Cumhurbaşkanı Erdoğan, İBB’deki yolsuzluklardan bahsederken İstanbul’da bir ‘Escobar düzeni’ kurulduğunu söyledi. Erdoğan, “Paylaşım kavgası veren, şikayeti, tanıklığı yapan, savcıların kapısında ihbar sırasına girenler onlar. Kendiniz ettiniz, kendiniz buldunuz. CHP’yi bu bataklığın, bu mafya düzeninin içine siz soktunuz” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP’lilerin İstanbul’da “Escobar” düzeni kurduğunu söyledi.
AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda konuşan Erdoğan, İBB’ye yönelik terör ve yolsuzluk soruşturmaları sonrasında CHP yönetiminin yaptıklarını tepki gösterdi. “19 Mart’tan bu yana siyaset sahnesinde çok farklı bir oyun oynanıyor” vurgusu yapan Erdoğan, şöyle konuştu: “Bütün Türkiye, son 20 gündür bir tiyatro izliyoruz; daha doğrusu, Hisseli Harikalar Kumpanyası izliyoruz.”
“Oyunun yazarı CHP’liler. Oyunun kurgucusu CHP’liler. Oyunun figüranları CHP’liler. Sahne, CHP’nin sahnesi. Perdeyi açan CHP, kapatan CHP. Bilinmeyen tek bir şey vardı, o da bu ‘orta oyununun’ kavuğunun kimde olduğuydu. Şimdi, hafta sonu yaptıkları baskın kurultayla birlikte, kavuk Sayın Özel’in başına geçmiş oldu. Ancak, 20 gündür oynanan bu tuluattan bir türlü anlayamadığımız, sahne ışıklarının sahneye değil, bize doğrultulmuş olmasıdır.”
“Dikkatinizi çekiyorum. Oyunu yazan onlar. Oyunu sahneleyen onlar. Çalıp çırpan onlar. İstanbul’da ‘Escobar düzeni’ kuranlar onlar. Paylaşım kavgası veren onlar. Şikâyeti yapan onlar. Tanıklığı yapan onlar. Savcıların kapısında ihbar sırasına giren onlar. Ama zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışanlar da onlar. Üzerindeki bütün kiri, pası, lekeyi, çamuru bizim üzerimize sıçratmak için olmadık taklalar atanlar da aynı şekilde onlar, yine CHP’liler.”
“Hayırdır, CHP olarak siz bizi gözüne far tutulunca donup kalan tavşan mı zannettiniz? Kusura bakmayın, kendi iç tartışmalarınızın bedelini, faturasını ne bize ne de millete ödetemezsiniz. Sizin ‘kavuk’ tartışmanız bizi hiç ama hiç ilgilendirmez. Sizin iç hesaplaşmanız bizi zerre kadar alakadar etmez.”
“Şimdi çıkmışlar; ‘Şu gözaltına alındı, bu tutuklandı, onu serbest bırakın’ başınıza ne geldiyse sizin kavuk sevdanız, koltuk hırsınız, dizginlenemez kibriniz, bundan dolayı geldi. Sizin açgözlülüğünüz yüzünden geldi. Kendiniz ettiniz, kendiniz buldunuz. CHP’yi bu bataklığın, bu mafya düzeninin içine siz soktunuz. Kendi içinizdeki meseleyi örtmek için de sokakları ateşe veren, gençleri öne sürüp belediye binalarına saklanan sizsiniz.”
“Gençleri kışkırtan, polisle çatıştıran sizsiniz. O gençlerin eğer hayatları karardıysa o hayatları karartan da
CHP olarak yine sizsiniz. Tarih boyunca hep bunu yaptınız. Sandıkta kazanamayınca gençleri sokağa
döktünüz. Onların kavgalarından, çatışmasından, hatta onların akan kanından kendinize rant devşirdiniz.
Bu ülkenin pırıl pırıl gençlerinin omuzlarına basarak, onları çiğneyerek, onları bozuk para gibi harcayarak kariyer basamaklarını tırmandınız.”
Büyük bir çaresizlik içerisinde olan CHP’lilerin, üç haftada tüm itibarlarını kaybettiğini ifade eden Erdoğan, “Şimdi bize sataşarak, partimize ve ittifak ortağımıza edepsizce hakaret ederek, yaşadıkları hezimeti unutturmaya çalışıyorlar. Ne diyor Özgür Bey? ‘CHP istese tek parti olarak devam edecekken demokratik seçimlerle ülkeyi tanıştıran parti CHP’dir’ diyor. Lütuf buyurdunuz. Ardından haddini daha da aşarak bizi cuntacılıkla itham ediyor” dedi. CHP’nin, Türkiye’deki her darbenin, her darbe girişiminin, her muhtıranın, her cuntanın taşlarını döşediğini, davetiyesini yazdığını, arkasında durduğunu, alkışladığını ve darbecilerin sırtını sıvazladığını kaydeden Erdoğan, şöyle devam etti: “CHP Genel Başkanı’na, şayet biraz cesareti varsa, vesayet lekeleriyle adeta katrana dönmüş kirli geçmişiyle yüzleşmesini öneriyorum. Denklem gayet basit. CHP demek, cunta demektir. Cunta demek, CHP demektir. CHP sadece yolsuzluğun değil, aynı zamanda bu ülkede darbeciliğin de kitabını yazmıştır.”
CHP’nin, ülkenin meseleleriyle işi olmadığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti: “CHP faşizmin vücut bulmuş, etek kemiğe bürünmüş halidir. Yıllardır yol yürüdükleri ekran yüzlerini sırf istedikleri kadar bağırmadı diye adeta linç ettiler. Bunun adı nedir? Bunun adı en ilkel, en barbar haliyle faşizmin ta kendisidir. Faşizm söyleyeni susturmaktan ziyade susanı konuşmaya zorlayan zorbalıktır.”
“Daha iktidar umudu yokken bunu yapanlar, ezkaza ellerine yetki geçse neler yapar? Varın siz düşünün. Açık açık söylüyorum; cirimleri kadar yer yakarlar. Cuntayla, darbeyle, vesayetle, ajanlarla, ajanslarla, kirli parayla, kara parayla, para kuleleriyle, sınır ötesine yaptığınız çağrılarla varabileceğiniz hiçbir yer yok. Sandıktan çıkan iradeye kuzu kuzu teslim olacaksınız. Buradan açık açık sesleniyorum; hiç kimse bunların faşizan baskılarına boyun eğmesin. Kimse öfkeye, yılgınlığa, endişeye kapılmasın. Korkaklar zafer anıtı dikemez.”
Bölgede ve dünyada yaşanan gelişmelerin çok önemli bir değişimin eşiğinde, hatta coğrafya itibarıyla Türkiye’nin merkezinde olduğunu gösterdiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: “Gümrük tarifeleri üzerinden alevlenen ticaret savaşlarının küresel ölçekte bir etki uyandıracağı anlaşılıyor. Büyük küçük demeden herkesi etkileyecek şiddetli bir kasırganın geldiğini söylemek, abartılı bir yaklaşım olmayacaktır. Şunu büyük bir gururla bir kez daha söylemek arzusundayım; tarihi olduğu kadar sancılı da olan bu süreci en iyi okuyan, en iyi yöneten, sahada ve masada en güçlü konumda bulunan ülkelerden biri Türkiye’dir.”
“Türkiyesiz bir denklem kurulamayacağını, kurulsa dahi bunun yaşama şansının olmadığı küresel aktörler tarafından da kimi zaman gönüllü ama çoğu zaman mecburen kabulleniliyor. Ülkemizdeki muhalefetin anlamadığı, daha doğrusu anlamak istemediği gerçeklik işte budur. Onlar hâlâ Türkiye’nin icazetle iş gördüğü zannıyla hareket ediyorlar. Oysa Türkiye, AK Parti hükümetleri döneminde icazet alan değil, tam tersine icazeti aranan ülke konumuna gelmiştir.”
“Türkiye’nin ‘level’ atladığını, Türkiye’nin artık çok farklı bir ligde top koşturduğunu halen kavrayamadılar. Peki, bu küresel tabloda Türkiye olarak biz nerede duruyoruz? 14-28 Mayıs seçimleri sonrasında ekonomide çok güçlü bir ekip kurduk. Türkiye’yi şoklara karşı dirençli hale getirecek kapsamlı bir programı Mayıs 2023’ten itibaren kararlılıkla hayata geçirdik. Dünyada ciddi bir belirsizlik ortamı var. Ama Türkiye’nin de yolunu aydınlatan güçlü bir ekonomi programı var. Düşük tarife uygulanan ülkeler arasında olmamız hasebiyle bu muhataralı dönemi birçok ülkeye kıyasla daha kolay atlatacağımıza inanıyoruz. İş dünyamız müsterih olsun. Vatandaşlarımız gönüllerini ferah tutsun.”
“Geçen hafta Türk ekonomisinin gücünü test etme imkanı bulduk. Muhalefetin ekonomimize zarar verme girişimlerini boşa çıkardık” diyen Erdoğan, şunları kaydetti: “Milletimiz sırf yolsuzluklarını gözlerden kaçırmak için ülkesine ve milletine kasteden kifayetsiz muhterislerin boykot çağrılarına prim vermedi. Gezi olaylarında ‘Tüketmeyin, ekonomi dursun’ çağrıları nasıl çapulcuların ellerinde patladıysa; CHP’nin boykot çağrısına da millet itibar etmedi. Yani boykotçular, bizzat vatandaşımızdan boykot yedi.”
CHP’lilerin, çoğu zaman bir hiç uğruna Türkiye’nin çocuklarını feda ettiğini anlatan Erdoğan, CHP’lileri şöyle eleştirdi: “Buradan soruyorum; bugün sürekli üzerinde tepindiğiniz Deniz Gezmiş’i sahaya süren siz değil misiniz? Meclis’te oylamadan kaçarak idamını onaylayan siz değil misiniz? İdamını izleyen, güya mezarı başında gözyaşı döken siz değil misiniz? Tüm bunlardan sonra utanmanız gerekirken işinize her geldiğinde Deniz Gezmiş’i kullanan siz değil misiniz? Sadece Deniz Gezmiş’e değil, Sabahattin Ali’ye, Nazım Hikmet’e bakın. Aynı riyakarlığı, aynı nebbaşlığı orada da görürsünüz. Şimdi de bir yandan gençleri sokağa çağırıyor, kışkırtıyor, küfür ettiriyor, polise saldırtıyorsunuz, sonra utanmadan timsah gözyaşları döküyorsunuz. Kusura bakmayın ama bu ülkenin gençlerini size yedirtmeyeceğiz, kullandırtmayacağız. Gençleri yolsuzluklarınıza paravan yapmanıza müsaade etmeyiz.”
Orta oyunlarının bayatladığını, milletin bu tiyatroları izlemediğini belirten Erdoğan, milletin CHP’nin senaryolarına prim vermediğini vurguladı. CHP’nin kendisinin çalıp, kendisinin oynadığını dile getiren Erdoğan “Medet umduğunuz, önünde eğilip büküldüğünüz batılı aktörler sizi terk edeli çok oldu. Son bir umutla aradığınız numaralar ya kapalı ya sizi engelledi ya da kapsama alanı dışına çıktı. Kimse sizi umursamıyor, değer vermiyor, yalanlarınıza kimse kanmıyor” diye konuştu.
“Şunu sizin ve milletimizin de bilmesini arzu ediyorum; firariler yakalanıp yargıya teslim edildikçe dananın kuyruğu asıl o zaman kopacaktır” diyen Erdoğan, şu değerlendirmelerde bulundu: “İstanbul merkezli yolsuzluk çarkının boyutları ortaya çıktıkça, bunların milletin yüzüne bakacak halleri bile kalmayacak.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ne gelişinde, Türk Polis Teşkilatı’nın 180. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla polisler tarafından karşılandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ve Türk Polis Teşkilatı heyetini Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde kabul etti. Burada konuşan Erdoğan, “Hangi hesapla olursa olsun size saldırılmasına, sizin ahlaksız ve alçak iftiralarla töhmet altında bırakılmanıza müsaade edemeyiz. Kendini bilmez tiplerin son haftalarda polisimizi hedef alan saldırılarının sebebi sizlerin görevinizi layıkıyla yapmanızdır. Emniyet birimlerimiz, İstanbul merkezli yolsuzluk soruşturması üzerinden sokaklarımızda estirilmek istenen eşkıyalığa fırsat vermemiştir” dedi.
Kendilerinin daha mühim gündemlerini olduğunu söyleyen Erdoğan, “Terörsüz Türkiye hedefi gibi ülkemizin geleceği açısından hayati önemde meselelerimiz var. (Bugün) DEM heyetini kabul ederek hem kendileriyle görüşecek hem de ‘Terörsüz Türkiye’ hedefine ulaşma irademizi teyit edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, DEM Parti İmralı heyetini bugün saat 13.30’da Beştepe Külliyesi’nde ağırlayacak. Heyette, TBMM Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder ve Van Milletvekili Pervin Buldan yer alacak.