enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
38,9344
EURO
44,2717
ALTIN
4.202,26
BIST
9.356,04
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
28°C
İstanbul
28°C
Parçalı Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
29°C
Pazar Az Bulutlu
25°C
Pazartesi Yağmurlu
21°C
Salı Hafif Yağmurlu
20°C

Cumhuriyet Halk Partisi’ni bu çıkmaza kim soktu

Aytunç Altındal bir mülakatında şöyle diyor: “Bu CHP’liler iş yapmayı bilmez. Memleket için faydalı hiçbir iş yapmazlar. Fakat 10 CHP’li bir araya gelse, memleketi karıştırırlar.” Cumhuriyet Halk Partisi’nin yönettiği belediyelerin durumu ortada. Son seçimde birçok belediyeyi daha kazandılar. Şimdi bu belediyelerden birkaçını ele alalım ve bir “sosyal demokrat” belediyenin neyi başardığını soralım. Bugüne kadar daha çok kentleşmesini tamamlamış belediyeleri kazandıkları için, çivi çakmadan başkanlıklarını

Cumhuriyet Halk Partisi’ni bu çıkmaza kim soktu
REKLAM ALANI
21.04.2025 03:48
3
A+
A-

Aytunç Altındal bir mülakatında şöyle diyor: “Bu CHP’liler iş yapmayı bilmez. Memleket için faydalı hiçbir iş yapmazlar. Fakat 10 CHP’li bir araya gelse, memleketi karıştırırlar.”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin yönettiği belediyelerin durumu ortada. Son seçimde birçok belediyeyi daha kazandılar. Şimdi bu belediyelerden birkaçını ele alalım ve bir “sosyal demokrat” belediyenin neyi başardığını soralım.

Bugüne kadar daha çok kentleşmesini tamamlamış belediyeleri kazandıkları için, çivi çakmadan başkanlıklarını sürdürebildiler. İş ve icraat kabiliyetleri olmadığı için, bu ülkenin kurucusunun halk tarafından sevilmesini istismar ederek, “Aman bu belediyeler AK Parti’ye geçmesin” diyen vatandaşların duygularını sömürerek aynı belediyeleri tekrar tekrar kazandılar.

YAZI ARASI REKLAM ALANI
İzmir

: Gidin bir İzmirli vatandaşa mikrofon uzatın; İzmir’in hizmet almadığını, sokakların pisliğini anlatır. “Elim kırılsaydı da oy vermeseydim” der, ama bir sonraki seçimde yine CHP’ye oy verir. İzmir Belediye Başkanı, seçimin ertesi günü Hawai tatiline çıksa, seçim günü geri gelse yine kazanır. Siz olsanız bu kadar irrasyonel bir seçmen kitlesinin olduğu yerde iş yapar mısınız? İş yapana salak derler!
Bakırköy

: İstanbul’un en gelişmiş bölgelerinden biri iken, nasıl çöküntü alanına dönüştüğünü İBB Başkanı ile Bakırköy Belediye Başkanı’nın tartışmasından hatırlarsınız. Biri diyor ki: “Bakırköy’ün sokakları yürünmez hale geldi.” Diğeri cevap veriyor: “Ana arterler senin; senin kabahatin benden büyük.”
Şişli

: Kentleşmesini 30 yıl önce tamamlamış bir yer. Bugün ise kontrolsüz rant kavgasıyla gündemden düşmüyor. Ya biri kurşunlanır ya biri bacağından vurulur ya belediye başkanı yolsuzluktan tutuklanır.
Beşiktaş

: Şişli’ye bakın, Beşiktaş’ı anlarsınız. Nedense her göreve gelen başkan yolsuzluktan başka bir şey yapmaz. Seçmen koyun olduktan sonra kim olsa aynı şeyi yapar. Nasılsa koyun gütmek kolaydır!
Beykoz

: Göreve geldiği ilk haftada yolsuzlukla suçlanan belediye başkanının serüveni evlere şenliktir.
İBB

: Ekrem İmamoğlu iyi bir reklam kampanyasıyla seçimi kazandı. İki reklamcı, Başkanı yoldan çıkardı, ertesi gün Cumhurbaşkanı adayı ilan edildi. Bir daha da İstanbul’a dönmedi. İstanbul, AK Parti’nin yıllardır yaptığı uçsuz bucaksız yatırımlar sayesinde ayakta kalmaya devam ediyor. Beş yılda ne iş yaptı diye sorarsanız, bugün neyle suçlanıyorsa işte onu yaptı. İBB’deki yolsuzluk ve çıkar odaklı çete suçlamaları, siyasi meydan okumayla örtülemeyecek kadar ciddi. Buzdağının görünen kısmı bu; altı çok daha derin.

Sürekli Batılı olmaktan, bilimden, rasyonellikten bahseden; AK Partilileri “biatçı” olmakla suçlayan bu insanlar nasıl oluyor da gerçeklikten kopmuş bir sosyal psikolojiyle güdülenebiliyor?

CHP, daha çok zengin illerde ve büyükşehirlerin zengin semtlerinde yaşayan, tuzu kuru, ideolojik olarak solcu ve Batı’ya hayran bir kitlenin oyunu alırdı. AK Parti’deki iktidar yorgunluğu ve ekonomik zorluklar, özellikle emekliler ve dar gelirliler arasında bir tepkiye yol açtı. Bu da CHP’ye rasyonel seçmenden %10 oranında bir destek daha kazandırdı.

Ancak CHP’nin ülkenin geleceği için bir fikri, yerel yönetimlerde bir icraatı, herhangi bir konuda geliştirdiği bir politikası yok. Bu durumda oy tabanını nasıl koruyabiliyor? Bu kadar siyasetsiz, hizmetsiz ve vizyonsuz bir parti, AK Parti’nin 2010’lu yıllarındaki hali olsaydı, oyları %20’yi bile geçemezdi.

FETÖ’cüler kendi pisliklerini örtmek için topyekûn bir Erdoğan düşmanlığı başlattı ve geniş bir kitleyi Erdoğan düşmanı yapmayı başardı. Siyasi söylemi olmayan CHP, bu psikolojiyi satın aldı ve aynı yol ve yöntemle ilerledi. Atatürk’ün ismini kötüye kullanarak elinde tuttuğu kitleyi Erdoğan nefretiyle bir arada tutmaya başladı.

CHP’nin kullandığı Erdoğan nefreti öyle büyüdü ki, PKK terör örgütü bile bazı CHP’lilere sempatik gelmeye başladı. Bugün, iktidar emelleri uğruna terörsüz bir Türkiye’ye bile karşı çıkabilecek durumdalar; çünkü terörsüz bir ortam DEM Parti’yi özgürleştirir ve CHP’ye mecburiyet ortadan kalkar.

Yolsuzluk soruşturmalarına karşı yürütülen kampanyalarda bir başka tehlikeli mesele daha ortaya çıktı: Cumhuriyet Halk Partisi bu süreçlerde adeta kendi söyleminin esiri oldu.

Klasik CHP kitlesi, Atatürk’ü ve Erdoğan karşıtlığını araçsallaştırarak hükümete karşı konumlandı. CHP mitinglerinde başat rol oynayan marjinal sol örgütlerin temel motivasyonu da devlet karşıtlığı. Bugün bu iki motivasyonu kullanan kurucu parti, Necip Fazıl Kısakürek’in ifadesiyle “hükümet düşürmek için ülke düşürmeyi göze almış” bir noktadadır.

Küresel sistemin ve neoliberallerin sivil toplum ve siyaset üzerinden yürüttüğü Sorosçu model, CHP’nin üçüncü motivasyon kaynağı haline gelmiştir. Saraçhane Mitingi’nde Özgür Özel “gösteriler bitti” dediğinde, marjinal örgütler “biz gitmiyoruz” dediler. Onların beklentisi sadece iktidar karşıtlığı değil; bu beklenti çok daha radikal ve sistem dışı bir motivasyona işaret ediyor.

CHP bu karanlık tünele girmiştir. Bu tünelin sonu nereye varır bilinmez; ama bir siyasi partiyi bu tünelden çıkaracak iradenin kimde olduğu da meçhuldür.

CHP’nin iş yapmadığına dair rivayetler güçlü fakat milyar dolarlık reklamcı ve trol ordusu ile siyaseti ve toplum psikolojisini yönetiyorlar.

İrrasyonellik nedir?

Yolsuzlukla suçlanan bir kişiyi kahraman diye alkışlamak olsa gerek…
REKLAM ALANI
ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.