enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
39,2423
EURO
44,7139
ALTIN
4.175,57
BIST
9.486,56
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
26°C
İstanbul
26°C
Parçalı Bulutlu
Pazartesi Az Bulutlu
28°C
Salı Parçalı Bulutlu
28°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
28°C
Perşembe Açık
27°C

Masumiyet karinesi, kul hakkı ve adalet…

Masumiyet hakkı doğru anlaşılmalıdır.Masumiyet karinesi, iddia ve suçlamalar hangi boyutlarda olursa olsun, ademoğlunun mahkeme nezdinde suçluluğu kanıtlanmadığı sürece suçsuz kabul edilmesidir. Bir başka deyişle, hiç kimsenin kendini mahkeme yerine koyarak peşinen hiç kimseyi suçlu ilan etmemesidir. Zira herkesin lekelenmeme hakkı azizdir. Masumiyet karinesi, türlü iddialarla suçlanıp yargılanan birini peşin peşin suçsuz ilan etmek anlamına gelmez. Mahkeme sonuçlanıncaya kadar beklemek anlamına

Masumiyet karinesi, kul hakkı ve adalet…
REKLAM ALANI
22.03.2025 03:00
1
A+
A-

Masumiyet hakkı doğru anlaşılmalıdır.Masumiyet karinesi, iddia ve suçlamalar hangi boyutlarda olursa olsun, ademoğlunun mahkeme nezdinde suçluluğu kanıtlanmadığı sürece suçsuz kabul edilmesidir.

Bir başka deyişle, hiç kimsenin kendini mahkeme yerine koyarak peşinen hiç kimseyi suçlu ilan etmemesidir.

Zira herkesin lekelenmeme hakkı azizdir.

Masumiyet karinesi, türlü iddialarla suçlanıp yargılanan birini peşin peşin suçsuz ilan etmek anlamına gelmez.

YAZI ARASI REKLAM ALANI

Mahkeme sonuçlanıncaya kadar beklemek anlamına gelir.

Masumiyet karinesi, hiç kimsenin kendini mahkeme yerine koyarak hükümde bulunmamayı öngörür.

Çünkü suçlu olup olmadığını bilmediğiniz birini peşinen suçlu ilan etmeniz hukuka ve ahlaka ne kadar aykırıysa önceden suçsuz ilan etmeniz de bir o kadar hukuka ve ahlaka aykırıdır.

Birisinin lekelenmeme hakkı ne kadar aziz ise suç işlediğinde ceza görmesi de bir o kadar aziz bir haktır.

Mahkemelerin verdiği her karar mutlak adalete uygun olmayabilir.

Mahkeme kararları bu yüzden tartışmaya açıktır.

Ama mahkeme karar vermeden birilerinin kendini mahkeme yerine koyarak suçluluk ve suçsuzluk üzerinden hem mahkemeyi etkilemeye dönük beyanlarda bulunması hem de içeriğine ve detayına muttali olmadığı bir konuda ahkam kesmesi hukuken de ahlaken de doğru değildir. Dahası, adaleti engellemeye dönük bir davranıştır.

Üzülerek belirtmek isterim ki ülkemizde gözetim ve soruşturma aşamalarından başlayarak mahkeme aşamalarına kadar bu ilkeleri gözeten insan sayısı neredeyse yok denecek kadar azaldı.

Herkes siyasi pozisyonuna kadar suçluluk veya suçsuzluk üzerinden peşinen ya lekeleme ya da aklama yoluna gidiyor.

Henüz delilleri bile görmeden başlayan soruşturmaları “sivil darbe” veya “siyasi operasyon” söylemleriyle yargı kurumunu toptan ve peşinen itibarsızlaştırmak yetmezmiş gibi ülkenin cumhurbaşkanına hayasızca dil uzatmayı marifet bilen bir politik topluluk var.

Hakeza henüz haklarında verilmiş bir mahkeme kararı olmayan insanlar hakkında kuruldukları yerden önceden infaz masaları kuran bir başka politik topluluk var.

Kuruldukları ekran veya gazete köşelerinde ve/ya da sosyal medya mecralarında peşinen suçlu veya suçsuz ilan ettikleri kişiler hakkında konuşanlar yargıya müdahale ederek ortaya çıkacak yargı kararlarına gölge düşürmektedirler.

Televizyon ekranları veya sokaklar mahkeme yerleri değildir.

Masumiyet karinesine uymak konusunda herkes, en başta da hukukçular titizlikle riayet edilmelidir.

Ne yazık ki kimi hukukçuların kuruldukları ekran köşelerinde herkesten önce ve herkesten çok masumiyet karinesini ihlal eden konuşmalar yapıyor olduklarına şahit olmak elbette üzücü.

Peşinen siyasal pozisyonlarına göre yargı kurumunu “siyasetin emrindeki aparat” olarak yaftalayan ve “siyasetin emrindeki yargı”ya güvenmediğini söyleyen bir hukukçular topluluğu türedi.

O hukukçuların hiçbiri henüz dosyanın içeriğini ve detayını bilmeden konuşmayı, hele hele siyasetçilerin ağzıyla konuşmayı bir tutum haline dönüştürmekle aslında hukuku bizatihi kendilerinin katlettiğini görmezlikten geliyorlar.

Siyasetçilerin bu tarz eleştirilerini hak vermesek de anlamak mümkün.

Ama bazı hukukçuların siyasetçilerden bin beter bir ağızla en başından itibaren hukuku katleden bu tarz suçlamalar içine girmeleri ibretle not alınması gereken bir durumdur.

İddiaların hepsi doğru veya tümü asılsız olabilir.

O yüzden dosyadaki objektif delilleri bilmeyen hiç kimsenin o iddialarla ilgili yanlı yorum ve suçlama yapması asla doğru değildir.

Her şey mahkeme aşamasında belli olur.

O iddialara mesnet teşkil eden objektif deliller ve belgeler ortaya çıktığında ve en önemlisi mahkeme tüm delillere bakarak hükmünü tesis ettiğinde durum anlaşılır.

O aşamada hukukçuların somut delillere ve karara bakarak dedikleri önem arz eder.

Siyasetçilerin tepkileri de o aşamada kıymet arz eder.

Televizyon ekranlarını ve sokakları mahkeme salonuna dönüştürmekten kaçınmak gerekir.

***

Kul hakkı, İslam’ın en fazla önem verdiği bir haktır.

Bir insanı sırf muhaliftir diye olmadık iddialar üzerinden itibarsızlaştırmaya veya lekelemeye çalışmak, kul hakkına girer.

Allah bütün günahları affeder ama kul hakkını affetmez.

O yüzden İslam lekelenmeme hakkını aziz bilen bir ahlaki öğretiyi öngörür.

İslam’ın Kur’an ve hadisle çerçevelenmiş o ahlaki öğretisi şu ilkeler üzerine oturur:

-Bilmediğiniz şeyin ardına düşmeyiniz.

-Her duyduğunuzu söylemeniz size günah olarak yeter.

-Başkasının gizlisini-saklısını araştırmayınız. Tecessüs haramdır.

-Başkalarının günahlarını ve kusurlarını örtünüz, açığa vurmayınız.

-Dedikodudan kaçınınız.

-Suizandan uzak durunuz.

-Gıybetten beri durunuz.

-Size söylenmesini istemediğiniz bir sözü başkalarına demeyiniz. Size yapılmasını istemediğiniz bir şeyi başkalarına yapmayınız.

***

Adalet, İslam’ın adeta varlık sebebidir.

Tıpkı ahlak gibi.

Adalet, herkese hakkını teslim etmektir.

Adalet, hiç kimseye haksızlık etmemektir.

Adalet, herkesin hakkını ve hukukunu ayakta tutmaktır.

Adalet, düşmana karşı bile hak ve hukuk bahsinde amasız fakatsız ilkesel davranmak demektir.

Bir kişiye veya bir topluluğa duyulan öfke şayet sizi adaletsizliğe sevk ediyorsa imanınızdan yana sorununuz var demektir.

Düşmanına dahi adaletli davranmayan birinin davası Allah nezdinde boştur.

İslam’ın ahlaki öğretisine uygun davranmayan ve adalet ilkesine riayet etmeyen birinin Müslümanlık iddiası kadar insanlık iddiası da boştur.

REKLAM ALANI
ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.