan,
“Sadece 2025 yılında, 2024 yılına kadar üretilen tüm veri kadar veriyi biz 1 yılda ürettik diyebiliriz.”
ifadelerini kullandı.
“Bugün bir veri okyanusuyla karşı karşıyayız. Peki bu veri okyanusuna sahip olmak yeterli mi?”
diyen Sayan,
“Asıl mesele bu okyanusun akışının nasıl yönetileceği, bundan nasıl değer kazanabileceğimiz.”
diye konuştu. Yapay zekanın önemine de değinen Sayan,
“Yapay zeka günümüzün en stratejik teknolojilerinden biri halinde geldi ve yapay zekanın pazar büyüklüğünün 2025 yılı sonunda 500 milyar doları, 2030 yılında ise 1 trilyon doları aşması bekleniyor.”
ifadelerini kullandı.
Ulaştırma ve Altyapı Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan.
Bunu izleyecek miyiz yoksa öncü mü olacağız?
Ülkelerin öncelikle ekonomik ve askeri alanlarda kendilerine uygun yapay zeka çözümlerini geliştirerek bu şekilde küresel rekabette ön plana geçmeye çalıştıklarını kaydeden Sayan,
“Yapay zeka önümüzdeki çağı çok farklı bir şekilde değiştirecek, dönüştürecek. Ama burada kritik soru şu: Biz Türkiye olarak bu değişimi, dönüşümü izleyen mi olacağız? Yoksa bunun öncüsü olup yapay zeka teknolojilerine yön veren durumda mı konumlandıracağız kendimizi? İşte bütün mesele bu.”
dedi.
Gençleri bu alanda eğitmemiz lazım
“Bugün devlet destekli veri merkezlerimiz var. Özel sektörün, girişimcilerin bu alana daha fazla yatırım yapmasını bekliyoruz. Gençlerimizin eğitimlerini yapay zeka üzerinde sağlamamız gerekiyor.”
diyen Sayan,
“Biz bu veriyi yapay zekayla birlikte sadece tüketen değil, üreten konumda olmalıyız.”
ifadelerini kullandı.
Albayrak Medya’yı tebrik etmek istiyorum
2027 yılına kadar sadece bu alanda 273 milyar dolarlık pazar payı olduğunu ve günümüzde büyük şirketlerin %97’sinin bu verileri kendi iş ve geliştirmelerinde kullandığını kaydeden Sayan,
“Ben bu anlamda Albayrak Medya’yı tebrik etmek istiyorum. Albayrak Medya’nın hem yapay zeka noktasında hem büyük veriyi kullanarak neleri başardığını, nelerde öncü olduğunu görüyoruz. Sizleri bu noktada tebrik etmek istiyorum.”
diye konuştu.
Başkasının kanadı devre dışı kalabilir
Moderatör Ersin Çelik, Sayan’a Türkiye’nin teknolojik üretimde yerlileşme ve millileşme çalışmaların ne durumda olduğunu sordu. “Başkasının kanadıyla ne kadar yükselirseniz yükselin, kanat bir gün kullanım dışı kalabilir. Bunu savunma sanayisinde görüyoruz, iletişim sektöründe görüyoruz.” diyen Sayan, Kiev yönetiminin ABD ile maden anlaşması yapmadığı takdirde Ukrayna genelinde Stralink uydularının devre dışı kalacağını anımsattı.
Bizim ‘icat çıkarmamız’ gerekiyor
Ukrayna’nın bütün iletişim altyapısını Starlink’in oluşturduğunu belirten Sayan, “Bunu yerli ve milli olarak üretmediğiniz sürece, kodlarını siz yazmadığınız sürece başkalarının bu tür tehditlerine sürekli hazır olmanız lazım. Bir başka deyişle bizim ‘icat çıkarmamız’ gerekiyor. Çünkü icat çıkarmak demek, üreten, yöneten, liderlik eden demektir. Son yıllarda yolumuzu aydınlatan Milli Teknoloji Hamlesi, ülkemizin hedeflerine doğru sapasağlam ilerleyebilmesi için ve teknoloji alanında bütün bu küresel rekabette ‘Ben de varım!’ diyebilmesi için anahtar unsur.” ifadelerini kullandı.
Endüstri 5.0 dönüşümüne şahitlik edeceğiz
Turkcell Şebeke Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Dr. Vehbi Çağrı Güngör, 5G’nin sosyalleşmede önemli rol oynayacağını belirtti. 5G’de hızın gigabit seviyesinde, gecikmelerin ise milisaniyenin altında olacağını kaydeden Güngör,
“4G teknolojisini iki şeritli bir yol olarak düşünürsek 5G’yi çok şeritli bir yol olarak düşünebiliriz. Dolayısıyla yüksek kapasite düşük gecikme sunduğumuzda sanayimizin de Endüstri 4.0, Endüstri 5.0 anlamında dönüşümüne de şahitlik edeceğiz.”
dedi.
Turkcell Şebeke Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Dr. Vehbi Çağrı Güngör.
Güçlü altyapı üstün teknoloji mottosu
5G ekosistemi sayesinde Türkiye’deki dijital altyapının bir dönüşüme şahit olacağını ifade eden Güngör,
“Turkcell de bu dönüşümün öncülerinden olacak. Biz Turkcell olarak hareket ederken güçlü altyapı üstün teknoloji mottosuyla hareket ediyoruz.”
diye konuştu.
Türkiye’nin verisi Türkiye’de kalacak
Turkcell’in güneş panelleri, rüzgar santralleri gibi yenilenebilir enerji yatırımlarıyla 2026 sonuna kadar, tüm şebekenin tükettiği enerjinin %65’ini yenilenebilir enerji kaynaklarından elde etmeyi planladıklarını belirten Güngör,
“Türkiye’nin verisinin Türkiye’de kalmasını istiyoruz. Şu ana kadar yaptığımız veri merkezi yatırımları yaklaşık 420 milyon avronun üzerinde. Çok stratejik bir hamle olarak düşünüyoruz. İşte biz bu vizyonla yeni nesil veri merkezleri inşa ederek bu bağlamda Türkiye’de öncü olacağımızı düşünüyoruz.”
Bir ülkenin iç dinamikleriyle dış dinamikleri arasında uyumsuzluk olursa, o ülkenin uçuruma yuvarlanması mukadderdir. Türkiye, iç dinamikleri ile dış dinamiklerini rayına oturmayı, tarihî misyonuna uygun bir çerçeveye getirmeyi başarabilmiş değil henüz. İmparatorluk dağıldı, Osmanlı tasfiye edildi, Türkiye belirsizliğe mahkûm edildi. Tarihî misyonu terkedildi, Türkiye tehlikeli sularda yol almaya sürüklendi… İDDİASIZ...
“Türkiye, Baharat Yolu’nun ve İpek Yolu’nun nabzı ve kalbiydi. Her zaman kültürlerin, dinlerin, ırkların ve Doğu’dan Batı’ya ve tam tersi yönde giden ticaretin bağlantı merkeziydi. Ben, Türkiye’nin bir kez daha yeni bir baharat, yol ve enerji, ulaşım, üretim merkezi olabileceğine inanıyorum. Yeni bir Baharat Yolu olarak Türkiye, Avrupa’ya daha fazla...
ABD merkezli düşünce kuruluşu Century International’dan Aron Lund, “İsrail’in en büyük korkusu Türkiye’nin gelip bu yeni Suriye düzenini koruması ve bu düzenin Hamas ve diğer İsrail karşıtı grupların üssü haline gelmesi” ifadelerini kullandı. Reuters haber ajansına konuşan uzmanlar Türkiye’nin Suriye’deki artan etkisini kırmak için İsrail’in, ABD nezdinde lobi faaliyetleri yürüttüğünü bildirdi....
Günümüzde boykot, İsrail’in Filistin’de sürdürdüğü işgal politikalarıyla özdeşleşen, sonrasında küresel sisteme karşı insanlığın adalet arayışının en güçlü ahlaki ifadelerinden birine dönüştü. Boykot hareketleri, bireysel bir tüketim tercihi olmanın ötesine geçerek, küresel ekonomiyi etkileyen stratejik bir yaptırım gücü haline geldi. Böylesi önemli ve stratejik boyutları olan boykotun, etki ve sonuçlarıyla ilgili...
“Gannuşi Tunuslu bir siyasetçi ama sadece Tunuslu değil ve sadece bir siyasetçi değil. O bütün İslam dünyası için, hatta kadri bilinirse bütün çağdaş dünya için çok önemli açılımlar sunabilen bir mütefekkir, bir entelektüel. İbn Haldun’un yetiştiği topraklardan düşünce ve tarih ufkunu beslemiş bir filozof , belki kelimenin tam anlamıyla bir...
Geçtiğimiz yıl 17 Eylül'de dünya kamuoyu, Lübnan'da gerçekleşen eş zamanlı patlamalarla sarsıldı. Hizbullah mensuplarının kullanımında olan çağrı cihazlarında eş zamanlı patlamalar meydana geldi. Patlamalarda 2'si çocuk 12 kişi hayatını kaybetti, 300 kadarı ağır yaklaşık 2 bin 800 kişi yaralandı. 18 Eylül'de de yine aynı şekilde telsizlerin patlatılması sonucu da 25...