Dışişleri Bakanı Hakan Fidan Türkiye’nin dış politikasına ve küresel gelişmelere ilişkin öndemli değerlendirmelerde bulundu. Fidan “Sayın Şara’nın PKK/YPG konusunda kafasının son derece net olduğunu gördüm. Suriye devleti kendi milli bütünlüğünü sağlamak için çeşitli ülkelerden gelmiş bütün PKK’lıları ya geri gönderecek ya da imha edecek.” dedi. Trump’ın Gazze’de tehcir planına ilişkin de konuşan Fidan “Tehcir meselesi ne bölgenin ne bizim kabul edebileceğimiz bir durum. Bunu düşünmek bile abesle iştigal. Tartışmaya açılması bile yanlış.” açıklamasında bulundu.
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası’nda Türkiye’nin dış politika gündemi ve uluslararası alandaki son gelişmeleri değerlendirdi.
Türkiye çok çok güçlü bir ülke. Savunma ve milli güvenlik sistemimizi çok büyük oranda reforme ettik. İstihbarat alanında, diplomasi alanında, askeri alanda, muazzam yetenekler kazandık. Bize dışarıdan tehdit gelmediği sürece, bizim çok fazla bu konularda başkasının desteğine ihtiyacımız yok. Bizim canımızı yakan, sıkan konular, bölgemize bizim sınırlarımızın ötesinde başlayan problemler, bize tehdit oluşturan problemler…
Dünkü ziyaret önemli bir ziyaretti. Ahmed Şara ikinci ziyaretini Türkiye’ye yaptı, ilk ziyaretini Suudi Arabistan’a yapmıştı. Suriye’nin yeniden ayağa kaldırılması konusunda Türkiye neler yapabilir, sınır güvenliği, ticaret başta olmak üzere birçok konu da ele alındı.
Sayın Şara’nın PKK/YPG konusunda kafasının son derece net olduğunu gördüm. Bu netlik Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçlarını tatmin edecek düzeyde. Suriye’de bir milli bütünlük olacak.
Hiç kimseden icazet beklemeden sadece ülkenin lehine, ülkenin bağımsız kararıyla bu kavgayı verebilmek fevkalade önemli. Önceliğimiz her türlü yöntemi kullanarak terörle mücadele etmek. Hiçbir şeyi şansa bırakma lüksümüz yok. Terörsüz Türkiye hedefinde hassasız. Önceliğimiz daima terörle mücadele. Teröre zemin kazandırmamak için gereken tüm adımları atıyoruz.
Bahçeli’nin çağrısını çok değerli buluyorum. Büyük bir risk üstlendi, ülkenin menfaati için fedakarlık yapılması örneğiyle karşı karşıyayız. Gelecek tepkileri bile bile ülkenin genel menfaatini düşündü. Asıl milliyetçilik bu.
Silahlı terörün ortadan kaldırılması konusu devlet organlarının büyük bir fedakarlık yaptığı konu. Hiçbir şeyi şansa bırakma lüksümüz yok. Cumhurbaşkanımız ortaya koyduğu siyasi liderlikle, bu benim memleketimin derdiyse bu iradeyi her türlü şekilde ortaya koyabilirim düşüncesiyle hareket etti.
Bunu dün Suriyeli misafirlerimiz ile görüştük. Yeni yönetiminin atamaları yeni bitti, Trump yönetimi bir karar verme aşamasında. Umarız burada isabetli bir karar verilir ve yolumuza devam ederiz: Bizim beklentimiz ABD’nin YPG’ye verdiği desteği kesmesi.
Hapishaneler konusunda da konuştuk dün. Şara’nın burada da düşünceleri net, hapishaneleri kontrol alabilecek kapasitesi ve iradesi var. Suriye devleti kendi milli bütünlüğünü sağlamak için çeşitli ülkelerden gelmiş bütün PKK’lıları ya geri gönderecek ya da imha edecek.
Her yönetimle yeni bir sayfa açılıyor. Giden yönetimle çok yoğun bir diplomasi trafiği oldu. Belli konularda ilerlemeler sağlandı. Bizim CAATSA ile görüşlerimiz belli. Müttefiklik ilişkisine yakışmayan bir yaklaşım.
Trump yönetiminden dünyayı çok şaşırtan çıkışlar var. Hazırlıklarımızı yapıyoruz.
Ateşkes anlaşmasının birinci aşaması devam ediyor. Belli bir sessizlik var, nadiren de olsa ölümle sonuçlanan saldırılar oluyor. Bizim endişemiz şu: Netanyahu’nun rehineleri aldıktan sonra Gazze’de savaşı yeniden başlatma girişimi olabilir. Burada garantör ülkelerin yapabileceklerini görmek gerekiyor.
Trump’ın planı kabul edilemez bir konu. Filistin meselesi tam da bu nedenle başladı. Filistinlilerin ait olduğu topraklardan sürülmesi ile başlayan bir sorun.
Tehcir meselesi ne bölgenin ne bizim kabul edebileceğimiz bir durum. Bunu düşünmek bile abesle iştigal. Tartışmaya açılması bile yanlış. Gazze’nin kendi halkını denklem dışı bırakmaya çalışan bütün inisiyatiflere karşıyız.