Çocukların duygu dünyasına girmenin en iyi yolunun oyun terapisi olduğu ifade ediliyor. Psikolog Şeyma Biçer Sancaktutan, 2-12 yaş arası çocuklara uygulanan bu yöntemin, ihmal, istismar ve yas gibi kritik süreçlerde hayati rol üstlenerek yaraları sardığını söylüyor.
Anne baba olmak dedektif gibi çocuğun duygularını anlamaya çalışmayı da gerektiriyor. Ebeveynlerin çocuk yetiştirirken ‘acaba bir şey mi oldu, şu an kaygılı mı, içine kapanıksa sebebi ne, bu davranışın arkasında ne var’ gibi onlarca soruyla boğuştuğunu belirten Psikolog Şeyma Biçer Sancaktutan, “Tam da bu noktada oyun terapisi devreye giriyor. Son yıllarda adını sıkça duyduğumuz bu yöntem, çocukların iç dünyasını anlamanın en doğal ve etkili yollarından biri” dedi.
Yetişkinler yaşadıklarını kelimelerle anlatırken, çocukların ise oyun ve oyuncaklarla anlattığını ifade eden Sancaktutan, “Oyun, çocukların kendilerini en rahat ifade ettikleri dildir. Oyun terapisi ise bu dili kullanarak çocukların duygularını keşfetmesine, zorlandıkları konularla başa çıkmasına ve kendilerini daha iyi ifade edebilmelerine yardımcı olan yapılandırılmış bir terapi yöntemi” diye konuştu. Sancaktutan, çocukların bilişsel düzeyi, duygusal olgunluğuna göre değişmekle birlikte 2-12 yaş aralığındaki çocukların oyun terapisi alabileceğini ifade etti.
Bazı çocukların duygularını açıkça dile getiremediğini vurgulayan Sancaktutan, “Bu yüzden davranışları bir sinyal niteliğinde olabiliyor. Eğer çocuğunuzun kaygı, depresyon, travma, özgüven eksikliği, davranış problemleri, içine kapanıklık, öfke kontrolsüzlüğü, stres yönetimi güçlükleri, boşanma süreci, kayıp ve yas deneyimleri, sosyal beceri eksikliği, kardeş kıskançlığı, fobiler, bağlanma sorunları, ihmal veya istismar, duygusal düzenleme güçlükleri gibi durumlarda zorlandığını fark ediyorsanız, oyun terapisi oldukça faydalı olabilir. Sorunun sıklığı ve şiddeti yoğunsa, hayatın kalitesini olumsuz düzeyde etkiliyorsa mutlaka uzmana başvurmak gerekir” ifadelerini kullandı. Oyun terapisinin kurucularından biri olan Virginia Axline’ın ‘Kuşlar uçar, balıklar yüzer, çocuklar ise oyun oynar’ sözüne dikkat çeken Sancaktutan, “İşte bu yüzden bazen çocuğunuzun oyununa derinlemesine bakmak, onun iç dünyasını anlamanın ve size söylemek istediklerini keşfetmenin ilk adımı olabilir” şeklinde konuştu.
Oyun terapisi süreci, çocuğun ihtiyacına ve uzmanların kullandığı yöntemlere göre şekilleniyor. İlk olarak ebeveynlerle görüşülerek çocuğun yaşadığı sorunlar ve bunların muhtemel sebepleri değerlendiriliyor. Daha sonra terapist, çocuğun kendini güvende hissedeceği özel olarak tasarlanmış bir oyun odasında onunla vakit geçiriyor. Bu süreçte çocuğun duygularına hitap eden oyunların oynanırken, hikayelerin anlatıldığını ifade eden Sancaktutan, “Çocuk kendi temposunda iç dünyasını keşfetmeye başlıyor. Uzmanın çocukla kurduğu güvenli bağ ise çocuğun dünyaya ve insanlara bakışını da olumlu yönde etkiliyor. Her çocuk farklıdır, dolayısıyla oyun terapisinin süresi de çocuğun ihtiyacına göre değişkenlik gösterdiği unutul-mamalı” ifadelerini kullandı.