Gazzeli kadınlar dimdik ayakta

İsrail’in yaklaşık 16 ay önce başladığı saldırıları sonucu “hayalet bölgeye dönen” Gazze Şeridi’ndeki kadınlar için 8 Mart Dünya Kadınlar Günü geçen yıl olduğu gibi bu yıl da “açlık, susuzluk ve yokluk günü” oldu. İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana düzenlediği saldırılar nedeniyle neredeyse taş üstünde taşın kalmadığı Gazze’de en büyük bedeli çocukların yanı sıra kadınlar ödedi. Gazze’deki Hükümetin Medya Ofisinin son verilerine göre İsrail’in saldırılarında şu ana kadar 12 bini aşkın kadın yaşamını yitirdi. Yeni Şafak’a konuşan Gazze İslam Üniversitesi Eğitim Yönetimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç Dr. Münevver Adnan, “Dünya, Kadınlar Gününü kutlarken Gazzeli kadınlar İsrail saldırılarının geride bıraktığı enkazın arasında bir eliyle gözyaşını silerken, diğer eliyle de hayatını yeniden kurmaya çalışıyor. Filistinli kadınlar, evlat acısıyla ciğeri yanmasına rağmen nurdan bir kandil gibi dimdik ayakta” diye konuştu.

Filistinli kadınların, yalnızca direnişin sembolü değil, dünyaya verilmiş gerçek mücadele dersi olduğunu söyleyen Adnan, “Onlar işgalcilere karşı gerektiğinde silahla, gerektiğinde sözle karşı koymakta, sabır ve imanla hayatı omuzluyor. Filistinli kadınlar, yalnızca bir direniş sembolü olmadılar, evlerinde, barınma merkezlerinde ve hastanelerde çocuklarına sarılırken katledildiler. İşgalci İsrail ordusu, Gazze’ye saldırılarını başlatmasından beri 10 binden fazla kadını katlederken, 60 binden fazla kadını eşlerini öldürerek dul bıraktı. Bu kadınlar, hayatın yükünü yalnız taşımak zorunda kaldı. Bununla birlikte Gazze’de kadınlar en basit hayati ihtiyaçları olan gıda, su ve sağlık desteğinden yoksun. Hamile kadınlar ise en temel sağlık hizmetine erişememeleri nedeniyle hayati tehlike altında” şeklinde konuştu.

Çok sayıda kadının Batı Şeria’da da çeşitli ihlallerle karşı karşıya kaldığını söyleyen Adnan, “Onlarca kadın ve genç kız tutuklanmış ve hapishanelerde işkence görmüştür. Gazze’de 19 binden fazla çocuk annelerini kaybederek anne şefkatinden mahrum kalmıştır. Gazze’de bütün bu felaketler varken bizler nasıl kadınlar gününü kutlayabiliriz? Filistinli aileler tümden imha edilirken hangi kadın haklarından bahsedebiliriz? Bizler, Filistinli kadınların yalnızca Dünya Kadınlar Günü’nde değil her gün kahramanlar olarak anılması gerektiğini söylemek için buradayız. Onlar, sabrın ve fedakarlığın okuludur ve iradeleri asla kırılmayacaktır. Gazze’nin kadınlarına, tüm dünyadaki Filistinli kadınlara ve tutuklu kadınlara selam olsun” ifadelerini kullandı.

İsrail’in 15 ayı aşkın süren saldırıları nedeniyle 12 bin 316 kadın hayatını kaybetti. 2 bin kadın ile kız çocuğunun da bazı organlarını kaybederek “kalıcı engelli” hale geldiğini belirten Hükümetin Medya Ofisi Başkanı Selame Maruf, bu dönemde 162 kadının bulaşıcı hastalıklara yakalandığını ve onlarca kadının İsrail hapishanelerinde çeşitli işkencelere maruz kaldığını kaydetti. Maruf, ayrıca şu bilgileri paylaştı: “13 bin 901 kadın dul kaldı. 17 bin anne çocuklarını kaybetti. 50 bin hamile kadın, insanlık dışı koşullar sebebiyle, karınlarındaki yavrularını daha dünyaya getirmeden kaybetti.” Hamas da yaptığı açıklamada, “Gazze’de 12 bin kadının öldürülmesi, binlercesinin yaralanması ve tutuklanması, yüz binlercesinin yerinden edilmesi insanlık için bir lekedir” dedi. Hamas, Filistinli kadın mahkûmların, tüm uluslararası norm ve sözleşmeler açıkça ihlal edilerek psikolojik ve fiziksel işkenceye maruz bırakıldığını ifade etti. Filistinli kadın mahkumların çektiği acıların, ABD de dahil olmak üzere Batılı ülkelerin Filistinlilere yönelik “çifte standartlarını” ortaya koyduğunu sözlerine ekledi.

Gazzeli kadınlar, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü çadırlarda, enkazlar üzerinde ya da sığınma merkezine dönüşen okullarda binbir türlü meşakkat içinde geçirdiklerini ifade etti. Gazze’nin güneyindeki Han Yunus’ta bir okula sığınan Ummu Ekrem Ebu Şemmale, Filistinli kadınların saldırıların ardından gıdaya, suya ve giysiye muhtaç hale geldiklerini söyledi. “Çocuklarımız evsiz barksız kaldı, okullarda elektrik ve su olmadan yaşıyoruz.

El fenerleriyle ihtiyaçlarımızı gidermeye çalışıyoruz. Yaşadığımız hayat, hayat değil” diyen Ebu Şemmale, karşılaştıkları zorlukları anlattı. Han Yunus’taki okula sığınan kadınlardan Ummu Ahmed ise Gazzeli kadınlar için 8 Mart’ın “kutlama” günü olmaktan çıkıp “zillet” gününe dönüştüğünü ifade ederek, “Gazze’deki kadınlar üniversitelerde eğitim göreceklerine, Kadınlar Günü’nü kutlayacaklarına ateşte yemek pişiriyor, ellerinde çamaşır yıkıyor, çadırlarda ya da okullarda yaşıyor. şeklinde konuştu. Eşini ve 2 çocuğunu kaybeden Ummu Enver Ebu Hatab da “Gaz yok, yiyecek ve su yok. Yemekleri ateşte pişiriyoruz. Gazze dışındaki kadınlar kutlama yapıyor bizse burada zulmü, kaybı ve kahrı yaşıyoruz. Hepimiz mağduruz ama ablukaya rağmen direniyoruz” dedi.