enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
40,1735
EURO
47,0678
ALTIN
4.327,67
BIST
10.358,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
30°C
İstanbul
30°C
Parçalı Bulutlu
Cumartesi Parçalı Bulutlu
29°C
Pazar Açık
31°C
Pazartesi Açık
32°C
Salı Parçalı Bulutlu
31°C

Zayıflık algısına yenik düşmeyin

Özellikle sosyal medyada zayıflık algısı üzerinden yürütülen paylaşımlar, gençler arasında yeme bozukluklarının artmasına neden oluyor. Sıkça karşılaşılan ‘mükemmel’ beden dayatmaları, gerçeklikten uzak beklentiler yaratarak bireyleri sağlıksız yeme davranışlarına itebiliyor.

Zayıflık algısına yenik düşmeyin
REKLAM ALANI
24.06.2025 05:36
0
A+
A-

Hayatımızın büyük bir bölümü kaplayan sosyal medyanın beden algısı üzerindeki etkileri, gençler için ciddi psikolojik sorunlara yol açabiliyor. Filtrelenmiş görüntüler, idealize edilmiş bedenler ve sürekli dayatılan zayıflık algısı, bireylerin kendi vücutlarını olumsuz şekilde değerlendirmelerine neden oluyor. Bu durum, yeme bozukluklarının ortaya çıkmasında ya da mevcut sorunların derinleşmesinde önemli bir rol oynuyor. Sosyal medyada sıkça karşılaşılan “mükemmel” beden dayatmaları, gerçeklikten uzak beklentiler yaratarak bireyleri sağlıksız yeme davranışlarına itebiliyor.

GENÇLER ARASINDA YÜKSELİŞTE

Yeme bozukluğunun özellikle gençler arasında yükselişe geçtiğini belirten İstanbul Küçükçekmece’de hizmet veren Kemalpaşa Sağlıklı Hayat Merkezi’nde görev yapan Psikolog Fatma Eyüpoğlu, çoğu kez fark edilmeden ilerleyen bu hastalıklarda sosyal medyanın etkili olduğunu söyledi. Eyüpoğlu, yeme bozukluğuna genetik yatkınlık, çevresel faktörler ve çocukluk travmalarının yanı sıra sosyal medyanın da etkili olduğunu vurguladı. Sosyal medyada idealize edilen vücut algısının gençleri etkilediğini söyleyen Eyüpoğlu, “Birçok kişi mükemmel vücuda sahip olma arzusuyla yemekten kaçabiliyor ya da yemeği aşırı tüketerek sonrasında kusma, aşırı egzersiz yapma gibi telafi edici davranışlara başvuruyor. Bu durum zamanla ‘anoreksiya nervoza’ ya da ‘bulimiya nervoza’ gibi bozukluklara dönüşebiliyor” dedi.

YAZI ARASI REKLAM ALANI

AİLE DESTEĞİ ÇOK ÖNEMLİ

İnsanların olumsuz duygularla sağlıksız baş etme yolları aradığında da yeme bozukluklarının ortaya çıkabileceğini belirten Eyüpoğlu, yemekle duygusal boşluğu doldurma çabasının, zamanla aşırı yeme ya da aşırı kısıtlamaya dönüşerek yeme bozukluğuna yol açabileceğini söyledi. Ayrıca, sağlıklı beslenmeye saplantılı hale gelinen ‘orthoreksiya nervoza’ bozukluğuna da dikkat çeken Eyüpoğlu, “Bu bireyler, yemeklerin içeriğini, ürün etiketlerini aşırı derecede inceliyor ve bu durum da gittikçe bireylerin yaşamlarını kısıtlıyor ve yaşam kalitelerini düşürüyor” ifadelerini kullandı. Tedavi sürecinde erken teşhis ve aile desteğinin önemine dikkat çeken Eyüpoğlu, “Bu noktada ailelerin de şefkatli ve anlayışlı bir tutum sergilemesi büyük önem taşıyor. Hastalığın erken fark edilerek destek alınması, tedavi sürecini ciddi anlamda kolaylaştırıyor” diye konuştu.

GÜVEN İLİŞKİSİ ŞART

    Diyetisyen Gamze Çeliker de kişilerin yaşam kalitesini etkileyen psikolojik kökenli hastalıkların tedavisinde danışanla güven ilişkisi kurmanın önemine dikkat çekti. Kişilerin genel olarak yeme davranışını reddettiğini ve bunun da farkında olmadığını anlatan Çeliker, “Bu nedenle doğrudan diyet listesi vermek yerine önce bir beslenme günlüğü tutmasını istiyoruz. Sonra beslenme eğitimi veriyoruz. Küçük hedeflerle başlıyoruz. Örneğin ilk hafta sadece kahvaltıyı düzene koyuyoruz” diye konuştu. Kısıtlayıcı diyetlerin gençlerde ve psikolojik açıdan hassas bireylerde yeme bozukluğunu tetiklediğine vurgu yapan Çeliker, “Bu nedenle sağlıklı ve dengeli beslenmeyi öneriyoruz. Akdeniz diyeti, sağlıklı yaşam tarzı açısından oldukça uygun. Sebze, meyve, tam tahıl, zeytinyağı ağırlıklı ve sürdürülebilir. Yeme bozukluğu ile mücadele edenler asla kendini yalnız ve çaresiz hissetmesin. Multidisipliner bir ekip ve doğru yaklaşımlarla iyileşmek mümkün” ifadelerini kullandı.

REKLAM ALANI
ETİKETLER: , , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.